“Büyük soygunu sona erdirecek uygulama”,”sağlıkta soygunu halk durduracak” vb. başlık atan yazan çizenleri ve bunlara sessiz kalan odalarımızı, derneklerimizi kınıyorum.
Sağlık sektörüne reva görülen bu ithamlar, hakaretler konusunda bir şeyler yazsam mı yazmasam mı diye çok düşündüm. Çünkü o kadar duyarsız bir toplum olmuşuz ki kendi sorunlarımıza dahi sessiz ilgisiz kalıyoruz. Dikkat edilirse gazete ve medyada sağlık sektörü soyguncu sahtekar ilan ediliyor DERNEKLER ve herkes sus pus ve bir Allah’ın kulu tepki göstermiyor. Ben 35 yıl bu devlete ve milletime hizmet etmiş bir hekim olarak bu aşağılayıcı, sağlık sektörünü soyguncu olarak gösteren, vatandaşla hizmet sunanları karşı karşıya getiren yalan ve yanlış ithamları asla kabul etmediğim gibi bu konuda haklarımızı savunacaklarını iddia eden fakat sessiz kalan derneklerimizi, basını ve gerçekleri görmezden gelen bürokrasiyi kınıyorum. SGK bu şartlarda özel sektörün sağlık hizmeti veremeyeceğini çok iyi bilmesine rağmen nasıl olsa birlik yok diye dayatma yapmasını hiç vicdani, etik ve hakkaniyetli görmek mümkün olmadığı gibi fırsatçılık olarak değerlendiriyorum. Bu inatlaşmanın sonu vatandaşı, sağlık sektörünü ve SGK’yı zor durumda bırakacaktır. Her sektörde olduğu gibi sağlık hizmet sektöründe de yolsuzlukların olduğu inkar edilemez fakat tüm sektörü suçlamak aşağılamak yerine suçluları yakalayın sayın yetkililer. Vatandaş yolsuzluğu yakalayacak SGK ceza verecek, yani hastanın iki dudağı arasında hekimin istikbali. Peki hekimin gereksiz yere yazmak istemediği ilaçları için hakaret eden hastaların durumu ne olacak? Hiç uygulamada yaşananlardan haberiniz varmı? Yolsuzluk ve şişirilmiş faturalar sadece özel sektörde mi var? Kamu hastanelerinde yok mu? Neden onlar irdelenmiyor?
Bu kısa sorulardan sonra sayın SGK yetkilileri, basın mensupları ve kamuoyuna aşağıdaki soruları sormak ve yanıt almak isterim.
1- Muayene ücreti olarak 20,-TL ödüyorsunuz, bunun 15,-TL sini vatandaştan katkı payı olarak, asgari 5,-TL sinide vergi olarak geri alıyorsunuz ve vatandaştan da alınacak fark ücrete sınırlama getiriyorsunuz. Devletin bunda zararı nedir?
2- Bu 20,-TL muayene ücreti ile kan idrar tahlillerini, EKG, röntgen grafileri, enjeksiyon, pansuman vs. de yapacaksınız ve başka ücret talep etmeyeceksiniz diyor mevzuat hazretleri. Bunun imkansız olduğunu bilmemek mümkün mü? 20TL, ne röntgeni, ne tahlilin maliyetini, ne hekim ücretini karşılamaz.
3- Özel sektörün kirası, vergisi, çalışanların maaş ve SSK’ları, elektrik ve suyu vs… olduğu hiç dikkate alınmadan kamu hastaneleri ile aynı ücret uygulanmasının izahı var mı?
4- En ekonomik ve en pratik hizmet veren Ayaktan tedavi merkezleri neden hiç dikkate alınmaz? Ve neden bu merkezlerde muayene ücretleri 20,TL’dir de üniversite ve özel hastanelerde muayene ücretleri bunun 2-3 katıdır. Uzman üniversitede muayene ederken farklı bir şey mi yapıyor, üstelik bazı merkezlerde çalışan uzmanlar daha tecrübeli olabiliyor. Karmaşık mevzuatlar içerisinde; bunu uzman hekim muayenesi, pratisyen hekim muayenesi olarak fiyatlandırmak neden düşünülmez de 15-20 çeşit muayene ücreti uygulanır?
5- Özel sağlık sektörüne neden bir maliyet hesabı yapılarak, enflasyonda dikkate alınarak fiyatlandırma yapılmaz?
6- Amaç; sahipleri hekim olan ayaktan tedavi merkezlerini yok etmek, çalışanları işsiz bırakmak mıdır? Ama NEDEN? Ben sadece önem verdiğim mesleğimi devam ettirmek ve patron emri altında çalışmak istemediğim için bu haksız ve mantıksız uygulamalara direniyorum.
7- Bunlar ve benzer sayısız sorunlar DERNEKLERİMİZİN boy boy toplantı duyuruları yapıldığı ve sektörün ümitlendiği ortamlarda anlatılmaz ve cevapları neden paylaşılmaz? Özel sağlık sektörünün sadece büyük patron hastanelerinden ibaret olmadığı neden anlatılmaz? Anlatılmaz ise birlikte hareket edilemediğinden kimsenin sitem etmemesi gerekir.
Dr. Zakir Araz
drzaraz@gmail.com