Kemik Kanseri (Tümörü) Nedir?
Kemik kanseri öncelikle kemik hücrelerinde başlar. Çoğunlukla bacaklarda ve kollardaki kemiklerde ortaya çıkan kemik kanseri, bacakta uyluk kemiğinin bir bölümünde, dize yakın alt bacak kemiğinde ya da kolun omza yakın olan bölümünde sıklıkla görülür. Nadiren de olsa kalça kemiği (pelvis), omuz ya da çene gibi farklı kemiklerde de kemik kanserine rastlanır. Kemikte en çok görülen kemik kanseri türüne “Osteosarkom” adı verilmektedir.
Kemik Kanseri (Tümörü) Belirtileri Nelerdir?
Kemik Kanseri (tümörü) belirtileri başlangıçta fark edilmeyebilir. Çoğunlukla sıradan ancak uzun süre geçmeyen kemik ağrısı şikâyeti oraya çıkan Kemik Kanseri (tümörü)özellikle kaval kemiği, kaburga gibi cildin hemen altındaki kemiklerde şişkinliklere neden olabilir. Bazı durumlarda ise Kemik Kanseri (tümörü)kendi kendine oluşan kemik kırılmaları ile kendini belli etmektedir. Aşağıda sıralanan Kemik Kanseri (tümörü) belirtilerini fark ettiğinizde, mutlaka uzman bir doktora başvurmayı ihmal etmeyin.
- Uzun süren kemik ağrıları ağrı kesiciler ile de geçmiyorsa,
- Uzun süre hissedilen ağrının şiddeti giderek artıyorsa,
- Kemik ağrısının yanı sıra şişlik ve kızarıklık da fark ediliyorsa,
- Ağrı bölgesinde ele gelen kitle ve sertlik gibi bulgular varsa,
- Ağrınız düşme ya da çarpma gibi yaralanmalarla ilişki ise,
- Kemik ağrınıza iştahsızlık, halsizlik, yorgunluk, ateş, aksama ve döküntü gibi diğer belirtiler de eşlik ediyorsa.
Kemik Kanseri (Tümörü) Türleri Nedir?
Kemik kanserinin gelişme ve vücuda yayılma seyrinin anlaşılabilmesi için kanserin derecesini belirlemek çok önemlidir. Kemik tümörlerinin belli başlı alt türleri vardır. Kemik kanseri (osteosarkom) alt türlerinin bazılarında hastalık hafif seyrederken, bazılarında ise agresif ilerleyebilir. Kemik tümörleri (kanseri) düşük, orta veya yüksek derece olarak üçe ayrılır. Kemik tümöründe bölünen hücre sayısı az olduğunda, kemik normal bir yapıda görünür. Düşük derece olarak adlandırılan bu gruptaki tümörler daha yavaş seyirlidir.
Yüksek dereceli kemik kanserinde (osteosarkom) ise bölünen hücre sayısı daha fazla olup hızlıca büyür. Yüksek dereceli kemik kanseri daha agresif yapıda olup, diğer organlara yayılma (metastaz) eğilimi daha çoktur. Kemik tümörünün (kanseri) derecesi ve tümörün hangi evrede olduğu, tedavi sürecinin en önemli kısmıdır. Kemik kanseri belirtileri fark edilir fark edilmez tedavi öncesi hastalığın yayılımını belirlemek, oluştuğu bölgedeki tümörün boyutunu ve etkilediği dokuları görebilmek için pek çok tanı yönetimine başvurulur. MR, PET-BT ve patoloji raporu ile hastalığın ne boyutta olduğu belirlenebilir.
Kemik Tümörü İyi Huylu Da Olabilir Mi?
Kemiklerde görülen birçok tümörün kanser olmadığı da bilinmesi gereken önemli bir noktadır. Kemiklerde kanser olarak tanımlanmayan benign (iyi huylu) kemik tümörleri de görülebilir. Benign kemik tümörleri vücudun diğer bölümlerine yayılmaz. Ayrıca çoğunlukla cerrahi müdahale ile iyileştirilebilir ve yaşam kaybı riski neredeyse yoktur.
