Ürolojik hastalıklarda dikkat edilmesi gereken bazı durumlar

Ürolojik hastalıklarda dikkat edilmesi gereken bazı durumlar: Yan ağrılar, idrardan kan gelmesi, işeme zorluğu ve idrar kaçırma...

Özel Kastamonu Anadolu Hastanesi Üroloji Uzmanı Op.Dr.Sadi Turkan, ürolojik hastalıklarda dikkat edilmesi gereken önemli hususları şöyle anlattı:

1- Yan Ağrıları : Özellikle sırt bölgesinde tek veya çift taraflı olabilen ağrıların şiddeti yansıttığı hastalığa göre farklı olabilir.

Taş düşürme ağrıları genellik ani başlar ve oldukça şiddetli olup, her yaşta görülebilir. Böbrek ve diğer iç organ tümörlerinin oluşturduğu ağrılar ise künt vasıflı olup, haftalar veya aylar boyunca giderek şiddeti artan ağrılardır.

Böbrek tümörlerinin yaklaşık % 35’inde ilk belirti yan ağrısı olabilir. Bel adalelerinin neden olduğu ağrılar ise mekanik özellikte olup, fiziki hareketle değişebilen ağrılardır.

2-İdrardan Kan Gelmesi : Ağrılı ya da ağrısız olabilir. Ağrısız kanamalar genellikle mesane ve böbrek tümörlerinin ön belirtisi olarak ortaya çıkabilir.

Böbrek tümörlerinin %50’si, prostat kanserlerinin %15’ i, mesane tümörlerinin ise % 85’ i idrarda kanama ile kendini gösterir. Özellikle yan ağrısı veya idrar borusunda oluşan ağrı ile olan kanamalarda öncelikle taş hastalığı düşünülmelidir.

İdrarda yanma ve zorlanma ile oluşan kanamalarda üriner sistem enfeksiyonları ve erkeklerde prostat hastalıklarının bir belirtisi olabilir.

3-İşeme Zorluğu : Özellikle 45 yaş üzeri erkeklerde öncelikle prostat hastalıklarını akla getirir. Belli bir zaman sürecinde oluşması bunu destekler. 60 yaş civarındaki erkeklerin %50’sinde prostat büyümesi görülmektedir.

Prostatın iyi huylu büyümesinde olduğu gibi prostat kanseri de aynı belirtilerle ortaya çıkabilir. Prostat kanserlerinin % 10’unda işeme zorluğu ilk belirti olabilmektedir.

40 yaş altındaki erkeklerde ise işeme zorluğu daha çok kronik prostatit hastalığını düşündürebilir. İşeme zorluğuna neden olan idrar borusu darlıkları ise her yaşta ve her iki cinste de görülebilmektedir. İdrarda yanma ile beraber olan işeme zorluklarında üriner sistem enfeksiyonları ön planda olabilir.

4-İdrar Kaçırma : Özellikle kadınlarda mesane sarkması, üriner enfeksiyon veya aşırı aktif mesane patolojisini akla getirir.

Erkeklerde ise prostat hastalıkları, enfeksiyonlar, nörolojik hastalıklar ön planda düşünülebilir. Şeker hastalığı da her iki cinste de idrar kaçırma semptomları oluşturabilir.

İdrar kaçırma, sıkışma tarzında (urgency) ya da gülme, hapşırma gibi (stres) faaliyetlerle olabilmektedir. Özellikle kadınlarda stres tip kaçırmanın tedavisinde cerrahi ön plandadır.

Aşırı aktif mesane rahatsızlığının tedavisinde ise medikal (ilaç) tedavi uygulanır.

5-Testislerde Şişlik-Ağrı : Özellikle genç erkeklerde ağrısız testiküler kitleler testis tümörlerini akla getirmelidir. Testis tümörlerinin % 25’i sadece ele gelen kitle ile hekime başvurmaktadırlar.

Ayrıca testis etrafında sıvı toplanması ile karakterize olan “hidrosel” de ağrısız şişme tarzında ve her yaşta olabilir. Bununla beraber sperm kanalı kistleri de aynı şekilde ağrısız kitle şeklinde fark edilmektedirler.

Orşit ve/veya epididimit diye tanımlanan testis dokusunun iltihabi hastalıklarında ise ağrı ile beraber şişlik ve hassasiyet vardır.

Testisin kendi etrafında dönmesi ile oluşan “testis torsiyonu” da aniden ve ağrı ile başalayarak testislerde ödem ve şişme oluşturabilir. Diğer taraftan kasık fıtıkları da testis bölgesinde şişlik tarzında belirti yapabilir. Bütün bu durumlarda “scrotal ultrasonografi” kolaylıkla yapılarak, tanı konulabilmektedir.

 


6-Ereksiyon (sertleşme) Sorunu : 40 yaş üzeri erkeklerin % 15’inde görülür. Organik ve psikojenik faktörlere bağlı olabilir. Hafif, orta ve şiddetli olmak üzere kategorize edilir.

