El cerrahisinde farklı boyut: Biyonik El
Doğumsal değişiklikler ya da romotoid artrit nedeniyle sakat kalan eller, modern el cerrahisi teknikleri ve silikon protezlerle biyonik olarak yeniden yaratılabiliyor.
Tıpta en hızlı gelişen dallar arasında yer alan el cerrahisinde, yeni teknikler ve protezler kullanılarak fonksiyonlarını kaybeden bir el, biyonik olarak yeniden oluşturulabiliyor. Halk arasında yalnızca kopan organları diken bir uzmanlık dalı olarak görülen el cerrahisi, doğumsal değişikliklerin ve romotoid artrit adı verilen bir hastalığın elde yol açtığı sakatlıkların düzeltilmesini ve elin fonksiyonlarının korunmasını sağlıyor.
Acıbadem Hastanesi’nde hizmete giren El Cerrahisi Kliniği Sorumlusu ortopedi ve travmatoloji, el cerrahisi ve mikrocerrahi uzmanı Op. Dr. Ufuk Nalbantoğlu, kopan organların dikilmesinin verdikleri hizmetin ancak yüzde 10’unu oluşturduğunu ve buzdağının görünen kısmı olduğunu belirtiyor. Op. Dr. Nalbantoğlu, Acıbadem Hastanesi’nde verdikleri hizmetle ilgili şöyle konuşuyor:
”Bizim merkezimizde benim dışımda bir plastik ve rekonstrüktif cerrahi uzmanı, bir ortopedi ve travmatoloji uzmanı ile bir de el terapisti görev yapıyor. Kopuk bir organı yerine dikmenin yanısıra, büyük bir kesiği onarmak, romatizmal bir hastalığın tuttuğu el eklemlerini onarmak, ya da doğumsal el anomalisi olan bir çocuğun 10 yıllık tedavisini planlayabilmek, el cerrahlarının asıl işlevini oluşturuyor.”
Romotoid artrit sakatlık nedeni romatizma hastalık grubundan romotoid artrite yakalanan hastaların yüzde 30’unun el eklemlerinde de sorunlar oluşuyor. Elin orta eklemlerinde erimeler, el bileğinde çarpıklıklar gelişiyor. Hastalar, başkalarına bağımlı olarak yaşamak zorunda kalabiliyorlar.
Acıbadem Hastanesi El Cerrahisi Merkezi’nde romotoid artrid nedeniyle el fonksiyonları etkilenen hastaları da izlediklerini belirten Op. Dr. Nalbantoğlu, “Bu tip hastalar el cerrahları tarafından takip edilmezse dayanılmaz ağrılar çekerler ve zamanla ellerini kullanamaz hale gelirler. Değişik tedavi şekilleri var. Tıbbi tedavi sonrasında gerektiğinde hastalık etkilemesin diye eklem içindeki synovium zarını diye çıkartıyoruz. Zamanında yapılan müdahelelerle, protez konularak işlevlerini yitirmeden eli kurtarabiliyoruz. Hastanın ağrısı da önlenebiliyor” diyor.
Silikon protezler Op. Dr. Ufuk Nalbantoğlu’nun verdiği bilgiye göre romotoid artritin etkilediği ellerde kullanılan eklem protezleri kullanım süreleri dikkate alınarak daha çok yaşlı hastalarda tercih ediliyor. 1980’li yıllarda kullanılmaya başlanan silikon protezleri, romatizmanın bozduğu eklemlerin yerine koyduklarını belirten Op. Dr. Nalbantoğlu, sözlerine şöyle devam ediyor:
"Bu protezleri hasta 10 yıl rahatlıkla kullanabiliyor. Ayrıca bozulacağını belirlediğimiz eklemleri de dondurarak koruyoruz. Fizik tedavi uyguluyoruz. Sonuçta bir biyonik el yaratıyoruz. Ve hastalar ellerini rahatlıkla kullanabilecek duruma geliyorlar."
Doğumsal anomaliler Türkiye’de akraba evlilikleri yüzünden ellerde doğumsal değişikliklere oldukça sık rastlanıyor. Ellerde en fazla yapışık, eksik ya da fazla parmak gibi sorunlar gözleniyor. Bu da bir çocuğun yaşamını son derece olumsuz etkiliyor. Örneğin sık görülen baş parmak eksikliği; elin işlevinin yüzde 50’sinin kullanılamaması anlamına geliyor. Bu tip anormallikler 1000-1500 bebekten birinde ortaya çıkıyor. Dr. Ufuk Nalbantoğlu, elin gelişiminin 2 yaşına kadar oturmadığını, çocuğun baş parmağını, gerçek işleviyle bu yaşta kullanmaya başladığını söylüyor. Ellerinde doğumsal olarak eksik, ya da fazla parmak olan çocuklara 1 yaşında müdahale ettiklerini belirten Dr. Nalbantoğlu, şöyle konuşuyor:
”Baş parmak çocuklarda 2 yaşında işlevsel hale geliyor. Daha sonra baş parmak etrafındaki ameliyatlara yöneliyoruz. Ameliyat zincirini, çocuklar ilkokula başlamadan bitiriyoruz. Çünkü ilkokulda çocuklar ellerindeki farklılığı hissederek, içine kapanmaya başlıyor.”
Rehabilitasyon çok önemli ameliyat sonrasında uygulanan rehabilitasyon da en az ameliyat kadar önem taşıyor. El cerrahisinde ekip çalışması büyük önem taşıyor. Ameliyat sonrasında elin işlevini kazandırmada el terapistlerine önemli görev düştüğünü belirten Dr. Nalbantoğlu, şunları söylüyor:
”Cerrahın ameliyat sonrasındaki en büyük rakibiniz ödemdir. Eğer elde cerrahi sonrasında şişme olursa başarı şansı düşer. Biz ameliyatı yapıyoruz. Ameliyat sonrasında bizim terapistimiz, hastaları, ellerini nasıl kullanacakları konusunda bilgilendiriyor. Örneğin bilgisayar kullanırken elin açısının nasıl olması, tenis oynarken raketi nasıl tutması gerektiğini hastaya gösteriyor. Bu da bizim ameliyatımızın başarı şansını artırıyor.”
