Meme Hastalıkları Nedir ?

Kadınlarda görülen kanserlerin yüzde 29’undan sorumlu olan meme kanserinden korunmak için aylık meme muayenesinin yanısıra, 40 yaşından sonra her yıl düzenli olarak mamografi çektirilmesi gerekiyor.

Güzelliğin ve doğurganlığın simgesi olarak görülen meme, kadın sağlığı açısından da büyük önem taşıyor. Gelişmiş ülkelerde her 8 kadından birinin yaşamının bir döneminde yakalanacağı kabul edilen meme kanserinin erken tanısı için, kadınların aylık düzenli meme muayenesi yapması öneriliyor.

Meme kanserinin gelişmiş ülkelerin verilerine göre 54 yaşın altındaki kadınlarda halen kanser ölümlerinin birinci, 54 yaş üstü kadınlarda ise ikinci nedeni olarak gösterildiği belirtiliyor. Tüm yaş grupları değerlendirildiğinde meme kanseri ise, akciğer kanserinden sonra ölüme en sık neden olan ikinci kanser olarak kabul ediliyor. Amerikan Kanser Birliği verileri bu ülkede 1999 yılında 175 bin meme kanseri tanısı alan kadının 43 bininin aynı nedenden dolayı yaşamını kaybettiğini gösteriyor.

Meme ile ilişkili yakınmalar, gelişmiş ülkelerde bel ağrısından sonra en sık doktora başvurma nedenidir. Bu yakınmalar, memede ağrı, farkedilen bir şişlik veya meme başı akıntısı gibi sorunlar nedeniyle olabilmektedir. Ayrıca, herhangi bir yakınma olmaksızın gerçekleştirilen tarama programları çerçevesinde de hastalar doktora başvurmaktadır.

Her kadinin meme kanseri için risk altında olduğu kabul ediliyor. Meme kanserinin gelişme riski, ilerleyen yaş ile birlikte artmaktadır. Bir memesinde meme kanseri öyküsü ya da meme kanseri aile öyküsü olan kadınlarda meme kanseri gelişme riskinin daha yüksek olduğu belirtiliyor. Erken adet görme veya geç menopoza girme, ilk doğumun 30 yaşın üzerinde yapılması, uzun süreli östrojen tedavisi, diyet ile fazla miktarda yağ alımı ve alkol kullanımı küçük oranlarda da olsa diğer risk faktörleri olarak belirlenmiştir.

Memenin iyi huylu, yani kanser olmayan hastalıkları arasında en sık görüleni kistik hastalık. Bu hastalıkta oluşan kistik oluşumlar kanser öncüsü kabul edilmiyor, yani meme kanserine dönüşmüyorlar. Bunlar, başka bir odakta meme kanseri görülme olasılığını anlamlı olarak arttırmazlar ve gelişebilecek bir meme kanserinin daha kötü seyretmesine neden olmazlar. Bu nedenlerden dolayi memede yer alan bu kistlere, eğer basit kist olduklarından emin olunursa, genel anlamda herhangi bir cerrahi girişim gerekmez. Ancak, hastanın hikayesinde, öz ve soygeçmişinde, yapılan klinik meme muayenesinde veya görüntüleme yöntemleri ile elde edilen bulguların sonucunda bu kistik oluşumların meme kanseri riski taşıdığı düşünülürse, bu kistten bir doku örneği alınması ve mikroskop altında değerlendirilerek kesin tanının konması gerekebilir. Doku örneği alınabilmesi için farklı yöntemler vardır. En basit yöntem ince bir iğne ile kistten örnek almaktır. Ancak bazı koşullarda cerrahi yöntem ile de biyopsi yapılması daha uygun olmaktadır. Memede kitle oluşması, ağrı olması veya meme başında kendiliğinden olan bir akıntının farkedilmesi durumunda bir uzman hekime başvurulması gerekiyor.

Ayrıca 40 yaş üstü kadınların yıllık tarama programlarına katılmalarıyla meme kanserinin erken dönemde tanınması mümkün olabiliyor. Meme kanseri tanısının erken konabilmesi için kullanılan üç yöntem vardır. İlki, kişinin yapacağı aylık kişisel meme muayenesi, ikincisi bir genel cerrah tarafından yapılacak yıllık klinik meme muayenesi ve sonuncusu da görüntüleme yöntemleri ile yapılacak değerlendirmelerdir.

Aylık meme muayenesi:

Kadınların kendi kendilerine yapacağı aylık meme muayeneleri meme kanserinin erken tanısı açısından çok önemlidir. Bu yöntem üzerine gerçekleştirilen ve sağ kalma etkisini değerlendirmeye yönelik yapılmış çalışmaların sonuçları çelişkili olsa da, kesinlikle önerilmektedir.

Klinik meme muayenesi:

Uzman hekimin yaptığı yıllık klinik meme muayenesi, hasta veya görüntüleme yöntemleri tarafından saptanamamış meme kanserlerininin bir kısmını yakalayabilmektedir. Yapılan birçok çalışma, bu yöntemin olumlu sonuçlarının altını çizmektedir.

Mammografi:

Meme dokusunu görüntülemek için en sık kullanılan radyolojik yöntemdir. Şu anda kullanılan teknik ile mammografi çekilirken her görüntü için memenin aldığı radyasyon ihmal edilebilir düzeydedir. Mammografi, muayenede saptanamayacak kadar küçük kanser odaklarını gösterebilmekte, hatta kanser oluşumunun erken evresini bile saptayabilmektedir. Meme kanserinin bu evrede saptanabilmesi de tedavi şansını oldukça yükseltmektedir.

ABD’de mammografinin rutin tarama için kullanılmaya başlanmasından sonra kanserin erken evrede yakalanma oranı 7 kat artmıştır.

Yapılmış birçok çalışma, mammografi ile tarama yapılan gruplarda sağkalımın arttığını göstermektedir. Tarama mammografisi için uygun zaman ve sıklık özel risk faktörleri olmadığında, 40 yaş üstü kadınlar için ve yılda bir keredir.