Oruç tutarak kilo verilmeyeceğine işaret eden uzmanlar, Ramazan boyunca beslenme şeklinin, saatlerinin ve sayısının değişmesi, sebze yerine daha çok pilav, mantı, börek, makarna, erişte; beyaz et yerine kırmızı et; meyve yerine de şerbetli hamur tatlıları tercih edildiği için metabolizma hızı yavaşlattığına dikkat çekiyor. Metabolizma hızının yavaşlaması, alınan besinlerin yağa dönüşmesini kolaylaştıracağı, bunun da kilo artışına sebep olacağı belirtildi.
Acıbadem Kayseri Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Hümeyra Taşçıoğlu, bu dönemde uzun süren açlığın, metabolizmanın çalışma hızının düşmesine ve vücut hareketlerinin yavaşlamasına neden olduğunu söyledi.
Ayrıca ramazan ayı boyunca bu değişikliklere bağlı olarak toplam kolesterol, ürik asit ve bazı tiroit uyarıcı hormon düzeylerinde artış oluyor. Açlıkla beraber mide asit düzeylerinde artış, ramazan boyunca vücut suyunda azalma, tansiyon yüksekliği, çalışmada isteksizlik, halsizlik, dikkatsizlik, sindirim güçlüğü, sinirlilik, uykuya eğilim ve baş ağrısı, gözlenebilen sorunlar arasında.
Diyetisyen Hümeyra Taşçıoğlu, bu ay, kilo kontrolü açısından da tehlikeli olduğunu ifade ederek, "Ramazan ayında günlük alınması gereken enerji, protein, karbonhidrat, vitamin ve mineral miktarı değişmez. Üç öğün olan günlük beslenme şekli iki öğüne düşerken; özellikle kırmızı et, ekmek, pilav, makarna, hamur işleri, börek, tatlı tüketimi artar. Buna karşılık sebze, meyve, beyaz et tüketimi azalır. Ramazanda kilo almamak ve herhangi bir sağlık riski yaşamamak için beslenmenize son derece özen göstermelisiniz. İşte bunun için dikkat etmeniz gerekenler." dedi.
Bu yıl sahur ile iftar arasındaki süre ortalama 15–16 saat olduğu için uzun bir süre aç kalınacağını anlatan Hümeyra Taşçıoğlu, şu bilgileri verdi: "Sıcak yaz günlerini de düşündüğümüzde biraz daha zorlu bir ramazanın bizi beklediğini söyleyebiliriz. Sağlıklı kişilerin bile uzun ve sıcak yaz gününde zorlanacağını düşünürsek, sağlık riskleri taşıyanların oruç tutmamaları daha doğru olur. Tansiyon, kalp rahatsızlıkları, diyabet gibi kronik rahatsızlıkları olanlar, hamileler ve emziren annelerin oruç tutmamaları gerekir."
Diyetisyen Hümeyra Taşçıoğlu, sağlıklı kişiler için üç öğünden iki öğüne düşen günlük beslenmede, bu sene yaklaşık 15–16 saat aç kalan mideyi yormayacak, hazmı kolay yiyecekler tercih edilmesini istedi ve şu bilgileri verdi: "Ramazan ayında genellikle tek bir öğün olan iftarla veya iftardan sonra yatmaya yakın saatlerde yenilen yemeklerle tüm gün geçirilebiliyor. İftar ile sahur saati arasındaki süre, metabolizmanın en verimsiz çalıştığı saatlerdir. Sağlıklı beslenme biçimi olan azar azar ve sık aralıklarla toplamda 6 öğün olan beslenme biçimini ramazan ayında da uygulamaya çalışıp metabolizmamızın daha verimli çalışmasını sağlayabiliriz. Ramazan ayında 6 öğün olmasa da iftar, sahur ve bu öğünlerin dışında 1-2 ara öğünle toplamda 3-4 öğün beslenilmesine özen gösterilmeli."
CİHAN