Mikrocerrahi nereden nereye geldi?
Mikrocerrahi teknikler tıbbın birçok alanında kullanılıyor. Ancak en fazla kullanıldığı alan el cerrahisidir. El cerrahı olan bir hekimin mikrocerrahiyi bilmesi zorunludur. Mikrocerrahiyle ameliyat yapılması 1960’lı yıllara dayanıyor. 1966 yılında ise ilk Boston’da ilk kez kesik bir kol yerine dikildi. Bu bir kilometre taşı oldu. Türkiye’de ise 1971 yılında ilk kez mikrocerrahi yöntemiyle kesik bir parmak yerine dikildi. O yıllardan günümüze geldiğimizde Türkiye’nin bu konuda iyi bir noktada olduğunu görüyoruz. Halk arasında yalnızca kopan organları diken bir uzmanlık alanı olarak görülen el cerrahisi ve mikrocerrahiyle doğumsal değişiklikler ve romotoid artrit adı verilen bir hastalığın elde yol açtığı sakatlıklar başarıyla düzeltilmektedir. Kopan organların yerine dikilmesi el cerrahisi ve mikrocerrahinin gerçek işlevinin ancak yüzde 10’unu oluşturmaktadır.
Biyonik bir el yaratmak mümkün
Romatizmal hastalık grubundan romotoid artride yakalanan hastaların yüzde 30’unun el eklemlerinde sorunlar oluşuyor. Elin orta eklemlerinde erimeler, el bileğinde çarpıklıklar gelişiyor. Dayanılmaz ağrılar çekiyorlar. Hastalar ellerini kullanamadığı için başkalarına bağımlı kalabiliyorlar. Bu tip hastaların el cerrahları tarafından takip edilmesi gerekiyor. El cerrahisi yöntemleriyle kişinin bozulan eklemlerini silikon protezlerle değiştiriyoruz. Bozulacağını tahmin ettiğimiz eklemleri ise dondurarak koruyoruz. Bozulan eklemlerin yerine silikon eklem, kirişlerin yerine protez kirişler naklediyoruz. Biyonik bir el yaratıyoruz. El çok komplike bir organ. Eldeki çok küçük kırıklarda ise geliştirilmesine NASA’nın yardım ettiği 1 milimetrelik titanyum çivileri kullanıyor ve kırıkları sabitleştiriyoruz.
Doğumsal anormallikler tedavi ediliyor
Ayrıca her 1000-1500 bebekten birinde görülen doğumsal el anormalliklerinin de tedavisini planlıyoruz. En sık gördüklerimizden birisi baş parmak eksikliği. Baş parmak eksikliği elin yüzde 50 işlevinin kullanılamaması anlamına geliyor. Bu yüzden baş parmağın işlevsel hale geldiği 2 yaşından sonra ameliyatlara başlıyor ve çocuk ilkokula başlamadan ameliyat zincirini tamamlıyoruz. Ameliyat sonrasında uyguladığımız rehabilitasyon da en az mikrocerrahi kadar önem taşıyor. Fizyoterapistler hastaya elini nasıl kullanacağını gösteriyor.
Teşhiste son gelişmeler neler?
Birçok hastada sinir yaralanmaları, sinir basısı adını verdiğimiz olaylardan kaynaklanan ağrılar ve uyuşmalar gözlüyoruz. Eskiden yalnızca EMG yöntemi ile sinir zedelenmesinin boyutunu araştırırdık. Ama artık SSEP adı verdiğimiz bir yöntemle sinirlerdeki zedelenmenin boyutunu tam olarak ölçebiliyoruz. Parmaklara uyarı veriyoruz. Başa bağlanan elektrodlarla da bu uyarının kaliteli olarak gelip gelmediğini kontrol ediyoruz. Eğer kayıp varsa tam boyutuyla teşhis ederek ameliyatı da ona göre planlıyoruz. Ayrıca dolaşım bozukluğu ve damarsal anormalliklerin ve eldeki tümör gibi durumların teşhisi nükleer tıpla büyük bir başarıyla yapılıyor. (MR gibi)
Mikrocerrahideki en son gelişmeler
Bu alandaki en son gelişmeler robotlarla ilgili. Amerika’da mikrocerrahiyle ilgili gelişmeler genellikle ordunun yaptığı çalışmalarla biçimleniyor. NASA “Robotik Arm” adı verilen bir el geliştirdi. Mikrocerrahide dokular inceldikce cerrahın elinin titrememesi gerekiyor. Ameliyatlar hassas hale geliyor. Bu amaçla özel bir robot kolu geliştirildi. Bu robota yine bir cerrah kumanda ediyor. Çok ince dokuların hatasız bir biçimde dikilmesi sağlanıyor. Bu çalışmalar şimdilik belirli merkezlerde yürütülüyor.
Mikrocerrahinin geleceği ve doku mühendisliği
El cerrahisinin ve mikrocerrahinin geleceğini doku mühendisliğinin belirleyebileceğini söylemem mümkün. ABD’de Boston’da MIT’de bir farede insan kulağı geliştirilebildi. Ayrıca kirişler bizim el cerrahisindeki en önemli sorunumuz. Eğer insan kirişi laboratuvar ortamında üretilebilirse bu bizim ameliyatlarımızın başarı oranını artıracak demektir.