Uyku hastalıkları huzursuz bacak hastalığından, aşırı uyku, diş gıcırdatması, uykuda solunum durması, kabus görme, gece korkularına kadar uzanan geniş bir yelpazeye yayılıyor. Nöroloji uzmanı Prof. Dr. Önder Us, uyku hastalıklarının üç grupta ele alındığını belirtiyor.
Neredeyse ömrümüzün üçte birinin uykuda geçtiğini hiç düşündünüz mü?
Zinde olmak, sağlıklı olmak, yeni bir güne gülerek başlamak için deliksiz uyku uyumak büyük önem taşıyor. Ama uykunun vücudun dinlenmesinin dışında inanılmayacak kadar çok fonksiyonu bulunuyor. Vücut ısısı uykuda düşüyor, kalp hızı ve solunum sayısında azalma olurken büyüme hormonu salınımı artıyor.
Uykunun yeme, içme, dinlenme gibi insan vücudu için vazgeçilmez bir gereksinimi olduğunu belirten Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Önder Us , uykunun insan vücudunun restorasyonu için gerekli olduğunu vurguluyor. Uykunun circadian bir ritm izlediğini belirten Prof. Dr. Us, "Bu circadian ritm hipotalamustaki suprakiazmatik çekirdek tarafından kontrol edilir. Bu bölgeyi tutan hastalıklar, uyku-uyanıklık döngüsünde bozukluğa yol açar" diye konuşuyor.
Uyku süresinin yaş ile ilgili olduğunu söyleyen Prof. Dr. Önder Us, şu bilgiyi veriyor:"Yenidoğan döneminde bu süre 16-20 saat, okul öncesi dönemde 10-12, 10 yaş civarında 9-10, ergenlik döneminde 7-8, erişkin dönemde 6-7 saattir. Bebekler, gece uykusundan başka, günde en az iki kez uyurlar. 1,5-2 yaş civarında sabah uykusu, 5 yaş civarında öğleden sonra uykusu kalkar. Normalde uyku, REM (hızlı göz hareketlerinin olduğu dönem) ve non-REM (N-REM, hızlı göz hareketlerinin olmadığı dönem) dönemlerinden oluşur. N-REM dönemi de dört devreye ayrılır. Her uyku siklusu N-REM ile başlar, REM ile sonlanır. Her uyku siklusu 70-100 dakika kadardır."
Uyku bozuklukları
İnsan organizmasının sağlığındaki rolü tartışılmaz olan uykuyla ilgili yaşanan en ufak bir sorun da yaşamı alt üst etmeye yetiyor. Uyku ile bozukluklar üç gruba ayrılıyor. Uykusuzluk (Insomnia), aşırı uyku hali ve parasomni adı verilen rahatsızlıklarla ilgili Prof. Dr. Önder Us, şunları söylüyor:
1. Uykusuzluk (Insomnia)
Uyku gereksinimi kişiden kişiye değişiklik gösterir. Sürekli olarak kişi için gerekli olan süre ve kalitede uyku uyuyamama durumunu, uykusuzluk olarak tarif edebiliriz. Uykusuzluk, kadınlarda erkeklere göre daha sıktır ve yaşla artış gösterir. Uykusuzluk kendisini uykuya geçmede zorluk, uyuduktan sonra uyanma, sabah gereğinden erken uyanma şeklinde gösterebilir. Uykusuzluk durumu bazen geçicidir, birkaç hafta devam edip, sonra düzelebilir. Bazen ise kronik bir hal alabilir. Kronik uykusuzluk şu durumlarda görülebilir:
Mide ülseri, korner arter hastalığı, solunum bozuklukları eklem ağrıları gibi organik hastalıkların seyri esnasında görülebilir.
Anksiyete (bunaltı, sıkıntı durumu) ve depresyon gibi psikiyatrik hastalıklarla birlikte olabilir.
Uykusuzluk, bazı ilaçların kullanılıp kesilmesi sonrasında görülebilir. Uzun süreli yüksek miktarda alkol alımı veya uzun süreli alınan alkolün kesilmesi de uykusuzluğa neden olabilir.
