SGK’nın ödemeleri geciktirmesiyle ekonomik krize girecek olan vakıf üniversitelerinin kolaylıkla kapatabileceği uyarısı yapıldı. Keyfi akademik unvanların önünün açıldığı kaydedildi
TBMM Sağlık Komisyonu vakıf üniversitelerinin hükümetin kontrolüne girmesine yol açabilecek yasa tasarısı ile ilgili raporunu hazırladı. Raporda yer alan muhalefet partilerinin şerhlerinde Anayasa’ya aykırılık uyarısı yapıldı. Vakıf üniversitelerinin siyasetin kontrolüne bırakıldığına dikkat çekildi.
İDARİ ÖZERKLİĞE AYKIRI
CHP’nin muhalefet şerhinde eğitim-öğretim faaliyetlerini yürütmekle birlikte mali borçlarını ödeyemeyecek durumda olduğu tespit edilen vakıf üniversitelerinin kapatılabilecek olmasını eleştirdi. Tıp fakültesi bulunan vakıf üniversitelerinin ayakta kalabilmesinin hizmet ücretlerini Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) zamanında ödenmesi ile mümkün olduğu dile getirildi.
SGK’nın ödemeleri geciktirmesinin vakıf üniversitelerini mali güçlük nedeniyle kapatılması için gerekçe oluşturabileceğine işaret edildi.
Vakıf üniversitelerinin hükümetin kontrolüne geçebileceğine vurgu yapılarak düzenlemenin, vakıf üniversitelerinin idari ve mali özerkliğini güvenceye alan Anayasa’nın 130. maddesine aykırı olduğu kaydedildi.
FAKÜLTELERE BAKANLIK KONTROLÜ
Tasarı ile Türkiye’deki tüm eğitim ve araştırma hastanelerinin Türkiye Sağlık Bilimleri Üniversitesi tıp fakültesine bağlandığına dikkat çekildi. Anadolu’daki tıp fakültelerinin çoğunun Sağlık Bakanlığı’nın denetimine gireceği ifade edildi.
Öğretim üyesi kadro atamalarının da bilimsel kurallara değil siyasi iradeye bırakıldığı vurgulandı. Tasarı ile lisans düzeyinde ikinci bir yüksek öğrenim yapan öğrencinin, katkı payı ve öğrenim ücretini yüzde elli fazlasıyla ödeyeceği dile getirildi. Milli Eğitim’de görevde yükselme ve unvan değişikliğinde yazılı sınavın yok sayılarak mülakat ile atamanın eşitlik ve şeffaflığa aykırı olduğu belirtildi.
ÜNİVERSİTE KAPATILABİLECEK
Gelecek yasama yılında TBMM Genel Kurulu’na getirilecek olan 51 maddelik tasarıya göre İstanbul'da Türkiye Sağlık Bilimleri Üniversitesi adıyla yeni bir devlet üniversitesi kurulacak. Üniversitenin mütevelli heyeti Sağlık Bakanı, Sağlık Bakanlığı Müsteşarı, rektör, bakanın seçeceği bir üye ile Yüksek Öğretim Kurulu tarafından seçilen profesör unvanına sahip bir üyeden oluşacak. Heyetin başkanı Sağlık Bakanı olacak. Birlikte kullanım protokolü imzaladığı eğitim ve araştırma hastaneleri, öğretim üyesi kadrolarının tahsisi ve kullanımı bakımından üniversiteye bağlanacak. Mali borçlarını ödeyemeyecek durumda olduğu tespit edilen vakıf yüksek öğretim kurumları, kapatılabilecek. Devlet üniversitelerinden vakıf üniversitelerine öğretim elemanı görevlendirilmesi kaldırılacak.
KEYFİ AKADEMİK UNVANLARIN ÖNÜ AÇILACAK
MHP muhalefet şerhinde Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı’na (TÜSEB) verilen yurtiçi ve yurtdışında şirket kurma yetkisiyle, bakanlığın asıl amaçlarının dışına çıkarak ticari faaliyetlere zemin hazırlandığını vurguladı. Akademik kadroya, keyfi olarak akademik unvan ve özlük hakları oluşturulmasının kolaylaştırılacağı kaydedildi. Muhalefet şerhinde şu görüşlere yer verildi: “Tasarıyla vakıf üniversitelerinde mali ve idari konulara müdahale edilerek, bu üniversitelerin YÖK’ten ayrı tutulduğu açıktır. YÖK, vakıf üniversiteleri üzerinde gözetim ve denetim yaparken, gerek olmaksızın yeniden vakıf üniversiteleriyle alakalı düzenleme getirerek huzursuzluk oluşturulmaktadır.”
ÇETİN ÇİFTÇİ - BUGÜN GAZETESİ