FİYAT DÜZENLEMESİ YAPILMADAN ŞEHİR HASTANELERİNİN DEVAM EDEBİLMESİ OLANAKSIZDIR
Şehir Hastaneleri Sayın Cumhurbaşkanı’nın Çok Önem Verdiği Bir Projedir
Şehir Hastaneleri konusunda ülkemizde yeterince tartışma yapıldığı kanısında değiliz. Ancak, bunu tartışmanın fazla bir anlamı da kalmadı artık. Çünkü, çoğu şehir hastanesinin inşaatları bitti ya da bitmek üzeredir. Bu durumda, inşaatı bitmiş ve işletmeye hazır hale gelmiş olanların en uygun şekilde sürdürülebilirliğini sağlamak en akılcı olandır.
Sonuçta, Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan bu projeyi çok destekledi ve bir kısım şehir hastaneleri de açılışa hazır hale gelmiş durumdadır. Akılcı olan yol, bitirilen projelerin sürdürülmesi, ancak başlanmamış ya da henüz başlangıçta olan projelerin ertelenmesi ya da iptal edilmesidir.
Çünkü, şehir hastaneleri oldukça pahalı projelerdir ve Türkiye’nin şu andaki koşullarda bu projeleri yaygın olarak faaliyete geçirmesi zor görünmektedir.
Şehir Hastanelerinin Açılışları Neden Gecikiyor?
Neden, tamamiyle ekonomik bütçenin yetersizliğidir.
Olay, yalnızca bina yapmaktan ibaret değildir. Belki de bina inşaatı olayın en kolay boyutudur. Ülkemizde, güçlü inşaat firmaları bulunuyor. İnşaat firmalarımız dünyada Çin’den sonra ikinci durumdadırlar. Son derece güçlü ve başarılı durumdadırlar. Çok iyi binalar ortaya koymaktadırlar.
Ancak asıl giderler, binanın içinin donatılması ve işletmenin sürdürülmesidir.
İşte bu noktada finansal yetersizlik ortaya çıkmaktadır.
Bu nedenle de, gecikmeler ortaya çıkmaktadır.
Mevcut Maliyet Hesaplamaları İle Şehir Hastanelerinin Sürdürülmesi Olanaksız Hale Gelmiş Durumdadır
Şehir hastanelerinde, Sağlık Bakanlığı’nın kiracı olduğu belirtilmektedir. 25-30 yıl gibi uzun bir periyot sonunda, bu binaların sahibi olacağı sözleşmelerde yazılmaktadır. Pratikte, bunun şu anda bir anlamı bulunmamaktadır.
Ancak, Sağlık Bakanlığı tüm bölümlerin işletmecisi durumunda gözükmemektedir. Bir kısım bölümlerin işletmeciliği, binayı yapan firmalara bırakılmış durumdadır. Örneğin laboratuvar, görüntüleme, kafeterya ve restoranlar, otopark işletmeciliği gibi.
İnşaatı yapan firmalar da, bu işleri yürütmek için, alanlarında uzman olan başka yüklenicilerle anlaşmış durumdadırlar. Örneğin, laboratuvar alanı için A yüklenicisiyle anlaşmak gibi. A yüklenicisi de, başka alt yüklenicilerle anlaşma yapmaktadır. İş ve sözleşme zinciri aşağıya doğru bu şekilde devam etmektedir.
Tüm anlaşma ve sözleşmeler, büyük ölçüde SGK-SUT (Sağlık Uygulama Tebliği) fiyatları üzerinden yapılmış durumdaydı. Ancak son dönemdeki finansal gelişmeler nedeniyle, artık mevcut SUT fiyatları ile şehir hastanelerinin devam ettirilebilmesi olanaksız hale gelmiş bulunmaktadır.
Fiyat Anlaşmaları 1-2 Yıl Önce Yapılmış Durumdaydı
Şehir hastaneleri ile ilgili fiyat anlaşmaları, yaklaşık 1-2 yıl önce yapılmış durumdaydı. Çoğunluğu 2016 ve 2017 yılları içinde.
Bu sürede dövizdeki değişim ise, yaklaşık iki kat civarında, %100’ün üzerindedir.
