Anadolu Kuzey Bölgesi Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri ve Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Özdil: Uygun hastaya, hekim kontrolünde, gerektiği zamanda ilaç verilmeli. Bu hastaların iyi takip edilmesi lazım. Eş, dost tavsiyesiyle ilaç kullanmamak bu işin başında geliyor.
Uzmanlar, uygun endikasyonun konulmadığı, doz ayarlamasının yapılmadığı hastalarda, bazen tek doz ağrı kesicinin dahi, ölümcül sonuçlara yol açacak tablolara neden olabileceğini bildiriyor.
İlaç kullanımına bağlı gelişen karaciğer yetmezliğinin günümüzde daha sık görülmeye başlandığını vurgulayan uzmanlar, konuya ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Anadolu Kuzey Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri ve Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Kamil Özdil, bir hastada sivilce tedavisinde kullanılan izotretinoin etken maddeli ilacın bir hastada karaciğer yetmezliğine sebep olmasının hatırlatılması üzerine, söz konusu ilacın fazlaca yan etkiye sahip olduğunu ancak bu durumun da doza bağlı gerçekleşebileceğini dile getirdi.
Bu ilaç kullanımının gündeme gelmesi durumunda hastaya yakın takip yapılması gerektiğine dikkati çeken Özdil, "Aslında etkin dozla ilgili de kişilerin metabolizmalarında farklılık oluyor. Karaciğer enzimlerinin aktivasyon derecesi de bireysel farklılıklar gösterebiliyor. Bunun için bu tür bir ilaç kullanırken hastanın bireysel takibi çok önemli. Bireyselleştirilmiş tedavi, yakın takip ve gerekiyorsa doz ayarlaması yapılarak oradaki planlamanın düzgün şekilde yapılması gerekiyor." dedi.
- "Dünyada en çok karaciğer toksisitesi yapan birinci ilaç parasetamoldur"
Doç. Dr. Özdil, ancak çok önemli bir nokta daha bulunduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Önemli bir nokta da şu ki bu durum sadece bu ilaca has bir durum değil. İçtiğimiz en klasik ağrı kesicilerden bile bu yan etki, bir doz alımında dahi görülebiliyor. Mesela dünyada en çok karaciğer toksisitesi yapan birinci ilaç parasetamoldur. Orada tabii doza bağımlılık ve alkolle birlikte kullanımı önemlidir. Mesela bazı antibiyotiklerde, ağrı kesicilerde, analjeziklerde, kemoterapik ilaçlarda, aslında birçok ilaçta karaciğer yetmezliği ve böbrek fonksiyonlarının bozulması riski var. Onun için uygun hastaya, hekim kontrolünde, gerektiği zamanda ilaç verilmeli. Zaten Sağlık Bakanlığımızın koordine ettiği bir akılcı ilaç projesi var. Gerçekten ilacı gerektiği zaman, uygun dozda ve uygun hastada kullanmak lazım. Bu hastaların iyi takip edilmesi çok önemli. Eş, dost tavsiyesiyle ilaç kullanmamak bu işin başında geliyor."
Özdil, "Çağımızın en önemli problemlerinden birisi de başımızı ilaçlardan daha çok ağrıtan bitkisel karışımlardır. Kontrolsüz, içeriği bilinmeyen, hazırlanış şekli standardize edilmeyen bitkisel karışımlar son derece ciddi karaciğer yetmezliğine yol açıyor." değerlendirmesini yaptı.
- "İlaca bağlı gelişen yetmezliklerinin yüzde 75'inde karaciğer nakli gerekiyor
Marmara Üniversitesi (MÜ) Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Karaciğer Nakil Ünitesi Sorumlusu Prof. Dr. Ender Dulundu, ilaçların karaciğer hasarının önemli bir nedeni olduğunu belirterek, 900'den fazla ilacın, toksin, ot ve bitkinin karaciğer hasarına neden olduğunun bildirildiğini kaydetti.
Dulundu, son zamanlarda uyuşturucu madde kullanımının da ciddi karaciğer yetmezliğine sebep olduğunu, bununla birlikte tezgah üstü ilaçların, vitaminlerin, hormonların, ot ve yasa dışı ilaçların da bu tabloya yol açtığını söyledi.
