YÖK’ten anket çalışması: İntörn doktorlar hayatından memnun değil

İntörn doktorlarla yapılan anketin sonuçlarına göre, katılımcılar yaşamlarından memnun değil. Bu memnuniyetsizliğin nedeni büyük oranda tıp eğitimi.

Bu dönemde birçok sorunla karşılaştıklarını belirten doktorlar, intörnlükteki teorik eğitimlerin mesleki hayatlarına herhangi bir katkı sağlamadığını belirtti. Katılımcıların yüzde 91.5’i TUS’a çalışmaya zaman bulamadığını söyledi. Önemli bir diğer bulgu da doktorların yetkin olmadıkları bir işlemi yapmak zorunda kaldığı oldu.

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından, tıp fakültelerindeki intörnlük eğitiminin görüşülmesi amacıyla düzenlenen çalıştayda ‘İntörn Doktorlar Ne Düşünüyor?’ anketinin sonuçları açıklandı. Sunumunu Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Ayhan Özhasenekler’in yaptığı anketin sonuçlarına göre, intörn doktorlar şartlardan ve eğitimden memnun değiller. Tıp fakültelerinde eğitim gören 9 bin 392 intörn doktor var. Çalışmaya farklı üniversitelerden 2 bin 78 intörn doktor katıldı. Bu dönemde birçok sorunla karşılaştıklarını belirten doktorlar intörnlükteki teorik eğitimlerin mesleki hayatlarına herhangi bir katkı sağlamadığını belirtti. Büyük çoğunluğu nöbet sonrası izin kullanamadığını ifade etti. Önemli bir diğer bulgu da bu doktorların yetkin olmadıkları bir işlemi yapmak zorunda kaldığı oldu. Katılımcıların yüzde 91.5’i TUS’a hazırlanmak için yeterli zamanlarının olmadığını söyledi. Haftada ortalama 15 saat civarında sınava çalıştıklarını belirttiler.

Ankette öne çıkan sonuçlar şöyle:

SADECE YÜZDE 18’İ MEMNUN

-Ankete katılan intörn doktorların sadece yüzde 18.2’si yaşamlarından memnun olduklarını belirtti. Bu memnuniyetsizliğin büyük oranda tıp eğitimiyle ilgili olduğunu düşünenlerin oranı ise yüzde 87.3.

-Düzenli olarak stajların başlangıcında stajın amaç, öğrenim hedefleri ve olanakları, yararlanılabilecek eğitim kaynaklarının kendileriyle paylaşıldığını ifade eden katılımcıların oranını yalnızca yüzde 11.2. Katılımcıların ancak yüzde 9.8’i stajlarda hedeflenen amaçlara ulaşıldığını belirtti.

-Yüzde 75.6’sı intörnlükteki teorik eğitimlerinin mesleki hayatlarına herhangi bir katkı sağlamadığını belirtirken, pratik eğitimlerin hekimlik hayatına hazırlamada katkısının olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 49.1 olarak saptandı.

-Tanı ve tedavi aşamalarında intörn doktorlara sunulan fırsatların yeterli olmadığının düşünüldüğü görüldü. İntörn doktorların yalnızca yüzde 11.2’si kurumlarında kendilerine yönelik programlanmış toplantılar yapıldığını ifade etti.

-İntörnlük eğitimi süresince acil servis dışında nöbet tutma oranı yüzde 99.3 iken, nöbetlerin eğitime katkısı olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 27.5’te kaldı. Ortalama tutulan nöbet sayılarına bakıldığında intörn doktorların yüzde 75.6’sı 8 ve üzeri nöbet tutarken, yüzde 95.9’u aylık tutmaları gereken nöbet sayısını 5 nöbet ve aşağısı olarak cevapladı.

-Yüzde 80.5’i, nöbet sırasındaki fiziki şartların yetersiz oluğunu belirtti. Yüzde 8.2’si nöbet sonrası izin kullandığını belirtirken yüzde 78.5’i nöbet sonrası izin uygulamasının olmadığını ifade etti.

-Yetkin olmadıkları bir işlemi yapmak zorunda kaldığını ifade eden intörn doktorların oranı yüzde 40.3. Başka bir meslek grubundaki personelin görev tanımındaki bir görevi yapmak zorunda kalan intörn doktorların oranı yüzde 91.3. En sık olarak hemşire ve personelin işlerini yaptıklarını ifade ettiler. İntörn doktorların yüzde 63.9’u başta hemşireler olmak üzere diğer sağlık personeliyle sorunlar yaşadıklarını belirtti.

TUS’A ÇALIŞMAYA ZAMAN YOK

-Yüzde 53.2’si kariyer planlaması konusunda yeterli bir bilgiye sahip olmadığını belirtti. Yüzde 80.2’si mezuniyet sonrasında, uzmanlık eğitimi almak istediklerini ifade etti.

-Yüzde 22.3’ü Tıpta Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı’na (TUS) çalışmadıklarını söylerken, yüzde 46’sı TUS’a çalışmanın intörnlük eğitimine zarar verdiğini belirtti. Ayrıca katılımcıların yüzde 83.9’u intörnlük sırasında aldıkları eğitimin TUS’a katkı sağlamadığını düşünüyorlar.

-Katılımcıların yüzde 91.5’i TUS’a hazırlanmak için yeterli zamanlarının olmadığını söyledi. Haftada ortalama 15 saat civarında sınava çalıştıklarını belirttiler.

-Yüzde 63.7’si kurumlarında intörnlük eğitimi sırasında intörn doktorların düşüncelerinin değerlendirildiği bir geri bildirim sistemi olmadığını, yüzde 47.5’i intörn doktor karnesinin bulunmadığı ya da kullanılmadığını, yüzde 25.3’ü intörn temsilcisi bulunmadığını veya tanımadığını belirtti.

-Hekimlerin yüzde 77.5’i intörn doktor yönergesi hakkında bilgi sahibi olmadığını söyledi. Yönergenin uygulandığını düşünenlerin oranı ise 13.8.

İNTÖRN DOKTORLUK NEDİR?

İntörn doktorluk dönemi tıp eğitiminde mezuniyet öncesi son dönem olup, öğrencilikten sonra meslek hayatına başlama sürecinde önemli bir geçiş dönemi. Hasta yönetiminden, meslektaş ve sağlık çalışanlarıyla ilişkilere kadar birçok becerinin kazanılması ve sürdürülebilir olması bu dönemde gerçekleşiyor.

Manşetler

DUYURU-5
EBELİK YÖNETMELİĞİ
HASTANE KOORDİNASYON KURULU YÖNETMELİĞİ