Çoğu bölümlerde, yüksek teknoloji gerektiren ürünlerin dövize bağımlı olduğunu göz önüne alırsak, maliyetler bu sürede yaklaşık iki katına yükselmiş durumdadır. Özellikle de bu yıl Ağustos’taki finansal saldırı ile birlikte, ciddi maliyet artışı ortaya çıkmış ve bir kısım ürünler, mevcut bedellerle sağlanamaz hale gelmiş bulunmaktadır.
Çünkü, kullanılan parametre SUT’tur ve SUT bedelleri de TL olarak 2006 yılından beri değiştirilmemiş durumdadır. Artık bir geçerliliği de kalmamış bulunmaktadır. En azından fiyatlar bazında.
Bazı Örneklerle Anlatalım
Örneğin, yine laboratuvar alanından örnek vermek gerekirse, 1-2 yıl öncesinde dış laboratuvar testleri ihalelerinde, SUT üzerinden 0.35 katsayı ile firmalar hizmet sunmaya talip olurlarken, bugün için bu ihalelere 0.80 katsayı ile girecek firma bulunamamaktadır. SUT’un tavan katsayısı ise 0.59’dur. Dış laboratuvar ihaleleri, artık 0.90-1 ve üzeri katsayılarla, yani mevcut SUT’un 1.5-2-3 katı bedellerle ancak yapılabilmektedir.
Bu durumda, şehir hastanelerinde ana yüklenici firma ile SUT üzerinden 0.35, 0.40, 0.45, 0.50 gibi oranlarla sözleşme yapmış alt yüklenici firmaların çoğunluğu, artık bu hizmeti sürdüremez hale gelmiş bulunmaktadır. Bir kısmı ürün ve hizmet sağlayamamaktadır. Bazıları iflas etmiş durumdadır. Çoğunluğu da zarar haline gelmiş hizmeti sürdürme gücünden yoksundur.
Aynı durum, ana yüklenici firmaya yansımaktadır. Ana yüklenici firma, alt yüklenicilerden büyük maliyet artışı baskısı görmektedir. Gerçekte, alt taraf finansal olarak çökmüş durumdadır ve bu durum, ana yüklenici firmayı da iflas ve çökme durumuyla karşı karşıya getirmektedir.
Hizmetin sürdürülebilirliği tehlikededir. Aslında, sistem fiilen tıkanmıştır ve sürdürülmesi imkansız hale gelmektedir.
SUT’ta Fiyat Revizyonu Kaçınılmazdır
SGK’nın artık, kör-sağır politikasına son vermesi gerekmektedir.
Gerçeklerle yüzleşmesi ve SUT’ta değişiklik yapması zorunlu görünmektedir. En azından, spesifik laboratuvar testleri gibi bölümler için bu durum ertelenemez haldedir.
Aksi takdirde, şehir hastanelerinin sürdürebilirliği de imkansız hale gelecektir ve Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hayali de bir fiyaskoya dönüşme tehlikesiyle karşı karşıyadır.
Meclisteki Fesih Yasa Tasarısı Bir Fırsat Niteliğindedir
TBMM’ye sevk edilmiş olan torba yasadaki ihalelere ilişkin madde, işin sürdürülebilirliği ile ilgili yeni bir uzlaşma zemini ortaya çıkarmaktadır. Bu tasarı ile, firmalara işi sonlandırabilme ya da başkasına devir hakkı getirilmektedir.
Çoğu firma, yeni bir fiyat revizyonu ve yeni sözleşme talebiyle masaya oturacaktır.
Başka türlü işin sürdürülebilirliği olanaksız görünmektedir.
Ancak, işin temelden çözümü için, SGK’nın SUT’u güncel fiyatlara getirmesi ve her altı ayda bir revize ederek, güncellemesi gerekmektedir.
SGK artık SUT konusunda tembel, uyuşuk ve kör-sağır durumundan çıkmalı ve günümüz gerçeklerine uygun dinamik ve güncel bir çalışma anlayışına geçmelidir.
Saygılarımızla.
Prof. Dr. Paşa Göktaş
TIPLAB
Tıp Laboratuvarları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı
Mail: tiplab@tiplab.org
Sağlık Aktüel - www.saglikaktuel.com
YASAL UYARI: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Sağlık Aktüel’e (www.saglikaktuel.com) aittir. İzin alınmadan aktif bağlantı kurulsa bile içerik kullanılamaz. Yapılan alıntılar için 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 36. maddesi uyarınca yasal işlem uygulanacaktır.