Yaşlanmayı geciktiren yağlar

Nasıl ki, bir makinenin hareket etmesi için yağ gerekiyorsa bizim için de yağ asitleri o kadar hayatî öneme sahip. Balıkta bulunan omega 3, cildimizi içten nemlendirerek yeniler ve yaşlanmayı geciktirir

VÜCUDUN TIKIR TIKIR İŞLEMESİ İÇİN
Nasıl ki, bir makinenin hareket etmesi için yağ gerekiyorsa bizim için de yağ asitleri o kadar hayatî öneme sahip. Balıkta bulunan omega 3, cildimizi içten nemlendirerek yeniler ve yaşlanmayı geciktirir

Sevgili okuyucularımız, Allah’ın izniyle Ramazanı sağ salim geride bıraktık.. Ancak tembellik yok, hayatımızın her anında sağlıklı yaşamayı kendimize düstur edinmeliyiz. Bundan hareketle size bu haftadan başlayarak önümüzdeki birkaç sayfamızda sağlıklı ve uzun ömür sürmemizi sağlayacak temel beslenme unsurlarının başında gelen YAĞ ASİTLERİNDEN bahsedeceğim. Yağlar, hidrojen, karbon ve oksijen moleküllerinden oluşan organik bileşiklerdir. Bütün yağlar, trigliseridlerden, her trigliserid de 3 yağ asidi ile 1 birim gliserolden oluşur. Yağlar arasındaki farklılıklar, her birinin içindeki yağ asitlerinin değişik oluşundan oluşur.

SİZİNKİ DOYMUŞ MU
DOYMAMIŞ MI?
Biyolojik ve hayatî önemi olan yağlar şunlardır:
1- Yağ asitleri
> Satüre (doymuş) yağ asitleri
> Ansatüre (doymamış) yağ asitleri:
> Monoansatüre (Tekli doymamış) yağ asitleri; zeytinyağı gibi.
> Poliansatüre (çoklu doymamış) yağ asitleri; ayçiçek, mısır, soya ve balık yağı...
2- Trigliseridler
3- Fosfolipidler
4- Kolesterol
Tabiattaki onlarca yağ asidinin tümü, doymuş ve doymamış yağ asitleri olarak iki ana gruba ayrılır.
Doymuş yağ asitleri domuz yağı, et ve çikolatadaki kakao yağı gibi katı yağlarda bulunur. Doymamış yağ asitleri ise sıvı veya oda sıcaklığında yumuşaktır, bitkisel veya balık yağlarında bulunur. Sağlık yönünden hayati önem taşıyan temel yağ asitleri, Linoleik ve Linolenik asittir. Vücudumuz bu asitleri kendisi yapamadığından beslenme yoluyla alınması gerekir. Doymamış yağ asitlerinin tümü temel yağ asitleri değilse de, temel yağ asitlerinin tümü doymamış yağ asitleridir.

OMEGALAR NE MANAYA GELİYOR?
Vücudumuzun ihtiyaç duyduğu 20 farklı yağ asidi vardır. Linoleik ve Linolenik asit, vücudumuz kendisi üretemediğinden besinlerden almak mecburiyetindedir. Bu iki temel yağ asidi, diğer yağ asitlerinin ham maddesi veya temel yapı taşlarıdır. Linoleik yağ asitleri ailesine omega-6, Linolenik yağ asitleri ailesine de omega-3 grubu yağ asitleri denir. Sağlıklı bir beslenme için omega-6 yağ asitleri, omega-3 grubu yağ asitlerinden kabaca 2 ile 4 kat daha fazla alınmalıdır. Doymuş yağlar, kolesterol ve trigliserid bakımından zengin beslenme tarzı, vücudun bu doymamış yağ asitlerini üretme kabiliyetini azaltır.


