Doktorların ÖSYM, Yasalar ve Gezi Parkı İsyanı Hakkında…

Dr.Recai Yahyaoğlu

"Sloganların kolaycılığına kaçmadan, ideolojilerin Limanı'na sığınmadan özgür düşüncenin tadına vararak... “ (Ala, 17.Temmuz.2013) meslektaşlarımıza dair cesurca bir şeyler söylemek lazım… ÖSYM’nin Meclis’te kabul edilen ‘Torba Yasa’ ile sınav sorularına ‘gizlilik’ kararı getirmeye çalışmasına doktorlar sosyal medyadan tepki gösterdiler. www.drtus.com adlı web sitesi vasıtasıyla bu tepkilerin Twitterda önemli bir sayıya ulaştığı ifade ediliyor… Hakikaten bu duruma tepki duymamak imkansızdır… Hekimler sanki ‘Yasa Koyucuların’ kendilerine düşman olduğuna inanmaya başlamış gibiler… 

Bu durum torba yasa ile ve Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül’ün onayıyla yasalaştırılma aşamasına gelmiş bulunuyor… Her yıl TUS sınavında 7-8 sorunun yanlış çıktığı göz önünde bulundurulduğunda bu kararın ne kadar da haksız ve yanlış alınmış bir karar olduğu son derece açıktır. Hekim arkadaşlarımız için bu karar YDS sonrasında yaşadıkları ikinci bir şok konumundadır. Hekimler son birkaç yılda yaşadıkları travmaları göz önünde bulundurduklarında haliyle kendilerini şamar oğlanı gibi hissetmeye başlamış görünüyorlar…

Bu kanun kabul edilirse eğer ileri demokrasiye doğru hızla yol alan ülkemiz için çok yanlış bir karar olacaktır. ÖSYM son zamanlarda zaten yapmış olduğu YDS (Yabancı Dil Sınavı) ile tepkileri fazlasıyla üzerine çekmiş bulunuyor. YÖK’ün ÖYP (Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı) ile alarak yetiştirdiği 10 bin akademisyenin bile başarısızlığa uğradığı YDS çok ciddi hatalar zincirinin sonucu olarak pek çok kişiyi ve Üniversitelerimizi hayal kırıklığına sürüklemiş durumdadır. YDS soruları enteresandır sanki başarısızlıktan mutlu olarak hoşnutluk duyan bir komisyon marifetiyle hazırlanıyor…

ÖSYM: Bu çalışmayı ‘Benim hazırladığım sorular içinde yanlış çıkabilecek olanlar varsa bunu sadece ben bileyim sınavlardan sonra tartışma ve spekülasyon çıkarılmasın’ düşüncesiyle yapıyor olmalı. Fakat bu mantık günümüz dünyasında ve gelişen Türkiye’de utanç verici bir karar olma durumundadır… Bu yasayla bilgi edinme hakkına vurulmaya çalışılan darbe kuşkusuz Ülkemizin medarı iftiharı olan değerli Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül tarafından komik bulanacak ve geri gönderilecektir…

Ülkemiz gelişiyor, ilerliyor, sağlıkta önemli adımlar atılıyor ama bazı gelişmeler de var ki bunlar sağlıkçıları ve sektörün içinde bulunan tüm çalışanları derinden üzüyor. Hekimlere yazdırmadan Eczanelerden bir aspirin dahi alamayacak olan vatandaş diğer yandan bitkisel karışım adı altındaki kapsülleri Tarım Bakanlığından onaylı bitkisel gıda takviyesi adı altında yüz binlerce lirayı peşin ödeyerek ve hekim kontrolü olmaksızın alıp kullanabiliyor. Bu ne yaman bir çelişkidir…

Sağlıkta hala yapılması gereken pek çok revizyon var. Özellikle Diş Sağlığı konusunda hizmet alımının pek çok bölgede fevkalade kötü şartlarda bulunmasının acilen önüne geçilmelidir. Bu konuda kabul ediyorum geçmiş yıllara göre yapılan önemli çabalar vardır. Fakat yeterli değildir. Diş tedavisinin özelde çok pahalı olması ve kamuda hasta fazlalığı nedeniyle insanlarımız bu hizmete ulaşmakta büyük sıkıntılar yaşamaya devam etmektedirler. Kamu Hastane Birliklerinden sonra İstanbul’un periferindeki hastaneler Uzman Hekim sayısı bakımından sıkıntı çekmeye başladılar. Eski Sağlık Bakanımız Prof. Dr. Recep Akdağ’ın 20 Diş Hekimi olacak dediğini bizzat kulaklarımla duyduğum bir Devlet Hastanesi bugün bir iki Diş Hekimi ile hizmet vermeye çalışıyor. Bu hizmette maalesef sadece diş çekmekten ibaret… Bu ayıba son verilmelidir…

