"Yenidoğan çetesi" davasının duruşması yarına ertelendi

"Benim yüzümden 47 kişi bebek katilliğiyle suçlanıyor. Bunun hesabını kim verecek? Bebek katilliğini kimse bana yaftalayamaz. Alnıma yapıştırdılar onu ama çıkaracaklar"

Tutuklu sanık İlker Gönen: "(Kerem Muhammet Tokluoğlu bebeğin ölümü) Kalp masajı yaptırmamakla, bu hastada Türkiye Cumhuriyeti'nde ilk defa ötanazi yapmakla suçlanıyorum. Hemşire gözleminde dosyada bir saat kalp masajı görülüyor. Nerede ötanazi, nerede kalp masajı yaptırmama?"

İstanbul'da, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları iddia edilen 47 sanığın yargılandığı davanın duruşması, örgüt elebaşı olduğu değerlendirilen tutuklu sanık doktor Fırat Sarı'nın savunmasının alınması için yarına ertelendi.

Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesince adliyenin konferans salonunda yapılan duruşmanın öğleden sonraki oturumunda suç örgütünün sevk ve idaresini sağladığı öne sürülen sanık doktor İlker Gönen'in savunması alındı.

Gönen, 2017'de Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde çalışırken hocası aracılığıyla Fırat Sarı'yla tanıştığını söyledi.

Hocasının kendisine Sarı'nın, sarılık tedavisinde kullanılmak üzere bir ilaç geliştirdiğini, cihazı birlikte denemelerini söylediğini kaydeden Gönen, Sarı'yla birkaç kez daha görüştüklerini ve sonrasında konuşmadıklarını savundu.

Sanık Gönen, 2020'de Fırat Sarı'nın kendisini arayıp Medisense isimli bir firma kurduğundan ve danışman doktora ihtiyacı olduğundan bahsettiğini belirterek, "Nasıl bir hizmet verdiğini sorduğumda hasta ve yenidoğanda çalışan bulma konusunda aracılık yaptığını söyledi. Bunu hiç duymadığım için telefonu kapatıp araştırdım. Neredeyse tüm özel hastanelerin fizik tedavi, göz, yoğun bakım, yenidoğan yoğun bakım, acil, cildiye, kardiyoloji gibi bölümlerinin böyle dış firmalardan hizmet aldığını gördüm." dedi.

Söz konusu şirkette danışman olarak çalıştığını anlatan Gönen, 2023 sonunda şirketten kendi isteğiyle ayrılarak devlet hastanesinde çalışmaya başladığını ifade etti.

Gönen, ambulans şoförü olan sanık Gıyasettin Mert Özdemir'le Fırat Sarı aracılığıyla tanıştığını, hasta yönlendirdiğini bildiğini, 112'de çalıştığını ise sonradan öğrendiğini savundu.

İstanbul'daki 26 kamu hastanesinde doğum yapıldığını belirten Gönen, bu hastanelerdeki kuvöz oranının doğum oranına karşın düşük kaldığını, bu nedenle özel hastanelerin yenidoğan yoğun bakımlarının kullanıldığını söyledi.

- "Kamu doluysa özel hastanede yer aranmaya başlanır''

Gönen, bebeklerin sevk işlemleriyle ilgili, "Sevk işlemlerinde doktor, 112'ye mail atar hasta bilgilerini içeren. Mail önüne düşen çalışan, doktoru arar ve 3 soru sorar: Hastanın durumu, nasıl taşınacağı ve ne gerekli olduğuyla ilgili. 112, hastaya yer aramaya başlar. Kamu hastanelerinin yenidoğan yoğun bakımları yüzde 99 doludur. En yüksek kapasite Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi'ndedir. Günlük 6 hasta, sadece oranın doğumhanesinden dışarıya sevk edilmektedir. Kamu doluysa özel hastanede yer aranmaya başlanır. Bu, yaklaşık 5-6 saat sürer. Kamu hastanelerinde sevk işlemi, bir hastayı şuradan alıp buraya koymak kadar basit değil." diye konuştu.

Özdemir'le sevk konusundaki görüşmelerine ilişkin de Gönen, bu konuşmalarda 112 sistemini bertaraf eden, önceliğe geçmiş bir tane sevkin olmadığını, müfettişliğin 112 raporunda sevk yüzdesinde herhangi bir anormalliğin saptanmadığını, kendisinin yenidoğan ve erişkin hasta hakkında konuştuğuna dair görüş bildirdiğini ancak 2010'dan beri yenidoğana baktığını, erişkin hasta görüşmesinin olmadığını savundu.