2. Aşırı uykuyla gelişen bozukluklar
Bunlar içinde iki klinik tablo önemlidir:
a) Narkolepsi: Narkolepsi, çevresel ve gençlik faktörlerinin rol oynadığı bir uyku bozukluğudur. Her yaşta ortaya çıkabilirse de, genellikle 20-30 yaşlarında ilk belirtileri verir. Bu hastalarda gün içerisinde, 10-30 dakika süren, önlenemeyen uyku atakları vardır. Ayrıca katapleksi denilen düşme şeklinde ataklar, uyku başlangıcında ve uyanırken ortaya çıkan kısa süreli felçler, uykuya geçerken oluşan halüsinasyonlar klinik tabloya eşlik eder. Tedavisi mümkün bir hastalıktır.
b) Uyku apnesi: Uyku sırasında çok sayıda genellikle 30´dan fazla, kısa süreli (10 saniyeden az) solunum durması (apne) ile seyreden uyku bozukluğudur. Normal kişilerde de, uyku sırasında az sayıda solunum durması atakları olabilir. İki ana tipi vardır.
Birincisi solunum yollarını engelleyen olaylarla birlikte olan mekanik uyku apnesidir. Büyük bademcikler, burundaki deviasyon, çene anormallikleri, üst solunum yolu infeksiyonları en önemli mekanik uyku apnesi nedenleridir.
İkinci neden ise merkezi uyku apnesidir. Daha çok beyin sapı denilen bölgenin hastalıkları bu tür uyku apnesine yol açar. Uyku apneli hastalarda, şişmanlık, apneleri arttırabilir. Bazen şişmanlık, tek başına bu apnelerin nedeni olabilir. Horlama yine uyku apneli hastalarda sık görülen bir bulgudur. Diğer bir bulgu ise gün içindeki aşırı uyku halidir. Öncelikle solunum yollarını daraltan veya tıkayan engeller ortadan kaldırılmalıdır.
Şişman hastalar, zayıflatıcı diyet programına alınmalı, varsa uyku apnesinin diğer nedenleri ortadan kaldırılmalıdır. Bunlarla sonuç alınamayan hastalarda, solunum yollarına devamlı pozitif basınç veren aygıtlarla tedavi gibi diğer yöntemler kullanılır. Parasomniler: Parasomniler başlığı altında çeşitli uyku bozuklukları tanımlanmıştır.
1. Huzursuz bacak hastalığı
2. Diş gıcırdatması
3. Uyurgezerlik
4. Çocuklarda gece yatak ıslatma
5. Kabuslar
6. Çocuklarda görülen gece korkuları
Tedavisi mümkün Huzursuz bacak hastalığı: Huzursuz bacak hastalığı genellikle 11 ile 50 yaş üzerindeki kişilerde görülür. Olguları üçte biri ailevi özellik gösterir. Hastalar genellikle yattıklarında ayaklarında huzursuzluk hissederler. Ayaklarını hareket ettirerek, bazen kalkıp dolaşarak bu huzursuzluğu gidermeye çalışırlar. Bunlar hastada kısa bir süre rahatlık sağlar. Hastada uykuya geçmede zorluk, kesintili uyku gibi uyku bozukluklarına yol açar. Bu nedenle tedavisi gerekir.
Diş gıcırdatması: Sık görülen bir uyku bozukluğudur. Devamlı olgularda diş, diş eti, ve çene problemlerine yol aöabilir. Stres durumlarından sonar artar.
Uyurgezerlik: Genellikle uykunun ilk saatlerinde görülür. Ailevi özellik gösterebilir. Özellikle 5-12 yaş arasındaki çocuklarda daha sık görülür. Bu yaştaki çocukların yüzde 15´inde en az bir kez görülebilir. Bazen çocuk yürümez, kalkar, yatakta oturur, tekrarlayıcı hareketler yapabilir. Psikiyatrik bozukluklarla birlikte seyretmez. Daha seyrek olarak erişkinlerde de görülebilir. Uykuda konuşma, bazen uyurgezerliğe eşlik eder. Uyurgezerlik, genellikle atak sırasında hastanın kendisini yaralamasına neden olmaz, fakat koruyucu tedbirlerin alınması gerekir.
Uykuda yatağını ıslatma: Çocuklarda sık görülen bir problemdir. Beş yaşına kadar bir bozukluk olarak değerlendirilmemelidir. 5 yaşında erkek çocukların yüzde 15´inde, kız çocukların yüzde 10´unda görülür. Ailevi özellik gösterebilir. Psikolojik ve davranışsal problemler, bu hastalığın ortaya çıkmasında rol oynar.
Gece korkuları: Çocukluktaki gece korkuları genellikle uykunun ilk 1-2 saatinde görülür. Bazen uyurgezerlik ile birlikte olabilir. Çocuk ağlama ile uyanır. Yüzünde şaşkınlık ve korku ifadesi vardır. Bu dönemde çocukla sözlü ilişki kurulamayabilir. 15-30 dakika içinde tekrar uykuya geçer. Sık tekrarlayan gece korkuları tedavi gerektirir.