Özellikle şeker hastalığı, hipertansiyon, çeşitli nörolojik ve psikaytrik hastalıklar, radikal cerrahi girişimler, genital sinirleri kapsayan radyoterapiler, sigara ve alkol kullanımı, çeşitli hormonal hastalıklar ve stres, ereksiyon sorununa yol açabilmektedir.

7-İnfertilite ( Kısırlık ) : Erkeklerdeki kısırlık nedenleri Ürolojinin kapsama alanındadır. Bir yıl ve daha fazla sürede isteğe bağlı çocuk sahibi olamama durumudur.

Genel olarak kısırlık nedenlerinin % 50’si erkek orijinlidir. Çiftlerin % 15’i bir yıl beklemelerine rağmen çocuk sahibi olamamaktadır. Kısırlık araştırmasına her iki cinste de eş zamanlı başlanmalıdır.

Kadın infertilitesine Jinekoloji bakmaktadır. Erkeklerde görülen belli başlı kısırlık nedenleri: İnmemiş testis, varikosel (yumurtalık damarlarında varisleşme, daha çok sol tarafta görülür.), hormonal faktörler, sperm kanalı tıkanıklığı, çeşitli ilaçlar, genetik anomaliler, ereksiyon sorunları ve çeşitli metabolik hastalıklar ( diabet, omurilik hastalıları vs.) olarak sıralanabilir.

Özellikle varikosel cerrahi olarak kolaylıkla tedavi edilebilen bir patoloji olup, infertilite nedeniyle başvuran erkeklerin % 20-40’ında görülür.

8- İnmemiş Testis : Testislerin bir veya ikisinin yumurtalık torbasında olmayıp, kasık kanalı ve batın içinde olması durumudur.

Miadında doğan erkek çocuklarda görülme oranı % 3-5 iken, prematurelerde % 30 civarındadır.

% 70 tek taraflı olup, daha çok sağ tarafta görülür. Tanı fizik muayene ve ultrasonografi ile konulur. Normalde testisler vücut ısısından 2-3 derece daha düşük olan skrotum adı verilen torba içinde bulunurlar.

İnmemiş testisler ilerki yaşlarda kısırlık ve testis kanseri gelişimine zemin hazırlayabilmektedir. Özellikle 1 yaşa kadar cerrahi olarak skrotuma yerleştirilmesi önemlidir. Böylece testiste oluşan hasar daha az olacaktır. Bu nedenle çocukların doğduğu andan itibaren düzenli genital muayenelerinin yapılması büyük önem arzetmektedir.

9-Çocuklarda İdrar Yolu Enfeksiyonları :Özellikle 5 yaş altında ateşli ya da ateşsiz, 5 yaş sonrasında ise ateşli idrar yolu enfeksiyonları (İYE) klinik ve anatomik olarak ciddiye alınarak araştırılmalıdır.

Bu durumlarda daha çok karşımıza çıkan durum Vesiko-üretral reflü ( VUR ) durumudur. Yani mesaneden böbreğe doğru idrar kaçağı olması patolojisidir. Tedavi edilmezse böbreğin kaybına yol açabilir.

Teşhis VCUG (voiding-sistoüretrografi) adı verilen ilaçlı röntgenle ve böbrek sintigrafisi ile kolaylıkla konulmaktadır.

Genel olarak 5 sınıfa ayrılır. Düşük dereceli olanlarda idrarın uzun süreli antibiyotik kullanımıyla steril (mikropsuz) hale getirilerek düzelmesi beklenir.

İlaç tedavisi başarısız ve reflü yüksek dereceli ise cerrahi tedavi uygulanır. Cerrahi tedavi açık veya endoskopik olarak yapılmakta olup, başarı oranı % 70-90 civarındadır. Erkek çocuklarda tekrarlayan İYE’lerin önemli sebeplerinden biri de sünnetsiz olmaktır. Sünnet derisi içinde biriken mikroplar kolaylıkla enfeksiyona yol açmaktadır.

10- Gece Yatağı Islatma ( Enürezis Nocturna ) : Özellikle 5 yaşından sonra, 3 aydan daha uzun süren ve haftada en az 2 defa uykuda istemsiz idrar kaçırma durumudur.

5 yaşındaki çocukların % 10-20’ sinde rastlanır. 5 yaş sonrası enürezis saptananların % 15’ i kendiliğinden düzelir.

Çocuklarda enürezis görülme sıklığı hem anne hem de babada varsa % 77, yalnız anne veya babada varsa % 44’ tür. Bu çocukların önemli bir kısmında beyinde yer alan hipofiz bezinden salgılanan ADH adı verilen hormon yetersizliği vardır.

Ayrıca çeşitli psikolik faktörler, enfeksiyonlar, mesane fonksiyon bozuklukları, gece fazla sıvı alımı ve uyku bozuklukları da enürezise neden olabilir. Tedavide öncelikle gece sıvı alımının azaltılması, tuvalet eğitimi, psikoterapi, alarm tedavisi yöntemleri ve çeşitli ilaçlar kullanılmaktadır.

Manşetler

DUYURU-5
EBELİK YÖNETMELİĞİ
HASTANE KOORDİNASYON KURULU YÖNETMELİĞİ