Kemik Kanseri (Tümörü) Risk Faktörleri
Kemik Kanseri (tümörü)ülkemizde çok sık karşılaşılan bir kanser türü olmamakla birlikte her yıl yaklaşık 200 kişide kemik kanseri (osteosarkom) vakası görülmektedir. Özellikle gençlerde sıkça rastlanan kemik tümörlerinin kesin nedeni bilinmemekle birlikte, bazı risk faktörlerinden bahsedilebilir. Sıkça karşılaşılan kemik tümörü (kanseri) risk faktörleri şunlar olabilir;
- Kemik kanseri erkeklerde daha çok görülür.
- Daha çok uzun boylu gençlerde ve yetişkinlerde görülen kemik kanserinde, kemiklerin hızlı gelişmesi de başka bir risk faktörüdür.
- İleri yaşlarda görülen osteosarkom, uzun süren kemik hastalıkları nedeniyle görülebilmektedir.
- Kemik tümörleri siyahi ırka sahip kişilerde beyazlara göre daha çok rastlanır.
- Genç hastalarda farklı bir kanser türünü tedavi etmek için kemik bölgesine uygulanan radyasyon, kişide sonradan kemik kanseri oluşumuna neden olabilir. X ışını, BT ve kemik tarama testlerinin ostesarkom riskini arttırdığına dair henüz net bir bilgi elde edilmediği de unutulmamalıdır.
- Kanser özelliği taşımayan bazı kemik hastalıkları kemik kanserine yol açma riski taşır. Örneğin Kemikte Paget hastalığı ve çoklu herediter osteokondrom, bu tür kemik hastalıklarından sayılır.
- Genetik bazı özellikler de kemik kanseri risk aktörleri arasında sayılır. Li-Fraumeni ve kalıtsal retinoblastoma gibi bazı kalıtımsal kanser belirtileri olan gençlerde ve yetişkinlerde osteosarkom riski artmaktadır.
Kemik Kanseri (Tümörü) Tanısı
Kemik Kanserini (tümörü)ayırt edebilmek için çoğunlukla röntgen yeterlidir. Özellikle çocuklarda uzun süre geçmeyen ağrıların nedeni sırasında çekilen röntgen kemik kanseri teşhisi için tek tanı yöntemi kabul edilebilir.
Kemik tümörlerinde tümörün bulunduğu bölge ve türü çok önemli olup, buna göre uygulanacak cerrahi yöntem ve tedavi de değişir. Bu nedenle bazı vakalarda röntgen yeterli olmayabilir. Bu durumda bilgisayarlı tomografi, MRI, kemik sintigrafisi, PET tarama ve akciğer tomografisinden de faydalanabilir. Tomografi kemikteki tüm ayrıntıları görmek için kullanılırken, MRI ise yumuşak doku, kemik içinden tümörün uzantısı ya da uzak noktaya yayılma riskini görebilmek için tercih edilir. Metastaz olup olmadığı ise kemik sintigrafisi ile belirlenir.
Kemik Kanseri (Tümörü) Tedavisi
Kemik kanseri tedavisinde en önemlisi hastanın hayatını kurtarmaktır. Bu nedenle kimi zaman tedavi sırasında kol ya da bacak kayıpları yaşansa da artık yeni tedaviler ile bu oran %10’a kadar düşürülmüştür. Kol ve bacak gibi uzuvları korumak, iş görebilirliğini devam ettirmek de tedavi önceliğinde ikinci sırayı almaktadır. Estetik görünüm ise tedavinin son kısmını oluşturur. Kemik tümörünün (kanser) ve kemiğin iyi huylu tümörlerinin tedavisi birbirinden farklıdır.
İyi Huylu Kemik Tümörleri Nasıl Tedavi Edilir?
Çocuklarda görülen iyi huylu kemik tümörü kendiliğinden kaybolabilir. Bu tümörler zamanla kendi kendine küçülerek yok olma özelliğine sahiptir. İyi huylu kemik tümörlerinde cerrahi yönteme başvurmak yerine, düzenli kontrol ve takip çok daha önemlidir. Kemik tümörlerinde cerrahi yönteme karar vermek için;
- Tümörün kemik kırılmasına sebep olacak kadar bünyeye zarar vermesi,
- Kemiğin büyümesini olumsuz etkilemesi
- Kemikte bir kısalık veya eğriliğe sebep olması
- Tanıyla ilgili bir şüphede tümörün bulunduğu bölgeden örnek almak gerekiyorsa cerrahi yönteme başvurulmaktadır.
