Menopoz, bir kadının menstrüasyon döneminin sona erdiği zamandır.
Menopoz genellikle yavaş yavaş ilerleyen bir süreçtir, ancak bazen ani olarak ortaya çıkabilir. Yumurtalıklar daha az hormon üretmeye başlar. Azalan hormon miktarı menstrüal periyodların düzensizleşmesine neden olur. Ve sonunda tamamen durur. Ayrıca, yumurtalıkların ameliyatla alınması halinde de menopoz görülür.
Çoğu kadında menopoz 45-55 yaşları arasında ortaya çıkar. Amerika’da menstrüal periyodun ortalama tamamlanma yaşı 51’dir.
Menopoz yaşlılık başlangıcı değildir!
Menopozun kelime anlamının “adet kanamasının sona ermesi” olduğu bilgisini veren Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Rukset Attar, menopozun basitçe adetlerin kalıcı olarak kesilmesi olduğunu belirtiyor.
“Çoğu hastada kalıcı olarak adet kesilmesinden önce adet araları açılır. Hastalar daha uzun aralarla adet görmeye başlar. Bir grup hastanın ise aşırı adet görme şikâyeti olur” diyen Prof. Dr. Rukset Attar, adetlerin nadir olarak da olsa bazı hastalarda bir anda kesilebildiğini söylüyor.
SEMPTOMLAR YAŞAM KALİTESİNİ DÜŞÜREBİLİR
Menopoza giren hastaların bu dönemdeki şikâyetlerinin hastanın yaşam kalitesini düşürebileceğini söyleyen Prof. Dr. Rukset Attar, şikâyetleri şöyle sıralıyor: “Tipik olarak boyun ve göğüs kısmından başlayıp yüzün yukarısına yayılan sıcak basması, gece terlemeleri, sinirlilik, uykusuzluk ve çarpıntı bu dönemde sıkça rastladığımız şikâyetlerin başında geliyor. Bu semptomlar doğal yolla menopoza giren hastaların yaklaşık yüzde 50'sinde, yumurtalıkların alınması sonucu cerrahi bir müdahale ile menopoza giren hastaların ise yüzde 90'ında görülüyor.”
İLK YIL HEKİME GÖRÜNMEK ÇOK ÖNEMLİ
Menopozdaki temel olay yumurtalıklardaki foliküllerin tükenmesi ve yumurtalıkların artık çalışmaması olarak özetleyen Prof. Dr. Rukset Attar, menopoza girer girmez hastanın bir hekime görünmesinin çok önemli olduğunu ifade ediyor.
Hasta bir hekim tarafından kontrol edilip gerektiğinde menopoz tedavisine başlamazsa östrojen eksikliğine bağlı olarak bir takım risklere maruz kalabiliyor; Östrojen eksikliğine bağlı olarak orta-uzun vadede ürogenital semptomlar ortaya çıkabiliyor.
Çünkü vulva, vajen, mesane ve üretrada östrojen reseptörleri bulunuyor. Bu organlarda menopoz sonrası östrojen eksikliğine bağlı olarak oluşan atrofi ve değişiklikler sonucu ağrılı cinsel ilişki, vulvar kaşıntı, sık idrara çıkma, idrar yaparken yanma gibi şikâyetler söz konusu olabiliyor.