Adet görmeyle ilgili düzensizliklerin ihmal edilmemesi gerekiyor. Aksi halde erken tanıyla tedavi edilebilecek birçok hastalık ilerleyebiliyor, kanser gibi erken tanısı çok önemli olan hastalıklar da atlanabiliyor.
Üreme çağındaki kadınlarda görülen adet düzensizlikleri, başta hormonal bozukluklar olmak üzere miyom, polip, kist gibi iyi huylu oluşumların habercisi olabildiği gibi enfeksiyon ve kanserin de belirtisi olabiliyor.
Genellikle 28-30 günde bir adet görüldüğünü belirtiliyor. Bazı kadınlarda bu düzen 1 hafta önce veya 1 hafta geç olarak görülür ki bu da normal sayılmaktadır.
Adet düzensizliği nedir?
Adet düzenini izlemek için son adetin ilk günü ile gelecek adetin ilk günü arasındaki zaman dilimine dikkat edilmesi gerekiyor. Üreme çağında bir kadının yumurtalıkları her ay bir yumurta üretir. Eğer kadın o ay gebe kalmazsa (ki bu yaklaşık geçen adetin birinci gününden itibaren 14.-16. günler civarıdır) gebeliğe hazırlanmış rahim içi zarı adet kanaması olarak dışarı dökülür. Bu dökülme kanaması 4-5 gün sürer ve adet kanaması olarak adlandırılır. Eğer bir kadın 22 günden erken ya da 40 günden geç adet görüyorsa düzensizlikten söz edilebilir.
Kanamaların miktarı çok önemli
Adet düzensizliğinin nedeninin belirlenmesinde kanamanın miktarı da büyük önem taşıyor. Adetlerin hiçbir düzeni yoksa, sürekli kanıyor veya uzun süre hiç kanamıyorsa bu durumu düzensizlik olarak değerlendirmek gerekmektedir. Miktar olarak çok az veya aşırıysa bu da bir düzensizliktir. Kanamanın çok olması 7 günden uzun süren ve gün içinde aşırı pet değişimine sebep olan, parçalar içeren adetleri kapsar. Bu tip kanamalar genellikle hastalarda kansızlığa da sebep olur. Az adet kanaması 1 gün süren ve pet değiştirmeye bile gerek bırakmayan kanamalardır. Hormonal nedenlerle olabileceği gibi enfeksiyona bağlı da olabilir. Kürtaj veya bazen sezaryen ameliyatı sonrası da ortaya çıkabilir.
Ergenlik döneminde adet düzensizliği
Adet düzensizlikleri ergenlik çağında ayrı bir önem taşıyor. Ergenlik çağındaki düzensizliklerde "geçer" diyerek beklenmemesi gerektiğine dikkat çekilmektedir. Muhakkak ultrasonik muayene yapılmalı ve gerekli ise hormonal durum incelenmedir. Bu yaşlarda görülen adet gecikmelerine, aşırı kilo alımı, aşırı tüylenme ve sivilcelenme eşlik edebilir. Özellikle kilo ve tüylenme yakınmasının yerleşmemesi ve ağırlaşmaması için tedaviye başlanmasında yarar vardır. Ayrıca aşırı adet sancısı ile beraber olan düzensizlikler bu yaşlarda oluşabilecek kistlerle sonuçlanabilir. Tedaviyle kist olusumlarının önüne geçip ameliyat riskinden korunmak mümkün olabilir.
Menopoz öncesi ve sonrası dönemde adet düzensizliği
Menopoz sonrası dönemde ortaya çıkan kanamalarda da dikkatli olunması gerekiyor. Menopozdaki her türlü kanama düzensizliği çok önemsenmeli, kaynağı çok ayrıntılı araştırılmalıdır. Bu kanamanın nedeni çoğu zaman kanser olmayacaktır. Ama kesinlikle selim bir nedenin olduğu kanıtlanmalıdır. Bu yaş grubu hastalarda özellikle menopozun olağan düzensizlikleri olarak düşünülüp doktora başvurulmadan beklendiği ancak bazı durumlarda maalesef geç kalındığı görülmektedir. Bu dönemde en sık kanama nedenleri yumurtlamaların bozulmasına ve aksamasına bağlı hormonal kaynaklı olanlardır. Geri kalan grupta da miyomlar, polipler, enfeksiyonlar yer alır. Ancak adetten kesilme tam gerçekleştikten sonraki dönemde olacak kanamalarda basit girişimler ve tetkiklerle kanamanın kaynağının iyi huylu nedenler olduğunun kanıtlanması gereklidir. Bu nedenlerden dolayı olağan olan düzensizliğin doktor tarafindan doğrulanması gereklidir.