Balığın yağını içmek yerine kendisini yiyin
Omega-3 yağlarının alımı için en doğru yol, balığın kendini yemektir. Doğrudan balık yiyerek alınmasının ilave biyolojik faydaları vardır. Uskumru, lüfer, hamsi ve alabalıklar da iyi birer omega-3 kaynağıdır. Düzenli olarak balık yenemezse, omega-3 yağları saf şekilde içeren kapsüller tarzında da alınabilir. Sadece omega-3 kapsülleri ve balık yağlarının kolesterol yüksekliği tedavisinde kullanılmaları uygun olmayıp tam tersine total kolesterolü biraz artırabilirler. Balık yağ ve kapsülleri, ilaçlara yardımcı olarak trigliserid yüksekliği durumlarında kullanılabilir.

OMEGA-3 hem balıkta hem de bitkide bulunur
Omega-3 yağ asitleri ‘esansiyel’ yani temel yağ asitleridir. Vücudumuzda üretilmediği için mutlaka besinlerle alınması gerekir. Pek çok formu bulunan bu yağ asitlerinin anahtar görev yapanları EPA (Eikosapantaneoik asit) ve DHA’dır. (Dokosahekzaneoik asit). Esansiyel olan bu yağ asitlerinin yeterli miktarda alınamaması, başta kalp damar hastalıkları olmak üzere birçok hastalığa zemin hazırlar. Hem EPA hem de özellikle DHA beynin gri maddesi, retina ve sinirler gibi kilit dokuların yapısının % 25’i ila % 40’ını DHA oluşturduğundan genel vücut sağlığımız için çok önemlidir.

ANNE SÜTÜNÜN ÖNEMİ
DHA’nın anne sütünde önemli ölçüde var olması, vücudumuz için ne kadar hayati öneme haiz olduğunu gösterir. Anne sütündeki miktarı, annenin beslenme durumuna bağlı olarak değişir ve balıktan zengin beslenen kadınlarda gerçek seviyesinin 4 misli kadar daha yüksektir. Omega 3, hücre yenilenmesi dahil birçok önemli fonksiyonu olan bir yağ asidi ve cilt dostudur. Cildi içten nemlendirir, yeniler, ciltaltı bağ dokusunun temel taşları olan kollajen ve elastini koruyarak yaşlanmayı geciktirir. Omega 3 içeren besinler her gün tüketilmelidir. Omega-3 yağ asitleri, insan vücudundaki tüm hücrelerin yapısında bulunurlar ve hücrelerin hayati fonksiyonları için gereklidirler.

NELERDEN?ALABİLİRSİNİZ?
Omega-3 yağ asitleri en çok somon, orkinos, uskumru, sardalya, hamsi gibi balıklarla keten tohumu, ada çayı, kivi, perilla ve semizotunda bulunur. Az oranlarda ceviz, badem, fındık, soya filizi, kuru fasulye, soya fasulyesi, nohut, mısır, mısır unu, çörek otu yağı, kanola yağı, soya yağı, tatlı patates, marul, lahana, brokoli ve diğer yeşil yapraklı sebzelerde bulunur. Biraz da yumurtada mevcuttur. HAFTAYA: OMEGA-3’ÜN FAYDALARI


KETEN?TOHUMU her derde deva
Keten tohumlarından elde edilen yağda % 50 oranında omega-3 yağ asidi bulunur. Omega-3 serisinin en önemli temel yağ asidi Alfalinolenik Asit (ALA) en bol olarak keten tohumu yağında bulunur. Keten tohumunun içerdiği bu yağ asitleri (omega 3-6-9); vücut sıcaklığının korunması, sinir kılıflarının yapılması, dokuların korunması ve enerji üretimi için hayatî önem taşır.

Keten tohumunun faydalarını şöyle sıralayabiliriz:
* Kalp-damar, tansiyon, kolesterol ve diyabete iyi gelir
* Bağışıklık, üreme ve sinir sistemini korur.
* Menopoz, mantar enfeksiyonları ve adet sancılarına iyi gelir.
* Alerji ve diğer iltihabi hastalıklarda yapıcı rol oynar.
* Mideye, gastrite, bağırsaklara, kabızlığa karşı birebirdir

Manşetler

DUYURU-4