Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Türkiye’de her yıl yaklaşık olarak 175 bin kişiye kanser teşhisi konulduğunu, erkeklerde en çok trakea, bronş, akciğer kanseri, kadınlarda da meme kanserinin görüldüğünü bildirdi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’nun soru önergesini yanıtlayan Müezzinoğlu, ülkede her yıl yaklaşık olarak 175 bin kişiye kanser teşhisi konulduğunu, bakanlığın en son yayımladığı kanser istatistiklerinin 2008’e ait olup, bu yıl içerisinde 2009-2010 istatistiklerinin yayınlanacağını belirtti.
Bölgelerde fark yok
“Kanser haritalarımız sürekli olarak güncellenmektedir” diyen Müezzinoğlu, “Bölgeler arasında kanser sıklığı açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark söz konusu değildir” ifadesini kullandı. 2012’de eczane satışlarına göre kanser tedavisinde kullanılan ilaçların kutu bazında tüketiminin 7 milyon 649 bin 42 adet, tutar olarak ise 1 milyar 477 milyon 625 bin 340 TL olduğunu ifade eden Müezzinoğlu, “2012’de eczane satışlarına göre kanser tedavisinde kullanılan ilaçların kutu bazında yüzde 77,62’si ithal, yüzde 22,38’i yerli; tutar olarak ise yüzde 93,99’u ithal, yüzde 6,01’i yerlidir” dedi.
10 yılda iki kat arttı
Müezzinoğlu’nun verdiği bilgiye göre; erkeklerde en çok trakea, bronş, akciğer kanseri görülüyor. Onu prostat kanseri takip ediyor. Kadınlarda ise en çok meme kanseri görülürken, deri, troid de en çok görülen kanser arasında yerini alıyor.
Sağlık Bakanı, Dünya Sağlık Örgütü tahminlerine göre 2015’ten itibaren dünya genelinde en önemli ve birinci sırada ölüm sebebinin kanser olacağına işaret ederek, “Ülkemizde de kanser sıklığı ve kansere bağlı ölümler dünyadaki artışa paralel ve benzer oranlarda artış göstermektedir. TÜİK verilerine göre; 2002 yılında kansere bağlı ölüm yüzde 12 iken, bu oran 2012’de yüzde 21’e ulaşmıştır” dedi.
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre kanserde görülen bu artışın üç temel sebebinin yaşlı nüfusta meydana gelen artış, tütün kullanımı ve obezite salgını olduğunu kaydeden Müezzinoğlu, “Ülkemizde; bunların yanı sıra, kanser kayıtçılığında yapılan iyileştirmelerle daha önce bilinmeyen vakaların kayda alınması da kanser istatistiklerindeki artışın bir diğer sebebidir” ifadesini kullandı.
15 kayıt merkezi var
Ülkede kanser kayıtçılığı çalışmalarının 1983’te pasif sistemle (Hekimlerin bildirildiği vakalardan ibaret) başladığını belirten Müezzinoğlu, şunları kaydetti: “Ancak takip eden yıllar içerisinde Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından, aktif sistemle, seçilmiş bölgelerden kanser kayıtlarının tutulması önerilmiştir. Ülkemizde açılmış olan 15 aktif kanser kayıt merkezimizle birlikte nüfusumuzun yüzde 50’den fazlasını kayıt altına almış durumdayız.”
Milliyet