Ormanlık alanda, ağaç oyukları, kırlar ve tarla kenarlarında ortaya çıkan mantarlar, bilinçsiz toplanıp tüketildiğinde ölümlere ve organ kayıplarına neden oluyor. Ciddi mantar zehirlenmelerinin 3'de birinin ölümle sonuçlandığını belirten uzmanlar, mantarların ilkbahar ve sonbaharda yağışla orantılı olarak arttığına dikkat çekiyor. Yağışların sık olduğu bu dönemde yabani hiç bir mantarın yenmemesi gerektiği uyarısında bulunuyor. Uzmanların bile zehirli mantarları ayırmak için ileri teknoloji kullandığını vurgulanırken vatandaşların tecrübelerine ve kulaktan duyma bilgilere güvenerek zehirli mantarları ayırt edemeyecekleri kaydediliyor. Zehirli mantarların pişirme sırasında yüksek ısıda bile etkisini kaybetmediği ifade ediliyor.
Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanı (RSHM) Doç. Dr. Mustafa Ertek, Cihan Haber Ajansı (Cihan) muhabirine yaptığı açıklamada, mantar zehirlenmelerinin önemli bir kısmının kaybedildiğini söyledi. Doğadaki mantarların zehirsiz olduğuna dair hatalı düşüncelerin bulunduğuna işaret eden Ertek; "Dolayısıyla vatandaşlar buna inanıp yemeye devam ediyorlar. Maalesef uyarılarımıza rağmen vatandaşlarımız mantarı toplayıp yiyorlar ve zehirleniyorlar. Mantar zehirlenmelerini önlemek adına vatandaşları broşür, afiş ve medya gibi bir farklı yollarla uyarıyoruz. Toplumdaki davranış tarzları çok çabuk değişmiyor. Eğitimi verdikten sonra konunun davranış biçimine yansıması biraz zaman alıyor" diye konuştu.
Uzmanların bile ayırt edemediği yabani mantarları vatandaşın tüketmemesi gerektiğine dikkat çeken Ertek, bir yörede o yıl zehirsiz olan mantarın ertesi sene mutasyona uğrayarak zehirli hale gelebileceğini vurguladı. Karaciğer ve böbreklerde toksit etkiye neden olan mantarlarda ölüm oranının yüzde 40 olduğunu belirten Ertek, şunları söyledi; " Mantarı genelde bir aile tüketiyor. Ailenin tamamı yedikleri miktara bağlı olarak zehirleniyor. Önemli bir kısmını da kaybediyoruz. Ciddi mantar zehirlenmelerinin 3'de birini kaybediyoruz. Bu nedenle yabani mantarların kesinlikle tüketilmemesi gerekiyor. Bunun yerine ülkemizde üretilen kültür mantarı tüketilmeli. Bunun hiç bir riski yok. Vatandaş tecrübesine inanıyor. Ama tecrübe işe yaramıyor tabiki. Tecrübenin edinildiği yer değişiyor bazen. Vatandaş Doğu Anadolu'da bir yerde yaşarken batıya göç ediyor. Batıda kendi yöresindeki benzer mantarları topluyor, yemeye çalışıyor. Mantar ölmeye değecek bir lezzet değildir. Yabani mantarları kesinlikle yemeyin."
"ZEHİRLİ MANTARLAR TÜRKİYE'NİN HER TARAFINDA GÖRÜLÜYOR"
Mantar zehirlenmelerinin tedavisinin oldukça zor olduğunu anlatan Ertek, karaciğer ve böbrek yetmezliğine yol açan mantar türlerinin bulunduğunu dile getirdi. Zehirlenmeler sonucu organ nakli ve diyalizin gerekebildiğini kaydeden Ertek; "Bu tür vakalarda hastaların yüzde 40'ı kaybediliyor. Daha hafif zehirli türlerde var. Bulantı, kusma, karın ağrısı, vücutta kızarıklık gibi bir takım hezeyanlar görme şeklinde farklı nörolojik bulgulara yol açan mantarlarda var. Mantar zehirlenmelerinin en tehlikeli olanları karaciğer ve böbrek yetmezliği yapanlardır. Bunları da birbirinden ayırmak çok kolay değildir. En iyisi yememektir" dedi.
Zehirli mantarları Türkiye'nin her tarafında görmenin mümkün olduğunu söyleyen Ertek, mantarların ilkbahar ve sonbaharda yağışlı orantılı olarak artış gösterdiğini ifade etti. Mantar zehirlenmelerinin en sık görüldüğü bölgelerin Batı ve Orta Karadeniz olduğunu kaydeden Ertek, bu yıl ilkbaharda ve sonbaharın yağışlı geçtiğini, bu dönemde çok dikkatli olunması gerektiğini sözlerine ekledi.