Torakal ve lumbar vertebra yaralanmaları minör ve majör kırıklar olarak 2 grupta değerlendirilir. Minör kırıklar transvers çıkıntı kırıkları, spinöz çıkıntı kırıkları , parsinterartikülaris kırıkları gibi izole kırıklardır. Majör kırıklar ise non deplase stabil kompresyon kırığından, kemik ve ligamentöz yapının ciddi hasarı ile birlikte görülen instabil kırık ve çıkıklara kadar değişen çok çeşitli formlarda görülürler. Kırıkların en çok görüldüğü yer daha önce de bahsedildiği gibi torakolumbar bölgedir (T11-T12-L1-L2) . Bunun sebebi az ve çok hareketlilik; faset eklemlerinin anatomik konum değişikliği, rijidite ve fleksibilite; sagittal plan farklılıkları gibi parametrelerdir. Yaralanan vertebra seviyesinde sinir kökünün dağıldığı alanda hafif yada ciddi paralizi ve anestezinin olduğu medulla spinalis yaralanmaları eşlik edebilir. Geçen yüzyılın başlarında vertebra kırık , çıkık ve nörolojik bozukluk olanların %85 i üriner enfeksiyon , sepsis ve dekübitis ülserleri sonucu ölmekteydi. Cerrahi tedavide katedilen yol, tedavi ve rehabilitasyon görüşünün değişmesi , cerrahi tedavi tekniklerinin günden güne ilerlemesi bu hastaları biraz daha hayata bağlamış ve çoğunlukla tekrar üretken hale getirmiştir. Minör kırıklarda konservatif tedavi yapılırken major kırıklarda genellikle posterior füzyon ve enstrumentasyon uygulanmaktadır.