"Açtığı klinik batan doktor canına kıydı" ( 2 Mayıs 1920 "

Av.Bülent Özer

Bahçelievler’de özel bir hastanede genel cerrah olarak çalışan Op. Dr. Halil Uslu evinde kendisini doğalgaz borusuna asarak hayatına son verdi. Doktorun yüklü miktarda kredi kartı borcu bulunduğu ileri sürüldü.

“Anayasal düzenlemeler ile devletin görevleri arasında bulunan sağlık ve sağlık kapsamında yer alan tüm faaliyetlerin yerine getirilmesi için Sağlık Bakanlığı kurulmuştur.”
 
Sağlıklı yaşamak konusu, ilk defa, uluslararası alanda kabul gören tüm ülkelere uygulamalarda referans çerçeve oluşturan insan hakları evrensel bildirgesinde 25. maddesinde yer almıştır. Aynı konu, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ’nün) 1970 yılında genel asamblesinde aldığı 23-41 sayılı kararında sağlıklı doğup yaşamak hakkını şu şekilde ifade eder, “Sağlık hakkı bir temel insan hakkıdır”
 
Sözkonusu husus, Anayasamızın 41. Maddesinde, “Aile, Türk toplumunun temelidir. Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlaması öğretimi ile uygulamasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar” (Birleşik Sağlık Sigortası Sağlık Reformu Projesi Mevcut Durum Raporu, 2003) şeklinde ifade edilen, aile sağlığının korunması ve geliştirilmesine yönelik hizmetlerin devletin sorumluluğunda olduğu; yine Anayasamızın 56. Maddesinde, “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir. Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler. Devlet bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir. Sağlık hizmetlerinin yaygın bir şekilde yerine getirilmesi için kanunla genel sağlık sigortası kurulabilir” (Birleşik Sağlık Sigortası Sağlık Reformu Projesi Mevcut Durum Raporu, 2003) şeklinde ifade edilen, çevre sağlığının korunmasına ilişkin düzenlemelerin yapılması, sağlığın korunması ve geliştirilmesi, sağlık hizmetlerinin planlanması ve sunumunun gerçekleştirilmesi, denetimlerin yapılması ve maliyetinin karşılanması için finansman kaynakları sağlanmasının devletin sorumlulukları arasında yer aldığı belirtilmiştir.
 
SAĞLIK BAKANLIĞI’NIN KURULUŞU:
Sağlık Bakanlığı, milli mücadelenin başlangıcında ilk milli hükümet bünyesinde, 2 Mayıs 1920 tarih ve 3 sayılı kanunla o günkü adı ile Sıhhiye ve Muavenet-i İçtimaiye Vekaleti (Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı) olarak kurulmuştur.
 
Sağlık Bakanlığı teşkilat yapısı ve görevleri 181 ve 210 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile bazı değişiklikler yapılarak yeniden düzenlenmiştir. Son olarak, 24.01.1989 tarih ve 356 sayılı “Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname” ile Bakanlığın ismi değiştirilmiş ve hizmet şartlarına göre merkez ve taşra teşkilatı örgütü geliştirilerek bugün ki örgüt ve yönetim biçimini almıştır.
 
Sağlık Bakanlığı, 181 sayılı Sağlık Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 1. maddesine göre, “Herkesin hayatının beden ve ruh sağlığı içinde devamını sağlamak, ülkenin sağlık şartlarını düzeltmek, fertlerin ve cemiyetin sağlığına zarar veren amillerle mücadele etmek ve halka sağlık hizmetlerini ulaştırmak, sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermelerini temin etmek için Sağlık Bakanlığının kurulmasına, teşkilat ve görevlerine ilişkin esasları düzenlemektir.
 
Bireyin ve toplumun sağlığını korumak, hastalananların tedavisinin sağlanması, tedavi olup tam olarak iyileşemeyen sakat kalanların diğer insanlara bağımlı olmadan yaşamlarını sürdürülebilmesi için yapılan planlı çalışmaların tümüne “sağlık hizmetleri” denilir
 
Sağlıkta Dönüşüm Programı:
58 ve 59. Hükümet Programında yer alan “Acil Eylem Planı” çerçevesinde Sağlık Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı birlikte Sağlık ve Sosyal Güvenlik Kurumlarına reform önerileri getiren bir program yani, “Sağlıkta Dönüşüm Programı” oluşturulmuş ve program çerçevesinde belirlenen hedeflere ulaşabilmek için “Sağlıkta Dönüşüm Projesi” hazırlanmıştır.
 
Sağlıkta Dönüşüm Projesi içerik olarak, Dünya Bankası ile anlaşmaya varılan ilk üç projeye göre daha kapsamlı ve geniş açılımlı bir çalışmadır. Sağlıkta Dönüşüm Projesi ana başlıklar halinde:
 
. Sağlık Bakanlığı yönetim yapısının yeniden düzenlenmesi; önderlik, planlayıcılık ve denetleyicilik rolünün güçlendirilmesi,
• Sağlık Bakanlığı’nın idari ve işlevsel yapısının yeniden düzenlenmesi,• Akılcı ilaç ve tıbbi malzeme yönetimi ve kullanımında kurumsal yapının yeniden düzenlenmesi,
1• Nitelikli ve etkili sağlık hizmetleri için kalite ve akreditasyon,
2• Sağlık sektöründe araştırma – geliştirme faaliyetlerine önem verilmesi,
3• Genel sağlık sigortasının kurulması,
4• Sağlık hizmet sunumunun yeniden yapılandırılması,
5• Temel Sağlık Hizmetlerinin güçlendirilmesi ve aile hekimliği,
6• Kamu yataklı tedavi kurumlarına özerk yönetim modeli geliştirilmesi
7• Etkili ve kademeli sevk zinciri
8• Bilgi ve beceri ile donanmış, yüksek motivasyonla çalışan sağlık insan gücü,
9• Sağlık alanında çalışanların geliştirilmesi ve yetkilendirilmesi,
10• Halk sağlığı okulu,
        
         Bakanlık, Sağlıkta Dönüşüm Programı ile benzer alanlarda olduğu gibi Sağlık Eğitim alanında da etkililik, süreklilik ve sürdürebilirliğin sağlanabilmesi için elzem olan yapısal, yasal ve yönetsel düzenlemeleri sağlayarak sağlık eğitim faaliyetlerini bütüncül bir yaklaşımla çağın gereklerine cevap verebilir hale getirmeyi hedeflemektedir.
 
Ne kadar güzel değil mi ? Hedeflenen nedir ? Sonuç ne olmuştur ?
 
“Hiç iyi de­ği­lim, kre­di borç­la­rı be­ni bu­nalt­tı”
 Açtığı klinik batan doktor canına kıydı…
 
         Sayın Bakanlığı hedeflediklerine ulaşabilmesi için tüm kalbimizle destekliyoruz , bakalım kaç hekim hayatta kalacak ?!
 
Saygılarımla ,
 
 

Av.Bülent Özer