Kanındaki oksijen yoğunluğu yüzde 40'a düşen ve hayati tehlike yaşayan 15 aylık Lina bebek, bronkoskopi yöntemiyle yapılan müdahaleyle sağlığına kavuştu. Anne Fadime Dulkerim: "Evladımı kaybetme korkusu yaşadım. En büyük şansımız hızlı müdahale edilmesiydi"
Aliağa ilçesinde yaşayan Yücel ve Fadime Dulkerim çiftinin 15 aylık bebeği Lina, çikolata yerken öksürmeye başladı. Bebeğinin nefes almakta sıkıntı yaşadığını, yüzünde morarmalar oluştuğunu gören anne, Aliağa Devlet Hastanesine başvurdu.
Yapılan tetkiklerde çikolatanın içindeki fındık parçasının Lina'nın soluk borusunun sol akciğere giden bölümünü tıkadığı belirlendi.
Ambulansla Ege Üniversitesi Çocuk Hastanesine sevk edilen Lina'nın kanındaki oksijen yoğunluğu yüzde 40'a düştü. Hayati tehlike yaşayan bebeğin kurtarılması için çocuk acil uzmanı Dr. Caner Turan ve sağlık çalışanları adeta saniyelerle yarıştı.
Entübe edilen bebeğin soluk borusundaki yaklaşık 1 milimetre çapındaki fındık parçası, ağızdan girerek uygulanan bronkoskopi yöntemiyle çıkarıldı.
Yoğun bakım servisinde 4 gün tedavi gören Lina bebek, rahat bir şekilde nefes almaya başladı.
- "Evladımı kaybetme korkusu yaşadım"
Anne Fadime Dulkerim, hastanede AA muhabirine, bebeğinin morarmaya başladığı o anı hala unutamadığını söyledi.
Yediği çikolata parçasının bebeğini nasıl bu hale getirdiğini anlayamadığını ifade eden Dulkerim, "Evladımı kaybetme korkusu yaşadım. Bu çok büyük bir korku. Kendim hasta olsam bu kadar korkmazdım. Allah kimseye yaşatmasın. Anne ve babalar dikkat etsinler, gözleri, kulakları çocuklarında olsun. Bizim en büyük şansımız hızlı müdahale edilmesiydi." diye konuştu.
Dr. Caner Turan da kandaki oksijen yoğunluğunun en az yüzde 92-94 civarında olması gerekirken yüzde 40'lara düşmesinin hayati tehlike yaşandığını gösterdiğini belirtti.
Bu gibi durumlarda acil müdahale edilmemesinin ölüm riskinin yanında kalıcı sorunlara neden olabileceğinin önemine değinen Turan, şunları kaydetti:
"Oksijen satürasyonunun yüzde 40 gibi bir değere düşmesi, hastamızın yeteri kadar oksijen alamadığı ve devam etmesi durumunda kalbin durabileceği anlamına geliyor. O yüzden hızlı hareket ederek hava yolunu güvence altına aldık. Bebeğimiz akciğerlerinde hasar kalmadan iyileşti. Ekip olarak çok sevindik." dedi.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Acil Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ulaş Saz da solunum yollarının yiyecek parçalarıyla tıkanması vakalarının 3 yaş öncesi çocuklarda sıklıkla görüldüğünü ve hayati tehlikeye neden olduğunu, bu durumda çocuk öksürüyorsa kendi haline bırakması gerektiğini söyledi.
Öksüremeyen ve morarmalar görülen çocuklar için ise sağlık ekibinden yardım istenmesi gerektiğini anlatan Saz, bu süreçte 1 yaş altındaki bebeklere sırta vurarak, 1 yaş üstündekilere ise Heimlich manevrası uygulanarak acil müdahale edilebileceğini bildirdi.