Zonguldak’ta Ruhsal Yaraları Sarmaya Hazırız

Ancak Güvenceli Ve Güvenli Bir Çalışma Ortamında Çalışanın Beden Ve Ruh Sağlığı Korunur

Ülkemizde son 6 ayda önce Bursa’da 19, sonra Balıkesir’de 13 ve son olarak da 17.05.2010 tarihinde Zonguldak’ta 30 maden işçisi yaşamını yitirdi. Türkiye Taş Kömürü İşletmelerinin (TTK) rakamlarına göre 1955 yılından beri 2 bin 687 maden işçisi hayatını kaybetmiştir ve on binlerce işçi de yaralanmıştır. Yıllardır grizu patlamaları ve göçükler sonucu binlerce insanımız maden ocaklarının derinliklerinde can vermiştir ve vermeye de devam etmektedir.
Son olarak Zonguldak’ın Kilimli Beldesi’nde bulunan TTK Karadon Müessese Müdürlüğü’ne ait kömür ocağında 17.05.2010 Pazartesi günü öğle saatlerinde  meydana  gelen grizu patlamasında; 11 işçi yaralanırken yerin 540 metre altında 30 maden işçimiz  mahsur kalmıştır. 20.05.2010 tarihi itibari ile mahsur kalan 30 maden işçisinden 28’inin cansız bedenine ulaşılmıştır.
 
Daha önceki maden kazalarının ortaya çıkmasında yeterli denetimin yapılmamasının ve gerekli güvenlik önlemlerinin alınmamasının önemli rol oynadığı göz önüne alındığında; son maden kazasının sebepleri arasında da yetersiz denetim ve güvenlik önlemlerinin rol oynayabileceği akla gelmektedir.  
 
TTB Çalışan Sağlığı Etik Bildirgesi’nde; “Çalışma hakkı en temel insan haklarından biridir. Bu hak tek başına bir anlam ifade etmeyeceği gibi, diğer temel haklardan olan yaşam hakkının özünü ihlal etmeyen sağlıklı ve güvenli bir iş ortamlarının sağlanmasıyla mümkün kılınabilir. Sağlıklı ve güvenli ortamlarda yaşamak her bireyin temel hakkı olduğuna göre çalışma hakkının kullanımı sırasında işyerlerinin, çalışanların beden bütünlüğünü ve sağlığını bozacak etmenlerden arındırılması esastır. Bu nedenle çalışanların sağlığının korunması kamusal bir alandır ve kamusal bir örgütlenme modeliyle bu alanın yapılandırılması gerekmektedir. Çalışanların sağlık ve güvenliğinden devlet asli sorumludur. İş yaşamında devlet, çalışanlar, işverenler ve sendikalar ile birlikte işyeri hekimleri - iş güvenliği mühendisleri ve onların meslek örgütleri bu alanın sosyal taraflarıdır.” şeklinde belirtilmektedir.
 
Önlem alındığı takdirde iş kazalarını engellemek mümkün olmasına rağmen, Uluslararası Çalışma Örgütü(ILO)’nun 2009 yılında yaptığı açıklamalara göre dünyada her yıl 270 milyon iş kazası meydana gelmekte, her 15 saniyede bir işçi yaralanmakta ve her gün yaklaşık 6 bin 300 kişi iş kazası veya meslek hastalıkları nedeniyle yaşamını yitirmektedir. Türkiye Maden İşçileri Sendikası’nın 2010 yılı Mart ayı’nda TBMM’ne sundukları raporda Türkiye iş kazalarında yılda 80 bin kaza ve 1600 ölümle Avrupa birincisi ve dünya üçüncüsüdür.
 
İş kazaları gibi yaşamı tehdit eden durumlar, hem iş kazasında yaralananlar hem de yaralanan ve yaşamını yitirenlerin yakınlarında önemli ruhsal sorunlara neden olabilmektedir. Özellikle iş kazalarından yaralı kurtulan bireylerde Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) ve Majör Depresyon (MD) en sık karşılaşılan sorunlardır. TSSB’nin başlıca özelliği, gerçek bir ölüm ya da ölüm tehdidi, ağır bir yaralanma ya da kişinin fizik bütünlüğüne bir tehdit olayını yaşama ya da başka bir kişinin ölümüne ya da ölüm tehdidi altında kalmasına tanıklık etme ya da ailesinden birinin ya da başka bir yakınının beklenmedik ölümünü, öldürülmesini öğrenmesi gibi ağır bir psikososyal travma sonrasında ortaya çıkan birtakım özgül ruhsal belirtiler kümesi olarak tanımlanabilir. Depresyon ise en az 2 hafta süresince çökkün bir duygudurum ve/veya neredeyse bütün etkinliklere karşı ilgi kaybının olduğu bir dönemdir. Bu dönemde ayrıca iştah ve uykuda değişiklikler, enerji azalması, değersizlik ya da suçluluk duyguları, dikkatini yoğunlaştırmada ve karar vermede güçlük, intihar düşünceleri ya da girişimi gibi belirtiler de yer almaktadır.  
 
İş kazalarının önlenmesinde öncelikle 4857 sayılı İş Yasası değiştirilerek esnek ve kuralsız çalışma engellenmeli, işçiyi başka işverenlere kiralamayı, taşeronlaştırmayı yasal hale getiren, kıdem tazminatlarını, fazla mesai ücretlerini, sendikal hak ve yetkileri kısıtlayan bu yasa yerine, konunun tüm taraflarının katılımı ile demokratik bir yasa çıkarılmalıdır. Tüm çalışanlara iş güvencesi sağlanmalı, kaçak işçilik önlenerek kayıtlı hale getirilmeli, sosyal güvence altına alınmalıdır.
 
Zonguldak’ta yaşanan  maden kazası nedeniyle Türkiye Psikiyatri Derneği olarak yaralanan maden işçilerimizin bir an önce sağlıklarına kavuşmalarını ve yaşamını yitiren işçilerimizin yakınlarına başsağlığı diliyoruz. Türkiye Psikiyatri Derneği olarak maden kazasından etkilenen insanlarımıza gerekli ruhsal desteği sağlama konusunda yardıma hazır olduğumuzu belirtiriz. 
 
Dr. Halis Ulaş
TPD MYK Dış İlişkiler Sekreteri
 
Türkiye Psikiyatri Derneği MYK adına

Manşetler

DUYURU-4