KALP ve damar cerrahı Prof. Dr. Bingür Sönmez, mısır şurubu şerbetinin, kalp ve damar sağlığını önemli ölçüde tehdit ettiğini söyledi. NTV’nin haberine göre, Prof. Dr. Sönmez, şurubun, mısır nişastasının glikoz ve fruktoza dönüştürülmesiyle elde edildiğini ve şeker pancarından sağlanan şekerden hem daha tatlı hem de daha ucuz olduğunu belirtti. Mısır şurubunun bu özellikleriyle tatlı sektöründe imalatçılar tarafından tercih edildiğini ifade eden Sönmez, Batılı ülkelerde mısır şurubu kullanımı için kotalar bulunduğunu, ABD’de yüzde 2, Almanya’da yüzde 8, Fransa’da yüzde 5 olan bu oranın, Türkiye’de yüzde 15 olduğunu vurguladı..
Şeker pancarından elde edilen çay şekerinin yüzde 50 glukoz ve yüzde 50 fruktozdan oluştuğunu, mısır şurubunda bu oranın fruktoz lehine artarak yüzde 80’i bulduğunu ifade eden Prof. Dr. Sönmez, glukoza göre daha kuvvetli bir tatlandırıcı olan fruktozun emilerek karaciğere geldikten sonra depo yağ haline geldiğini bildirdi.
Obeziteye neden oluyor
Son 30 yılda şeker pancarından elde edilen şeker yerine mısır şurubu şerbeti kullanılmasının obezite ve buna bağlı hastalıkların salgın şeklinde ortaya çıkmasına neden olduğunu ifade eden Sönmez şu bilgileri verdi: “Obezite sonucu oluşan insülin direnci de açlık duygusuna neden olarak, sürekli yemek yiyen ve doymayan şişmanlar yaratıyor. Bisküvi, kolalı içecekler, şekerlemeler, çikolata, gofret, ucuz hamur işi tatlılar, hazır pasta ve keklerde şuursuzca mısır şurubu şerbeti kullanılıyor. Bu gıdaların ambalajlarında da bilgi olarak sadece ‘Nişasta Bazlı Sıvı Şeker’ ifadesinin baş harfleri, ‘NBSŞ’ hatta sadece ‘NBŞ’ ibaresi bulunuyor.”
Prof. Sönmez, özellikle Çin lokantalarında lezzet ve iştahı artırmak için kullanılan Mono Sodyum Glutamat (MSG) adlı tuzun, iştah ve doyma merkezini etkileyerek yenilen maddeden daha çok yenmesini sağladığına da dikkati çekerek, kalbin yanı sıra birçok rahatsızlığa neden olan MSG’li yiyeceklerden uzak durulması gerektiğini de kaydetti.