Tedavi için kullanılan bazı ilaçların da yetmezlik oluşturma tehlikesinin bulunduğuna dikkati çeken Dulundu, şunları kaydetti:
"Maalesef İlaç kullanımına bağlı olarak beklenmedik bir şekilde gelişen karaciğer yetmezliklerinin yaklaşık yüzde 75'inde karaciğer nakli gerekmektedir. Amerika Birleşik Devletlerinde yılda yaklaşık 2 bin akut karaciğer yetmezliği vakası görülmekte ve bunun da yarıdan fazlasında neden ilaçlardır. Bu ilaçların içinde de ağrı kesiciler başı çekmektedir. Karaciğer hasarına yol açma potansiyeline sahip ilaçların bir kısmı reçete edilen, farklı nedenlerle tedavi amaçlı kullandığımız ilaçlardır. Örnek vermek gerekirse, bazı asetaminofen, nonsteroid anti-inflamatuar ağrı kesiciler, antibiyotikler, antipsikotik ilaçlar, yüksek kolesterol tedavisinde kullanılan statinler, mantar ilaçları, antihipertansifler doğum kontrol hapları, anabolik steroidler, antidepresanlar, antikonvülsanlar (epilepsi ilaçları). Görüldüğü üzere günlük hayatımızda farklı nedenlerle sıklıkla kullanılan pek çok ilacın potansiyel olarak karaciğer yetmezliğine yol açma riski mevcuttur.
Burada önemli olan bu kadar potansiyel tehlikeleri olan ilaçları bilinçsiz ve rastgele almamak, aşırı dozdan kaçınmak, doktor önerisine uyarak zamanında ve gerektiği kadar kullanmaktır. Bazı risk faktörlerine sahip kişilerde ilaçlara bağlı karaciğer hasarı gelişme riski daha fazladır. Bu risk faktörleri de alkol kullanımı, 18 yaş ve üstü olmak, bazı genetik faktörler, obezite, hamilelik, HIV veya karaciğer hastalığına sahip olma, uyuşturucu madde bağımlılığı, aşırı miktarda ve dozda ilaç kullanımı, ilaçların alkolle birlikte alınması gibi sıralanabilir. Böyle bir durum, ilaç alımının durdurulup, varsa panzehirinin uygulanmasıyla aşılacağı gibi, karaciğer naklini gerektirecek kadar ağır bir tabloyla da sonlanabilir."
- "İlaca bağlı gelişen karaciğer yetersizliği daha sık karşılaşılan bir durum haline geldi"
Türkiye Organ Nakli Vakfı (TONV) Yönetim Kurulu Üyesi Yrd. Doç. Cemal Ata Bozoklar, günümüzde, ilaç kullanımına bağlı gelişen karaciğer yetersizliği tablosunun, daha sık karşılaşılan bir durum haline geldiğini söyledi.
Bozoklar, kişilerin özellikle yediklerine, içtiklerine çok dikkat etmeleri gerektiğine işaret ederek, şu bilgileri verdi:
"Ayrıca kullanılan ilaçlara çok dikkat etmek gerekiyor. Bu konudaki farkındalık ve bilinç düzeyinin en üst düzeyde tutulması çok önemli. Çünkü bu duruma bağlı karaciğer yetmezliği tablosunun ortaya çıkması ölümcül bir tablodur. Bu durumda da kurtuluşun, karaciğer naklinden geçtiğini ancak bunun için de organ bağışının yeterince olması gerektiğini belirtebiliriz. Vücuda giren her madde çok önemli. İlaçlar, yiyecekler buna dahil. Özellikle mantar zehirlenmesi nedeniyle organ yetmezliği gelişen birçok insanımızı kaybettiğimizi biliyoruz. Bunun yanında doktora danışmadan, arkadaş tavsiyesiyle asla ilaç kullanılmamalı. Buna bağlı oluşan karaciğer yetmezliğinin de çok önemli tedavilerinden birinin karaciğer nakli olduğunu unutmamak, bu konuda da organ bağışı açısından insanlarımızın dikkatini çekmemiz çok önemli."
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bilal Doğan da bahsedilen ilacın sivilce tedavisinde kullanılan en etkili ilaçlardan olduğunu, uygun kullanımı sonucunda yüzde 90'lara varan etkin sonuçlar elde edildiğini kaydetti.
Doğan, bu tür karaciğer yetmezliklerinin, her ilacın uygun kullanılmaması durumunda görülebileceğini aktararak, "Tüm ilaçlarda bazı hassas kişilerde bu tür durumları görebiliyoruz. Tek bir ağrı kesicinin bile aynı sonuca neden olabildiğini görüyoruz. İzotretinoin tedavisinden önce karaciğer fonksiyonları dahil küçük bir check-up yapıyoruz. Uygun olan hastalarda ilacı başlıyoruz. Eğer elimizde kafa karıştırıcı bir tetkik sonucu varsa, bu hastalarda temkinli davranıyoruz. Normalde ayda bir yaptığımız tahlilleri haftada bir yapıyoruz. Karaciğer fonksiyonlarında bir anormallik görürsek hemen bu ilacı kesiyoruz. Kaldı ki her ilaç tek bir dozda bile böyle bir sonuca sebep olabilir. Dolayısıyla hasta doktoruna güvenmeli. Kafasına takılan tüm soruları doktoruna sormalı. Hasta doktoruna güvendiği sürece bu tür ilaçlar rahatlıkla kullanılabilir." diye konuştu.
Hatice ŞENSES