Son güncel bir habere göre Sağlık Bakanlığı kendi çalışanlarına lisans mezunu olma imkanı tanıyan bir çalışma içine girmiş… Bunun için iki özel Üniversite ile anlaşma imzalanmış. Çok harika bir gelişme. Bu girişimin hemen arkasından Yüksek Lisans ve Doktora programları için de anlaşmaların gelmesi bu başarılı çalışmayı taçlandıracaktır. Zira Sağlıkçıların eğitim düzeyinin artması yakın gelecekte bu alandan ayrılanların Üniversitelerde istihdamını sağlamak bakımından da çok önemli bir kazanç olacaktır. Türkiye entellektüel gücünü çok daha iyi değerlendirme becerisi kazanamadan dünyanın ilk on ekonomisi içine giremeyecek 2023 hedeflerine ulaşamayacaktır…

İngiltere bir Başkan adayının seçmenlerine vaadini Cumhuriyet tarihinin en genç rektörü Prof. Dr. Sedat Laçiner ‘Dışımızdaki PKK İçimizdeki İsrail’ adlı harika kitabında yazıyor. Başkan adayı İngiltere için hedefini şöyle sıralıyor. Education, education, education… Eğitim, eğitim, eğitim… YÖK ve ÖSYM’de büyük bir yenilenme hareketi yapılmadan bu gelişmenin sağlanması çok zor görünüyor. Üniversitelerdeki özgürlüklerin alabildiğine arttırılması gerekiyor. Kusura bakmayın ama Üniversite öğretim üyelerine verdiğiniz bu maaşlarla kimseyi Üniversite hocası olmaya ikna edemezsiniz. Birkaç çılgın ve hizmet gönüllüsü bu yola baş koyabilir ancak… Diğer büyük çoğunluk ise sadece aylık net gelirine bakıp başka alternatiflere yönelir…

Neyse biz ana konumuza dönelim. Yaşadığımız son bir ay içinde Hekimlerin yasa dışı olaylara bu kadar hararetle sokulmaya çalışıldığına ilk kez tanık olduk. Birçok hekim sessiz kalmasına rağmen terör faaliyetlerine yönlendirilmeye karşı içten içe bir rahatsızlık duydu. Yurt dışı Otpor ve yurt içi malum bağlantıları deşifre edilen olaylarda ilk kez Türkiye’de hizmet veren tüm hekimler bu denli taraf haline dönüştürülmeye çalışıldılar. Hekimlik mesleğine zarar vermeye çalışan bu marjinal kesimlere karşı yetkililerin koz vermemeleri gerekiyor. Hekimler bu kesimlerin etki alanından kurtarılmalıdırlar…

Hekimlere karşı şiddeti durdurmaya yönelik olan yasanın meclisin tatile girmesi nedeniyle Eylül’den sonraya kalması doğru olmamıştır. Sayın Sağlık Bakanımız Uz. Dr. Mehmet Müezzinoğlu tarafından yasanın tatile girilmeden önce çıkmasının sağlanması gerekirdi. Hekimler uğradıklarına inandıkları haksızlıklar nedeniyle ne yazık ki bugünlerde yasa dışı mihrakların ve dış güçlerin manipülasyonlarına açık bir duruma gelmiş bulunmaktadırlar. Gereksiz ve önemsiz nedenlerle bu nefreti körüklemeyelim. Çünkü bu nefret marjinallerin ekmeğine yağ sürüyor. Kimse gücenmesin lütfen… Korkusuzca ve iyi niyetle yazıldığında klavyenin tuşlarından böyle satırlar dökülüyor. Gerçekler kimi zaman ayrımsızca herkesi üzer. Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın bir konuşmasında ifade ettiği gibi Gezi Parkı olaylarında hekimlerin rolü bu gerçeği tüm çıplaklığı ile ortaya koymadı mı?


Başbakanlık Müsteşarı, Efkan Ala, https://twitter.com/efkanala
http://www.aktuel.com.tr/Gundem/2013/05/27/10-bin-akademisyen-cakti