Kalbi besleyen arterlere koroner arterler adı verilir. Koroner arterlerde ateroskleroz “Damar Sertliği” olarak bilinen rahatsızlığın gelişmesi ile koroner arter hastalığı ortaya çıkar.
Bu aterosklerotik plaklar gelişerek koroner arterlerin içerisinde daralmaya neden olmaktadır. Koroner arterlerin getirdiği oksijeni kalp kası kullanabileceği son noktaya kadar kullanır.
Kalpten dönüş yapan kirli kan vücudun en az oksijen bulunduran kanıdır. Kalbin istirahat ile efor arasındaki enerji ihtiyacı 7-8 kat hatta daha fazla olacak şekilde artış gösterebilir. Koroner arterler bu artışı sağlayabilmek için kalbe daha fazla oksijenli kan getirmek zorundadır. Bunu sağlamak için başlıca kullandığı mekanizma ise koroner arterlerde genişleme sağlayarak debi yükseltmeye çalışır.
Aterosklerotik plakların gelişmesi ile önce genişleme yeteneği bozulmaya başlar; daha sonra aterosklerotik plağın damar içine büyümeye başlaması ile damar iç hacminde de daralmaya neden olur. Bu daralmanın derecesine bağlı olarak kişinin efor sırasında kalbinin ihtiyacı olan enerji karşılanamayınca göğsünde ağrı ve sıkıntılar başlar; kişi efora ara vermesiyle kalbin enerji ihtiyacı azaldığında kişinin göğüs ağrısı da sonlanır.
Zamanla aterosklerotik plaklarda ilerleme oldukça göğüs ağrısının başladığı efor miktarında azalmalar gözlenir. Bazen de aterosklerotik plaklar koroner damarlarda ciddi darlıklar oluşturmadan plakların kapsüllerinde çatlama ve kırılmalar gelişebilir.
Vücudumuz bu plakların kırılması ile kana karışan damarın iç yüzeyine ait maddeleri tanıyarak damar bütünlüğünün bozulduğunu tahmin ederek hemen bunu tamir etmeye çalışır;bu sırada aterosklerotik plağın içinde bulunan yağ,kolesterol içeren kor damar içine boşalır ; kan pulcukları hemen bölgeye gelerek bir araya gelmeye ve kanın pıhtılaşma sistemini de aktif hele getirmeye başlarlar. Eğer bu cevap kalbin ihtiyacını etkilemeden çözümlenir ise hasta bunun farkında dahi olmayabilir.
Eğer akımı etkileyecek şekle geldiğinde istirahatte de göğüs ağrısı oluşturabilir. Bu durum kararsız angina pektoris olarak bilinen durumu oluşturur. Eğer olay çok daha ileri bir cevap oluşturacak nitelikte ise bu kez koroner arter kan pulcukları ve pıhtı ile tamamen tıkanır. Bu durum ise Akut Miyokard enfarktüsü (Kalp Krizi) olarak adlandırılır.