Orucun ruhun detokslanması anlamına geldiğini söyleyen Sırma, "Kimi zaman adeta bir şova dönüşen iftar sofralarında vücuda verilen zararın boyutları Ramazan dışındaki yanlış beslenme alışkanlıklarının etkisinden bile daha fazla." dedi.
Sırma şunları söylüyor: "Beslenme düzeninin değişmesi de bazı yan etkilerle kendisini hissettirebiliyor. Bu belirtilerin başında da baş ağrısı geliyor. Sahurda alınan gıdalar, ardından çok uzun süren aç kalma süresi, kan şekeri seviyesinden salgılanan stres hormonlarına kadar pek çok sistemin alışık olmadığı bir çalışma şekline sokmaktadır. Bu geçiş döneminde özellikle baş ağrısı şikâyeti ortaya çıkar. Uzun süre açlığın oluşturduğu psikoloji, özellikle bu tür açlıkların etkisi ile artan insülin hormonunun yaptığı uyarılarla sahur ve iftarlarda kalori alarak kilo artışı görülür. Genelde vücuttaki kan şekeri seviyesinin durumuna bağlı olarak özellikle yemeklerden sonra ya da uzun süren açlıklardan sonra konsantrasyon kaybı ve uykuya meyil artar. Özellikle sahurda vücut kan şekeri seviyesinde ani oynamalar yapmayacak tıbbi olarak glisemik indeksi düşük gıdalar tercih edilmeli. Kepekli un, esmer şeker, kepekli pirinç, kuru fasulye ve diğer baklagiller. Meyve, patates, haşlanmış yumurta… Bu besinler tercih edilirse uykuya meyil ve konsantrasyon bozukluğu problemlerini en aza indirmek mümkün."