Zayıf görünmenin sırrı: Vücuttaki kas miktarını arttırmak

İşte, tüm kadınları motive edecek sihirli bir cümle:

"Aynı kiloda olsanız bile kas yoğunluğunuz fazlaysa karşınızdakinden iki beden daha ince görünürsünüz." Geçtiğimiz günlerde Türkiye’ye gelen dünyanın en ünlü fitness eğitmenlerinden biri olan Gavin Aquinina’dan fit görünmenin sırlarını öğrendik.

Vücudu yoğun çalıştıran kardio cihazları mı, pilates mi, dansla karışık verilen grup dersleri mi, özel dersler mi? Dünyada fitness trendleri nereye gidiyor? 

- Aslında fitness çeşitleniyor. Kişisel farklılıklar dikkate alınarak birçok tarz yaratılıyor. Bu, monotonluğu ortadan kaldırdığı gibi kişiye seçme özgürlüğü de sunuyor. Birçok bileşenle oluşturulmuş egzersiz programlarıyla çok yönlü gelişim sağlanabiliyor. Bu noktada kardiyo ve ağırlık çalışmalarının grup dersleri, pilates çalışmaları, spinnig gibi çalışmalarla takviye edilmesi olumlu sonuçlar veriyor.

Dünyada da bir trend olan özel spor hocası ile çalışmak kişiye evde ya da salonda çalışmanın ötesinde neler kazandırıyor? 

- Tüm dünyada bir kişiselleştirme akımı var; fark yaratmak, farklı olmak gibi... Hiçkimse başkasına benzemiyor. Giyinişi, konuşması, zevkleri, beklentileri, karakteri, yaşantısı her şeyi farklı. İşte "personal training" dediğimiz, özel spor bu farklılıkları göz önüne alarak herkese kendine özgü programlar hazırlamak ve kişinin bu programları uygulama sürecinde yanında olmayı amaçlıyor. Zamanınıza, ihtiyaçlarınıza, kişiliğinize, egzersiz zevkinize uygun programlarla hedefinize ulaşmak hem daha çabuk hem daha keyifli oluyor. Özel spor hocası çalışmalarında size özel bir çalışma tasarlandığı için hedefinize en kısa yoldan ulaşmanız mümkün oluyor. Her şey size göre şekillendiriliyor. Sevmediğiniz çalışmalara alternatifler üretiliyor. Ders boyunca ilgi tamamen sizin üzerinizde oluyor. En ufak yanlışınız düzeltiliyor. Motivasyonunuz hep canlı tutuluyor. Bu çok keyifli. Tabii ki, bu alanda eğitimli bilgisine güvendiğiniz antrenörlerle çalışmanız koşulu ile...

Kadınlar sizinle çalışırken sizden neler bekliyor? Onlara tavsiyeleriniz var mı?

- Kadın veya erkek ayrımı yapmadan bu soruya "İyi görünmek ve iyi hissetmek istiyorlar" yanıtını verebilirim. 

Hollywood yıldızlarının form sırları nelerdir?

- Starların büyük çoğunluğu özel spor hocası ile forma giriyor ve formunu koruyor. Kendilerine göre hazırlanan egzersiz, beslenme ve dinlenmeden oluşan planlamaya da harfiyen uyuyorlar. 

Zor biçimlenen bölgeler için siz nasıl bir yaklaşım öneriyorsunuz?

- Doğru çalışıldığında ve metabolik bir sorun yok ise zor biçimlendirme diye bir şey kabul etmiyorum. Bu zorluk kişinin yaklaşımından, mevcut alışkanlıklarından ve süreçten kaynaklı genellikle karın ve basen bölgelerinde ortaya çıkıyor. Bunun için yapılması gereken sabırla ve kararlılıkla doğru çalışmaları yapmak ve elbette beslenmeye dikkat etmek. Kalça şekillendirmek için özellikle son dönem oldukça ses getiren Summit Trainer cihazını önerebilirim. 

Beyonce ve Jennifer Lopez kalçalarıyla kıskandırıyor

Kalça bölgesi özellikle kadınlarda yağların en çok depolandığı bölgelerden. O nedenle öncelikle yeme alışkanlıklarına dikkat etmeleri gerekiyor. Kadınlara şu deyişi hatırlatmakla başlayabiliriz: "One moment on your lips, for a life time on your hips" (Ağızda bir dakika, kalçada bir ömür boyu!) Bunun gerçekleşmemesi için öncelikle beslenmeye çok dikkat. Öğün aralarında atıştırırken hatırlanması gereken bir deyiş. Sonrasında mutlaka ve mutlaka egzersiz yapmaları gerekiyor.

Hızlı kilo vermek için kas miktarını artırın 

Vücuttaki kas miktarını artırmak metabolizmanın hızlanmasını sağlar. 1 kg’lık kas artışı günde 120 kaloriye kadar ekstra harcama yaratır. Burada aşırı kas yapmaktan bahsetmiyorum. Dengeli bir yağ kas oranı ile hem fit görünebilir hem de daha fazla kalori tüketebiliriz. O nedenle de hanımların kardiyo çalışmaları kadar kuvvet çalışmaları da yapmaları gerekiyor. Hem günlük aktivitelerini desteklemek hem de osteoporoz gibi risklerden korunabilmek için ağırlık çalışmaları gerekli. Artan kas oranı vücutta enerji ihtiyacı yaratır ve harcama artar. O nedenle kilo vermeyi hızlandırmanın en etkili yolu kas kitlesini de artırıcı çalışmalar yapmaktır. 

