2003 yılının başında, ilk olarak Çin’in Guangdong eyaletinde görülmeye başlayan bir hastalık Dünya Sağlık Örgütü başta olmak üzere tüm sağlık uzmanlarının dikkatini çekmeye başladı. Hastalık tablosuna “Severe Acute Respiratory Syndrome (SARS)” denmesi ile birlikte nedeni bilinmeyen hastalığın yarattığı sonuç olan “ani gelişen ciddi solunum yetersizliği” tanımlanmış oldu.
Uzak-doğu ülkeleri başta olmak üzere çok merkezli laboratuvarlarda tanı amaçlı çalışmalar devam etmektedir. Bu merkezlerde elde edilen sonuçların paylaşılması, benzer yakınmalara sahip kişileri tedavi etmek durumunda olan hekimlere yardımcı olabileceği gibi hastalık hakkında toplumsal farkındalığa da neden olacaktır. Bilim adamları, daha önceden tanımlanmamış “coronavirus” ailesinden bir virüsü, SARS hastalarında saptamışlardır.
Şubat, 2003’de görülen ilk olgunun ardından Nisan ayının başından beri ABD’de 70 olgu saptanmıştır. Bilimsel yayınlarda 38-75 yaş aralığındaki insanlarda SARS geliştiği görülürken, cinsiyete göre farklılık saptanmamıştır. Ancak, onbeş yaş altı çocuklarda da görüldüğüne dair haberler vardır. Yüzde üç-dört olguda ölüm geliştiğine dair bulgular bulunmaktadır.
38°C’nin üzerinde ateşle başlayan duruma titreme, baş ağrısı, boğaz ağrısı, burun akıntısı, halsizlik ve kas ağrısı önde olmak üzere tüm vücut ağrısı eşlik edebilmektedir. Halk sağlığı uzmanları, kişiler arasındaki yakın ilişki sonucunda yayıldığını düşündükleri hastalığın ana bulaşma yolu havadaki damlacıklar yoluyladır. Kuru öksürük ve nefes darlığı gelişir. Akciğer filmi ateşli dönemde normaldir. Karaciğer fonksiyon testlerinde bozulma ile birlikte serum lökosit ve trombosit sayılarında düşme görülür. %80-90 olgu 6-7 günde düzelir. Ancak, olguların %15’inde mekanik ventilasyon ile solunum desteği gerekebilir.
Görülen SARS olgularının birçoğu, daha önceden tespit edilen olguların yakın ilişkide bulunduğu kişiler ile birlikte, onların bakımları ile sorumlu sağlık personeli içerisinden çıkmaktadır. Bu da kişisel temizlik yöntemleri ile enfeksiyon kontrol yöntemlerine yeteri kadar dikkat edilmemesi sonucudur.
Hasta olunduğundan ya da yakın çevrede bir hastanın bulunduğundan şüpheleniliyorsa veya bu hastaların tıbbi bakımını sağlamakla yükümlü bir ekipte bulunuluyorsa; maske takılmalı ve özellikle öksürür veya hapşırırken ağız örtülmelidir. Hasta eşyalarına ve kullanılan tıbbi aletlere dezenfeksiyon uygulanmalıdır. Eldiven kullanılsa bile eller sabunlu su ile yıkanmalıdır. Hasta ile ilgilenen personel göz koruması, önlük ve maske kullanmalıdır. Hasta odalarının havası ana sisteme verilmemeli; kapalı kapılı ve negatif basınçlı odalar olmalıdır. Özel bir sistem yoksa havalandırma cam açılarak yapılmalıdır. Hastaların bakıldığı yer ve personel ayrılmalıdır. Tek kullanımlık ekipman kullanılmalıdır.
On gün için hastayla teması olup yukarıdaki şikayetleri başlayanlar on gün işten ayrılıp toplu temastan uzak tutulmalıdır. Hasta uçakla nakledildiyse uçuş sonrası dezenfeksiyon uygulanmalıdır. Hasta materyallerini inceleyen laboratuvar personeline de tam koruma uygulamalıdır. Hastadan alınan örnekler laboratuvara gönderilirken, laboratuvar bu konuda mutlaka uyarılmalı, hasta hakkındaki gerekli bilgiler verilmelidir.
SARS nedeni olarak bir bulaşıcı etken üzerinde durulduğundan bu etkene yönelik antiviral ilaçlar kullanılabilir. Ayrıca ikincil enfeksiyonların da araştırılması önemlidir. Yapılan etken tanımlayıcı çalışmaların ardından hangi antibiyotik veya antiviral ilacın kullanılacağı belli olacaktır. Bunların dışında genel yaşam desteği uygulanmalıdır. Ateşsiz geçen 48 saat, öksürüğün kesilmesi, kan testlerinin normale dönmesi ve akciğer filminin normal olarak değerlendirilmesi ile tedavi ve iyileşme izlenir.
Dünyanın içinde bulunduğu durum itibariyle akla gelebilecek biyolojik saldırı olasığını destekleyecek yönde elde bilimsel bulgu yoktur. Hastalığın yöresel özelliği olması ve bu yöre ile ilişkili yapılan seyahatlerde kişisel temizlik ve el yıkama gibi enfeksiyon kontrol yöntemleri uygulanmalıdır.