Gönen, iddianamede yer alan hakkındaki uzman görüşünde suçlandığı 5 hastayla ilgili konuşmak istediğini belirterek, şunları söyledi:

"Sayın savcımız, uzman görüşü istemiş. Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu, nedense aynı hastanede çalışan 3 yenidoğan uzmanına uzman görüşü aldırmış. Görüş aldırılırken de belgelerin, bilgilerin yanında tapeler gönderiliyor. İki aydır tek kelime hakkım yokken en kolay şey, medyada tape okuyup yorum yapmakmış. Bebek Karakoç'ta suçlanma nedenim, vitamin içeren serumu vermemem. Bununla ihmal ve kasten öldürmekle suçlanıyorum. Hasta, Çınarcık Devlet Hastanesi'ne gidiyor. Bebeğin karnı mor, şiş. Bağırsağında yırtık var, ameliyat olması gerekiyor. 112'ye bildiriyorlar. Müsait yer bulunamıyor. Bebek, yaklaşık 18 saat sevk bekliyor, durumu kötüleşiyor. Bağcılar Medilife Hastanesi'ne geliyor, ameliyat ediliyor. 64 gün yatıyor hasta ve maalesef vefat ediyor. Hemşire hanımlar beni görüntülü aradılar 64 gün boyunca. O görüntülerin hiçbiri tapelerde yok. Serumu yazması gereken sorumlu doktordur. Haydi danışman hekim olarak beni suçladın. O hastanede resmi danışman olarak görünen, resmi yoğun bakım hekimini niye suçlamıyorsun?"

Bebek Karakoç'un vefatının ardından polisin tüm evraka el koyduğunu anlatan Gönen, "Bebeği Adli Tıp Kurumu morguna götürüyorlar. Bebekten örnekler alıp inceliyorlar. Temmuzda Adli Tıp İhtisas Kurulu, oy birliğiyle bebeğin ölümü için beslenememe değil bağırsakların yırtılması ve erken doğuma bağlı akciğer-beyin hasarı diyor." beyanında bulundu.

Kerem Muhammet Tokluoğlu bebeğin kendisi için çok önemli olduğunu söyleyen sanık Gönen, "Kalp masajı yaptırmamakla, bu hastada Türkiye Cumhuriyeti'nde ilk defa ötanazi yapmakla suçlanıyorum. Çocuğa başındakiler iki saat müdahale ediyorlar, sonra beni arıyorlar, 'Hocam dönmüyor, bıraktık.' diyorlar. Ben de 'Dosyada 20 dakika daha gösterin.' diyorum ama bu uzman görüşünü hazırlayan yalancı, İlker Gönen 'Bunu 20 dakika gösterin.' dediyse 'Kalp masajını yaptırmadı.' diyor. Hemşire gözleminde dosyada bir saat kalp masajı görülüyor. Nerede ötanazi, nerede kalp masajı yaptırmama?" diye konuştu.

Gönen, hakkındaki suçlamalara işaret ederek, savunmasını şöyle sürdürdü:

"Benim yüzümden 47 kişi bebek katilliğiyle suçlanıyor. Bunun hesabımı kim verecek? Bebek katilliğini kimse bana yaftalayamaz. Alnıma yapıştırdılar onu ama çıkaracaklar. Bu uzman görüşü medyaya sızdırıldıktan sonra kimse bu görüşün nasıl hazırlandığını sormadı. Ben burada çocuk, bebek katilliğiyle suçlanıyorum. Kimse bizim yanımızda durabildi mi? Yok. Medyada öyle bir baskı oluşturuldu ki 'Gün yüzü göremesin, bir an önce öldürülsün.' denildi."

- "İdam sehpamızı uzman görüşü koydu, tekmeyi de medya attı"

Bunların "habercilik" adı altında sayfa sayfa her yerde gezdiğini söyleyen Gönen, "Ben 5 ölümle suçlanarak buraya geldim. Birinci hastada Adli Tıp, gerçeği kenara koydu. Bir tanesinde ötanazi, ikincisinde akciğer patlamasını görüp söylememekle, üçüncüsünde adrenalin vermemekle, dördüncüsünde ölüden kan almakla suçlandım. Dört hastada katillikle suçlandım. Bunların tamamında tapeye bakarak, bilgiye, belgeye başvurmadan beni suçladılar. İki aydır bu uzman görüşünü size açıklamak için dakikaları sayıyorum. Akla, mantığa sığmayacak şeylerle suçlandım. Bizim idam sehpamızı uzman görüşü koydu, tekmeyi de medya attı." diye konuştu.

Gönen, örgüt yöneticisi olmadığını, bir örgütün içinde bulunmadığını ve ölümlerde bir ihmalinin olmadığını savundu.

Gönen'in avukatı Aydın Mandar da tüm sanık müdafilerinin zor durumda olduğunu belirterek, "Bebek katili yaftası tek kişiye verilmişti. Ben barolara teşekkür etmiştim, geri alıyorum. Kendileri katılma taleplerinde bulundu, kararı beklemeden gittiler. Otopsi varken uzman görüşüne göre iddianame yazılmasını üzülerek izliyorum. 10 bebek ölümüyle suçlanan dosyada otopsi yok. Tek otopsi var, onda da malnütrisyon (beslenme yetersizliği) bulgusu yok." dedi.

Yaklaşık 11 saat süren ve 3 sanığın dinlenildiği duruşma, tutuklu sanık doktor Fırat Sarı'nın savunmasının alınması için yarın saat 10.00'a ertelendi.

Bu arada, İlker Gönen'in savunmasını tamamlamasıyla toplam 21 tutuklu sanığın savunması alınmış oldu.

Manşetler

DUYURU-4