KİM KİME ÖZENMİŞ

Starlardan nostaljik saçlar

Kim demiş ünlü yıldızların da örnek aldıkları isimler yok diye... Onlar da zaman zaman geçmiş dönemdeki ünlü isimlerden esinleniyorlar. Bu stil deja vu’sundan etkilenen isimleri sizin için seçtik. Bakın kim kimden etkilenmiş... 

Yıl 1953. Hollywood’un en güzel sarışını Marilyn Monroe, o dönemde şüphesiz birçok kadına ilham perisi oldu. Ama efsane sarışın kısa bir süre sonra ülkemize teşrif edecek şarkıcı Kylie Minogue’u da etkilemiş görünüyor. 

60’lı yıllarda Amerika’nın önemli televizyon yıldızlarından biri olan Peggy Lipton sıra dışı tarzı ve ortadan ayırdığı saçlarıyla hep dikkat çekmişti. Lipton’un günümüzdeki hali Gwyneth Paltrow. O da ortadan ayırdığı saçları ve sade stiliyle tanınıyor. 

Veronica Lake, seksapelini artıran sarı dalgalı saçlarıyla 40’ların aktris ve pin-up kızı olarak öne çıkmıştı. Hollywood’un başarılı isimlerden biri olan Scarlett Johansson’un ondan esinlenmediğini söyleyebilir misiniz?

Ünlü oyuncu Julie Christie 1967 yılında işte böyle görünüyordu. Onu tanıyamayanlar için hatırlatalım; Julie Christie kült film "Doktor Schwago"da Lara rolüyle tanındı. Şimdi sarışınlıktan esmerliğe terfi eden ünlü yıldızın bu görüntüsü de hayli çekici. 

Demi Moore’un güzellik sırrı: Sülük terapisi

İnsanın, Demi Moore’un 49 yaşında olduğuna inanası gelmiyor. Biz acaba teknolojinin hangi nimetlerinden faydalanıyor diye düşünürken, o yeni filmi "Flawless"le ilgili katıldığı bir televizyon programında güzelliğinin ve genç görünümünün sırrının sülük terapisi olduğunu açıklayınca şaşırdık. Çünkü sülük tedavisinin tarihi eski Mısır’a kadar dayanıyor. Üstelik bilinen birçok hastalığın tedavisinde de oldukça etkili sonuçlar veriyor. 

Sülükle tedavi anlamına gelen "hirudoterapi" antik çağlardan itibaren tedavi aracı olarak kullanılmış. Sülük tedavisi ile ilgili ilk kaynaklar M.Ö. 15. yüzyılda yaşamış Babilli hekimlere kadar gidiyor. Örneğin 3. yüzyılda Mısır hekimlerinin vazgeçilmez tedavi yöntemleri arasında yer aldığı biliniyor. İbn-i Sina’nın kitaplarında da sülük tedavisi yerini almış. Ancak, 20. yüzyılda doğadan elini çeken insanlık sülük tedavisini unutmuş. Ta ki, Amerikalı araştırmacı Roy Sawyer sülüklerin potansiyel tedavi edici etkilerini ortaya koyup İngiltere’de dünyanın ilk modern sülük üretim çiftliğini kurana dek.

Peki gözleri ve işitme organları olmayan bu canlıları bu kadar değerli bir tedavi aracı haline getiren ne? Sülük tedavisi uygulayan Uzman Dr. Suat Arusan, sülüklerin salgılarında bulunan yaklaşık 105 etken maddeyle kanı sulandırdıklarını böylelikle normal koşullarda hücreler arasında nüfuz edilemeyen Alana girerek oradaki toksik maddeleri erittiklerini belirterek "Toksik maddeyi önce kana geri çekiyorlar, ardından kanı emerek toksik maddeden temizliyorlar" diyor.

Sülük terapisi, kimlere uygulanmıyor

Uzman Dr. Suat Arusan, sülük tedavisi uygulamasında dikkat edilmesi gereken noktaların başında hastanın anemi (kansızlık) sorununun olmaması, kanı sulandırıcı ilaç kullanmıyor olması, pıhtılaşmaya engel bir hastalığının bulunmaması ve vücudunda aktif bir kanama odağının bulunmaması konusunda uyarıyor: "Ayrıca gebelerde ve emziren annelerde, kontrolsüz diyabet hastalığı veya kalp yetmezliği olanlarda da sülük tedavisi uygulanmıyor. Bir hastada kullanılan sülükler kesinlikle başka bir hastada kullanılmadan imha ediliyor. Böylece kan yoluyla bulaşan hastalıkların geçişi engellenerek güvenli bir tedavi sağlanıyor" diyor.

Prof. Dr. Osman MÜFTÜOĞLU

Manşetler

DUYURU-4