Kemik Kanseri (Tümörü) tedavisinde uzuv kaybı olur mu?
Kemik kanserleri, kemiğin kendisinden kaynaklıdır ya da vücuttaki herhangi bir organdan metastaz olarak kendini gösterir. Tümörler iskelet sisteminin herhangi bir yerinde ortaya çıkabilir. 18 yaşından daha küçük olan hastalarda “büyüme kıkırdağı” denilen yani diz, kalça ya da omuz gibi eklem bölgelerine daha yakın olarak görülmektedir. Kemik kanserli hastaların 20 yıl önceki tedavisi kanserin bulunduğu uzvun kesilmesiyken, bugünkü yeni tedavilerle hastaların kol ve bacakları % 90’ın üzerinde korunabilmektedir.
Çocuklara Yedek Kemikle Sağlıklı Büyüme Şansı
Bazen küçük çocuklardaki tümörlerde, büyüme kıkırdağı ve eklem yüzü kemikle kesip atılmak zorunda kalır. Örneğin; kalça ekleminin büyüdüğü noktanın kalça eklemi tümörle birlikte kesip atılmaktadır. 4-5 yaşında bir çocuğun bacağını kalçadan itibaren kesip atmak yerine, “fibula” adı verilen kemik, büyüme kıkırdağı ile birlikte mikroskop altında dikilerek nakledilir. Böylece hem eklemi tamir eden hem de büyüme yeteneğini koruyan bir uzuv elde edilmiş olur. Dünyada yalnızca sayılı birkaç merkezde yapılabilen bu işlem, çocukların tümörden arınmış olarak sağlıklı bir şekilde büyümelerini sağlamaktadır. Çocuklar bu sayede normal yaşamlarını devam ettirebilmekte, profesyonel tenisçi olamasa da; amatör olarak bu sporu yapabilmekte, bisiklete binmekte, yüzme ve birçok fiziksel aktiviteyi gerçekleştirmektedir.
Kemiklerdeki Boşluklar Yedek Kemikle Dolduruluyor
Bazı hastaların dizinden kalçasına kadar tüm uyluk kemiği tümörle kaplı olabilir. Böyle durumda yine ‘yedek’ kemik olan ve vücutta iki bacakta birer tane bulunan, bir tanesi 20-25 santimetre olan “fibula” birleştirilerek, 35-40 santimetrelik boşluk doldurulabilir. Fibula ikiye katlanarak normal bir kemik kalınlığı da oluşturularak, dondurulmuş kemikle bir arada kullanılır. Ameliyat sonrası beklenen, bir yıl içinde yerine konulan kemiğin iyileşmesi ve oraya tutunması yani vücudun onu kendi kemiği gibi kabul etmesidir.
-180 Derecede Dondurulmuş Kemikle Tedavi
Ameliyatla çıkarılan tümörlü kemik, -180 derecelik sıvı azot kazanında dondurulur. Dondurma işlemi, kemiğin dayanıklılığını çok az etkilemekle birlikte biyolojik aktivitesini de korumayı amaç edinmektedir. Dondurulan kemik, yerine tek başına konulmaz. Kemiğin içi, enfeksiyonu önlemek için antibiyotik içeren kemik çimentosu ile doldurulur ya da karşı taraf bacağından alınan “fibula” adlı kemik, dondurulmuş olan kemiğin içine gömülerek mikrocerrahi yöntemi ile ana damara bağlanıp, bu şekilde canlılık ve destek sağlanır. “Dondurularak koruma” işlemi ile tümörlü kemik aslına uygun olarak yerine konulabilmekte, enfeksiyon riski çok azalmakta ve zaman içinde kaynama elde edilebilir. Bu işlemin uygulanması için tümörün kemiğin yapısına çok fazla zarar vermemiş olması gerekmektedir.