Üniversitelerin, toplumsal sorunların çözümü konusunda, ilgili bütün kurum ve kuruluşlarla ortak hareket ederek bilimsel katkılar sunması noktasında öncü kurumlar olmasını destekleyen Yükseköğretim Kurulu, son günlerde ülkemizin gündeminde olan denizlerimizdeki müsilaj (deniz salyası) sorununa yönelik önemli bir adım attı.
Bu konuda “bilimsel bir seferberlik” başlatmayı amaçlayan YÖK’te, müsilaj alanında uzman akademisyenlerin katılımıyla, ülkemizdeki üniversitelerde şimdiye kadar yapılmış veya halen sürmekte olan bilimsel çalışmalar ile bu çalışmaların neticesinde tavsiye edilen çözüm önerilerinin değerlendirildiği bir toplantı gerçekleştirildi. Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç’ın başkanlığında gerçekleştirilen “Denizlerimizdeki Müsilaj Sorununa Yönelik Akademik Çalışmaların Değerlendirme Toplantısı”na TÜBİTAK-MAM ve farklı üniversitelerden (Bandırma Onyedi Eylül, Çanakkale Onsekiz Mart, Gebze Teknik, İstanbul Teknik, İstanbul, Orta Doğu Teknik, Piri Reis, Tekirdağ Namık Kemal ve Yıldız Teknik Üniversitesi) ilgili fakültelerin dekanlarının yanı sıra hali hazırda konuya ilişkin sahada bizzat çalışmalar yürüten akademisyenler katıldı. Toplantıda son günlerde denizlerimizde yaşanmakta olan müsilaj sorununa ilişkin üniversitelerdeki akademik çalışmalar değerlendirilerek, meselenin çözümüne yönelik önerilen bilimsel yöntemler etraflıca ele alındı. Toplantının açılışında konuşma gerçekleştiren YÖK Başkanı Saraç, ülke gündeminde haklı olarak büyük yer tutan bir çevre sorununu görüşmek üzere toplantıda bir araya geldiklerini belirterek konuşmasına başladı.
Soruna ilişkin bilimsel seferberlik başlatılacak
Müsilaj sorununun ekonomik, turizm, balıkçılık ve sağlık alanlarını etkileyen bir durum olduğunu ve YÖK olarak bu konuya ilişkin bir bilimsel seferberlik başlatılmasının icap ettiğinin altını çizen YÖK Başkanı Saraç, Türkiye nüfusunun neredeyse yüzde 30’unun Marmara Denizi çevresindeki il ve ilçelerde yaşamakta olduğunu ifade ederek konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Türkiye sanayisinin önemli bir bölümü de Marmara Denizi çevresinde yer almaktadır. Bu iki temel neden Marmara’nın daha kolay kirlenmesine neden oluyor. Mücadelemizde bu konuyu da dikkate almamız gerekiyor. Marmara Denizi insan sağlığı ve birçok ekosistemi etkilemesi açısından önemli bir iç deniz konumundadır. Ayrıca Marmara Denizi’nin en önemli ve ayrıcalıklı özelliği bir ulusal deniz olmasıdır. Bütün bu özellikler nedeni ile gerek Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız gerekse Yükseköğretim Kurulunun nezdinde akademi dünyamız, bu konuda hem eylem hem bilimsel olarak bir seferberlik yürütme kararlılığındadır.”
Akademide ilgili bölümlere destek artacak
Yükseköğretim sisteminde bu alanla ilgili 30 fakülte, 42 Araştırma Merkezi ve 6 Enstitü bulunduğunu söyleyen Saraç, ayrıca YÖK olarak su bilimlerine kaydolan ve ilk üç sırada bu programlara yerleşen öğrencilere başarı bursu verdiklerini hatırlatarak bu destekleri daha da ileri boyuta taşıyacaklarını sözlerine ekledi.
Toplantıya katılan tüm hocaları dinleyeceklerini, önerileri dikkate alacaklarını ve çıktıları ilgili makamlara ileteceklerine dikkat çeken Saraç, bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu çalışma grubunu kabul edeceğini ve konu ile ilgili kendilerine bilgi arz edeceklerini belirterek konuşmasını tamamladı.
Başkan Saraç’ın konuşmasının ardından İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Melek Okyar ve ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü öğretim üyesi Prof. Dr. Barış Salihoğlu konuya ilişkin birer sunum gerçekleştirdi. Sunumların ardından bütün katılımcılar söz alarak müsilaj sorununa ilişkin akademik çerçevede görüş alışverişi ve değerlendirmelerde bulunuldu.