Fevzi ÇAKIR
İzmir Karşıyaka'da ikamet eden bir kadın, spiraltaktırmak için özel bir hastaneye başvurdu.Operasyon gerçekleştirildi ve kadın taburcu edildi. İddiaya göre, kadın ameliyatın üzerinden birkaç gün geçtikten sonra fenalaşarak hastaneye kaldırıldı. 2 gün yoğun bakımda kalan kadın hayati tehlike atlattı.
TAZMİNAT DAVASI AÇTI
Tedavinin ardından kadın, spiral takma operasyonunu gerçekleştiren doktor hakkında tazminat davası açtı. Davacı kadın, doktorun hatalı operasyon yaptığını, bu nedenle hayati tehlike atlattığını belirterek, 8 bin TL tazminat talep etti. Mahkemede dinlenen doktor, suçlamayı reddederek, operasyonun başarılı olduğunu savundu. Doktor, davanın reddine karar verilmesini istedi.
MAHKEME DAVAYI REDDETTİ
Mahkeme, söz konusu tedavi usulü hakkında Adli Tıp İhtisas Kurulu'ndan rapor istedi. 2. İstanbul Adli Tıp İhtisas Kurulu'nca mahkemeye sunulan raporda, "Spiralin uterus duvarına saplanmasından sonra yapılan ameliyatların doğru olduğu" belirtilerek, "doktorlara kusur atfedilemeyeceği" öne sürüldü. Bu rapor üzerine mahkeme, davanın reddine karar verdi. Bu karar davacı kadın tarafından temyiz edildi.
YARGITAY BOZDU
Temyiz istemini görüşen Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozdu. Doktorların bilim ve teknolojinin getirdiği bütün imkanları kullanması gerektiği belirtilen kararda, "Davalı doktor tarafından yapılan rahim içi araç takılması sırasında yapılan yanlışlıklar nedeniyle hayati tehlikeye maruz kaldığını iddia eden davacıya yapılan işlemlerin tıp bilimi açısından yeterliliği hususunda üniversiteden akademik kariyere sahip bilirkişi kurulundan rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmelidir" denildi.
Yeniden yapılacak yargılamada mahkeme, üniversiteden akademik kariyere sahip bilirkişi kurulundan rapor isteyecek, bu rapor ışığında doktorun kusurlu olup olmadığını değerlendirecek.