YENİ DOĞAN’DA ODYOLOJİ
EĞER ÇOCUĞUNUZ RİSK ALTINDAYSA VEYA İŞİTME KAYBI OLDUĞUNDAN ŞÜPHELENİYORSANIZ, ODYOLOJİK DEĞERLENDİRMEYİ GECİKTİRMEYİN.
YENİ DOĞANLARIN İŞİTMESİNİN TEST EDİLMESİ MÜMKÜN MÜDÜR?
İşitme kaybı, gözle görülen özürü olan çocuklardan daha fazla sayıda çocuğu etkilemektedir. İşitme kaybı, ciddi olarak çocuğun gelişimini yavaşlatabilir. Bu nedenle erken teşhisi, çocuğun yaşam kalitesi ve geleceği açısından çok büyük önem taşımaktadır.
Yenidoğan bebeklerin işitme taraması sadece birkaç dakikayı alır. Test sırasında bebek, bir seri yumuşak klik sesi dinler, bu sırada kulağın davranımı objektif olarak ölçülür.
İşitme bir seri zincirleme gelişen olaya bağlıdır. Ses kulak zarına erişir ve titreşim, iç kulağa aktarılır. İç kulak sesi oluşturan titreşimleri, sinir atılımlarına çeviren hücrelere aktarır. Binlerce sinir, ses sinyalini beynin alt düzeylerine taşır. Burada sinyalin özellikleri, ses olarak algılanır.
Eğer sesler doğru olarak algılanırsa, biz de seslerin ne anlama geldiğini anlamış oluruz.
Yenidoğanlarda OTOAKUSTİK EMİSYON dediğimiz işitmenin objektif ölçümü uygulanabilir. Eğer emisyon gözlenirse, iç kulağa kadar olan kısmın normal olduğu söylenebilir.
Ancak otoakustik emsiyonun varlığı, sesleri duyduğunuzu veya anladığınızı ispatlamaz. Gene de iyi bir başlangıçtır. Dikkat edilmesi gereken konu, risk altındaki bebeklerin tek bir testle değerlendirilmemesidir.
RİSK ALTINDAKİ BEBEK NE DEMEKTİR?
Bazı yenidoğanlar ve çocuklar işitme kaybı açısından risk altında kabul edilirler. Yani bu bebek ve çocuklarda, diğer çocuklara göre daha fazla işitme kaybına rastlanması olasılığı vardır.
İşitme kaybı olan yenidoğanları ve çocukları mümkün olduğunca erken teşhis etmek, uygun tedavi ve önlemler açısından çok önemlidir.
Risk faktörlerinden bir veya birkaçı bebeğinizde mevcutsa, ilk üç ayda işitme testi yapılmalıdır. Bebeğinizin veya çocuğunuzun işitme kaybı hangi yaşta farkedilirse edilsin işitme testi yapılabilir.
Risk altındaki bebeğiniz veya çocuğunuz ilk testi geçse bile, gecikmiş işitme kaybı başlangıcını yakalamak için, işitme testleriyle takip edilmelidir.
RİSK FAKTÖRLERİ :
1. Ailede kalıtsal, çocuklukta başlayan işitme kaybı hikayesi.
2. Annenin hamileliği sırasında geçirilen kızamık, frengi, toksoplasma ve CMG (cytomegalovirus) gibi enfeksiyonlar.
3. Bebeğin yüz ve kafatasında, kulak kepçesi ve kulak kanalında gelişimsel anormallikler.
4. 1500 gramdan daha düşük doğum kilosu olan bebekler.
5. Kandaki sarılık değerlerinin kan değişimi gerektirecek kadar yükselmesi.
6. Doğumdan sonraki ilk dakikada 0-4 veya 5.dakikada 0-6’lık apgar skoru.
7. 5 günden fazla akciğer solunum makinasına bağlı kalmak.
8. Bakteriyel menenjit geçirmek.
9. İdrar söktürücülerle birlikte kullanılan aminoglycocideli antibiyotikler (gentamisin, streptomisin gibi) de dahil olmak üzere diğer ototoksik ilaçlar.
10. Bir sendromu düşündürecek diğer bulgularla birlikte işitme kaybı.
11. Tip II nörofibromatosis ve nörodejeneratif rahatsızlıklar.
12. Östaki tüpü fonksiyonunu etkileyen anatomik deformiteler.
13. Tekrarlayan veya ısrarlı devam eden effüzyonlu otit.
14. Bilinç kaybı veya kafatasında çatlakla birlikte görülen kafa travması.
15. Ailenin çocukta işitme, konuşma, lisan ve/veya gelişiminde gerilik farketmesi.