"Mevsim geçişlerine bağlı olarak hava şartlarında ortaya çıkan basınç, ısı değişiklikleri ve buna bağlı olarak gerçekleşen hava akımları, bazı hassas bireylerde, çevre ve birey arasındaki dengenin bozulması anlamına gelebilmektedir"
Medicana Avcılar Hastanesi Nöroloji Uzmanı Uzm. Dr. Semih Alay, beklenenden daha sıcak bir havanın, bireyin hızla su kaybetmesine sebep olabileceği gibi, soğuk bir havanın, hastanın duygulanımındaki değişimlerin de rolü ile, otonom sinir sisteminin belli parçalarının daha fazla/az çalışmasına sebep olabildiğini belirterek, "Bütün bunlar baş ağrılarının tetiklenmesi için yeterli olabilecek sebeplerdir." ifadelerini kullandı.
Medicana Sağlık Grubu açıklamasına göre, baş ağrısı günlük performansımızı ve yaşamı oldukça olumsuz yönde etkileyen ağrıların en başında geliyor.
Baş ağrıları, hastalar tarafından genel olarak başın belli bir kısmında ya da tamamında sıkışma hissi, zonklama, elektrik çarpması veya ağrılı bölgede atmakta olan bir damar hissi gibi bir çok şekilde ifade edilebiliyor.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Uzm. Dr. Semih Alay, en sık karşılaştıkları baş ağrısı çeşitlerinin gerilim baş ağrıları ve migrenler olduğunu ifade ederek, bunların yanında küme baş ağrıları ya da paroksismal hemikranium gibi oldukça nadir görülen bazı ağrı sendromlarının da mevcut olduğunu aktardı.
Alay, "Baş ağrılarının çeşidine göre, bu ağrılarla ilişkili olduğu bilinen genetik yatkınlık, beslenme, sıvı kaybı ve stresör faktörler gibi sebeplere ek olarak yine bu ağrıların ortaya çıkmasını kolaylaştırdığı bilinen bir çok çevresel faktör de tanımlanmıştır." değerlendirmesinde bulundu.
Mevsim geçişlerine bağlı olarak hava şartlarında ortaya çıkan basınç, ısı değişiklikleri ve buna bağlı olarak gerçekleşen hava akımlarının, bazı hassas bireylerde, çevre ve birey arasındaki dengenin bozulması anlamına geldiğini belirten Alay, şunları kaydetti:
"Çevresel dengenin bozulması beden homeostazını da etkileyerek, hassas beden dengesini bozabilir. Bu süreçlerin, genel olarak vücudun endojen olarak ağrı çeşitlerine karşı geliştirmiş olduğu bazı mekanizmaları etkilediği ve bozduğu düşünülür. Hava şartlarına hassas olan bu kişilerin, çevresel diğer faktörlere ve vücut açısından 'normal olarak algılanmış ve kabul edilmiş olan' tüm faktörlerin değişimine karşı da benzer şekilde hassas olmaları , buna bağlı olarak daha düşük bir ağrı eşiği ile daha kolay biçimde ağrı yaşamaları beklenebilir."
Uzm. Dr. Semih Alay, beklenenden daha sıcak bir havanın, bireyin hızla su kaybetmesine sebep olabileceği gibi, soğuk bir havanın, hastanın duygulanımındaki değişimlerin de rolü ile, otonom sinir sisteminin belli parçalarının daha fazla/az çalışmasına sebep olabildiğine işaret ederek, şunları kaydetti:
"Bütün bunlar baş ağrılarının tetiklenmesi için yeterli olabilecek sebeplerdir. Bütün bu olası sebeplere karşı baş ağrısı yaşayan hastaların, bireysel tedbir alma noktasında daha dikkatli ve hassas olmaları, bedenin olası hava değişikliği maruziyetini en aza indirmek için çaba sarf etmeleri gerekebilir. Buna benzer hassas zamanlarda beslenme düzenine ekstra gayret sarf edilmeli, sıvı alımı artırılmalı ve uyku hijyeninin yeterli olduğundan emin olunmalıdır."