Zihnimizde irademiz dışında dolaşan bu düşünceler, belleği bloke eden virüsler gibi beynin kontrolünü ele geçiriyor, bazen yoğunlaşarak obsesyon gibi hastalıklara dahi davetiye çıkarabiliyor. Bir konuya odaklanmaya engel olan bu düşünceler, stres gibi olumsuz faktörlerin kontrol altına alınması ve zihin egzersizleriyle etkisiz hale getirilebiliyor.
STRES ZİHİNDEKİ GEREKSİZ DÜŞÜNCELERİN AKTİVİTESİNİ ARTIRIYOR
REEM Nöropsikiyatri Merkezi'nden Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz'a göre kontrolümüz dışında kendiliğinden gelişerek zihnimizi meşgul eden boş düşünceler, algı ve öğrenme yetilerimizi de etkilemekle kalmayıp, aynı zamanda belleğimizi de zayıflatır. Bir konuyu öğrenmenin en iyi yolu, temiz bir zihin ile ona odaklanmaktır.
Zihninde işe yaramayan birçok düşüncenin dolaşmasına neden olan en büyük faktör, stres oluşturan olaylardır. Kronik stres, belleğin en önemli düşmanlarından biri olup, sürekli zihin karışıklığı oluşturur. Dolayısıyla eğer bir kişide kronik stres oluşturan nedenlerden biri varsa, onu çözmeden algılama ve öğrenme yeteneklerini geliştirmek mümkün değildir.
BİLGİ KİRLİLİĞİNİ ÖNLEMEK İÇİN BENZER BİLGİLERİ ZİHİNDE AYNI KATEGORİLERE YERLEŞTİRİN
Belleğe kalıcı bilgiler göndermek için, önce dikkatinizi o konuya yöneltip yoğunlaşmanız gerekir. Bu amaçla, öğrenmek istediğiniz şeyin imgesel bir kopyasını elde edip (fotoğrafını çeker gibi), zihne atmalısınız. Zihninizde bu şekilde, belirli konularla alakalı farklı albümler de oluşturabilirsiniz. Öğrendiğiniz her şeyi geçmişte oluşturduğunuz albümlere eklerseniz, hem bilgileri birbiriyle birleştirip bağlantılar kurmuş olursunuz hem de daha kolay hatırlarsınız. Dolayısıyla yeni bir şey öğrenirken zihninizi tarayarak, o konu ile ilgili albümleri araştırmalısınız.
Daha önce o konu ile alakalı bir albümünüz olduğu halde yeni bir albüm oluşturursanız, zihninizde bilgi kirliliği oluşur. Öğrendiğiniz bu yeni bilgiden, farklı yorumlar ve açılımlar yapamazsınız, sadece ezberlemiş olursunuz. Böyle karmakarışık bellek kayıtları da o konu hakkında net bir kanaat oluşturmanıza engel olur. Üstelik yeni bilgiler hızla unutulup, hafıza kayıtlarından silinir. Eğer öğrendiğiniz şey yepyeni bir bilgi ise, ona yeni bir klasör açıp, daha sonra o konu ile alakalı diğer bilgileri de aynı yere atmalısınız. Bu şekilde bellekte düzenli bir dosyalama sistemi kurmak, öğrenilen bilgilerin çok çabuk hatırlanmasını ve doğru analizler yapılabilmesini sağlar.
BEYİN YORGUNLUĞUNU GİDERMEDE ZEKA OYUNLARI VE MATEMATİĞİN GÜCÜ
Yapılan bilimsel araştırmalar, bulmaca çözen insanlarda bunama ve benzeri hastalıkların daha az görüldüğünü göstermektedir. Sadece bulmaca değil; sudoku, satranç ve benzeri zihni zorlayan zeka oyunlarıyla meşgul olmak, algılama ve öğrenme yeteneklerini zinde tutar. Burada önemli olan beyni zorlamaktır. Sürekli zihinsel egzersizler yapmak beyin yorgunluğuna engel olur, unutkanlığı önler. Sürekli fizik ya da matematik problemleri ile uğraşmak, denklem veya formüller çözmek de zihin için en iyi diğer antrenmanlardandır.
Zihin antrenmanları, yeni beyin hücreleri oluşmasına neden olmaz. Ancak beyin hücreleri arasında yeni bağlantıların oluşmasını sağlar. Uzun süre öğrenme sürecine ara verildiğinde, beyindeki bazı bağlantılar kaybolmaya başlar. Buna bağlı olarak da öğrenme güçleşir ve bellek zayıflar. Bu nedenle, zeka oyunları ve matematiksel çözümlerle beyin güçlendirilmeli, öğrenme süreci kesintisiz sürdürülmelidir.