Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesinde geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamaları yapılıyor

Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi bünyesinde hizmet veren Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Merkezi’nde (GETAT) hacamat ve mezoterapi tedavileri ihtiyacı olan hastalara tatbik ediliyor.

Hacamat ve mezoterapi gibi geçmişten bugüne aktarılan tedaviler, Sağlık Bakanlığı bünyesinde eğitim alan doktorlar tarafından hastane bünyesinde hizmet veren Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Merkezi’nde modern ve hijyenik ortamlarda uygulanıyor.

Uzm. Dr. Fulya Orhan:  "Kupa tedavisi, acısız ve ağrısız iş gücü kaybı oluşturmayan bir işlemdir. Beklenilen en büyük yan etki geçici kızarıklıklardır"

Alanında eğitimini tamamlamış Uzm. Dr. Fulya Orhan ve Uzm. Dr. Özlem Avcı hacamat ve mezoterapi tedavilerine ilişkin çalışmalarını AA muhabirine anlattı. GETAT merkezinde yapılan tedavi uygulamalarından "kupa tedavisi" hakkında bilgi veren Uzm. Dr. Fulya Orhan, tedaviden genel itibariyle olumlu sonuçlar alındığını, iş gücü kaybı yaşanmadan ve güvenilir ellerde yapılırsa hastalara ciddi faydalar sağlayabilecek bir metot olduğunu söyledi.

Yapılan tedavinin Sağlık Bakanlığınca onaylandığını belirten Orhan, merkezdeki uygulamaların modern tıbbı tamamlayıcı nitelikte olduğunu ve eğitimini almış uzman hekimler tarafından yapılması gerektiğini kaydetti.

Kupa tedavisinin yaklaşık 5 bin yıldır bilinen bir tedavi işlemi olduğunu, günümüzde dünyanın birçok ülkesinde yaygın olarak kullanıldığını ifade eden Uzm. Dr. Fulya Orhan, "Kupa uygulama tekniğini kuru kupa ve yaş kupa dediğimiz, hacamat tedavisi ile iki ana başlık altında toplayabiliriz. Kuru kupa eskiden büyüklerimizin soğuk algınlığı geçirdiğimizde ya da herhangi bir kalp spazmı yaşadığımızda cam bardaklarda pamuğu ispirto ya da alkolle yakarak yaptıkları tedavi yöntemlerinden biri. Yaş kupa tedavisi de ‘hacamat tedavisi’ dediğimiz farklı bir tedavi yöntemi." dedi.

Kuru kupa ve yaş kupa uygulamasının prensipte aynı olduğunu belirten Orhan, tek kullanımlık plastik kupaları bir pompa yardımıyla vakumladıklarını ve negatif bir basınç uygulayarak bölgedeki kan dolaşımını hızlandırdıklarını ifade etti.

Dr. Fulya Orhan kupa tedavisini nasıl tatbik ettiklerini şu sözlerle anlattı:

"Hasta bize ilk geldiğinde önce sırtını dezenfekte ediyoruz. Daha sonra kupaları yerleştiriyoruz. Kupalar orada kan dolaşımının hızlanmasını ve bizim dışarıya çıkarmak istediğimiz toksik maddelerin o bölgede birikmesini sağlıyor. Yaklaşık 3-5 dakika hastanın sırtında kupalar kaldıktan sonra o bölgeye steril bisturi yardımıyla minik kesikler atıyoruz ve oradan kan gelmesini bekliyoruz. Kan çıkışı başladıktan sonra en son artık kan durmasıyla dışarıya, plazma içinde toksik maddelerin olduğu hücreler arası sıvı gelene kadar beklemeye devam ediyoruz. Sonrasında tekrar hastanın sırtını temizliyoruz, steril gazlı bezle kapatıyoruz ve işlemi sonlandırıyoruz."

"Hasta tedavinin hemen ardından günlük yaşantısına devam edebilir"

Hacamatı her türlü kas iskelet sistemi ağrısı olan hastalarda uygulayabildiklerini ve aynı zamanda tedavinin belirli aralıklarla tekrarlanması ile vücutta detoks etkisi oluşturduğunu kaydeden Orhan, kanser hastalarına, gebelere, ağır böbrek ve kalp yetmezliği olan, ciddi kansızlığı ve aktif enfeksiyonu olan hastalara kupa tedavilerini uygulamadıklarını belirtti.

Orhan, bölgeye atılan kesiklerle vücudun kendisini onaran mekanizmasını tetikledikten sonra vücudun ilaçsız bir şekilde kendisini onarmasını etkinleştirdiklerini ifade ederek şunları aktardı:

"Kupa tedavisi, acısız ve ağrısız iş gücü kaybı oluşturmayan bir işlemdir. Beklenilen en büyük yan etki geçici kızarıklıklardır. Bursa’da Sağlık Bakanlığı tarafından sertifikasını almış hekimler ve bu konuda oldukça deneyimli hemşireler tarafından bu işlemler uygulanıyor. Enfeksiyon riskinin oluşmaması ve kendilerine zarar vermemeleri için hastalar sağlık kuruluşlarını tercih etmeli."

Uzm. Dr. Özlem Avcı ise mezoterapi tedavisinde hastalarına yardımcı olduğunu ve öncelikle hastaların belirtilerini sorgulayıp daha sonrasında kendilerine uygun tedavi planları oluşturduklarını ifade etti.

Mezoterapide "dermis" (alt deri katmanı) adını verdikleri cildin orta tabakasına hedeflenen ilaçları lokal olarak, mikro enjeksiyon yöntemiyle tatbik edildiğini anlatan Avcı, "Mezoterapi, düşük dozlarda ilaçları gerekli olan yere direkt olarak uygulayabilme şansıdır. Mezoterapi en sık son yıllarda ülkemizde kozmetik dermatolojide çok yaygın kullanılmakla beraber aslında akut ve kronik ağrılarda, kas iskelet sistemi hastalıklarında da uygulanıyor." diye konuştu.

Dr. Avcı, mezoterapi işleminin cilt yaşlanmasında, saç dökülmesinde, selülit ve akne tedavisinde kullanılabildiğini aktararak, "Hastalarda işlemden sonra geçici olarak çok az kızarıklık, nadiren morarma olabilir. Tedavinin hemen ardından hastalar günlük işlerine devam ederek yaşamlarını sürdürebilirler." ifadesini kullandı.

Kas iskelet sistemi hastalıklarında hastaların konforunun arttığını ve uzun süre rahatlık sağladığını vurgulayan Avcı, tedavi sonrasında hastaların yaşam tarzının, hayattaki tercihlerinin, kendine bakmasının, spor yapmasının, beslenmelerinin etki ettiğini belirtti.

Manşetler

DUYURU-5
EBELİK YÖNETMELİĞİ
HASTANE KOORDİNASYON KURULU YÖNETMELİĞİ