Üçümüzden biri hipertansiyon hastası!

Türkiye’de üç kişiden biri hipertansiyon hastası. Ancak farkındalık seviyesi ise oldukça düşük!

Polikliniğin çalışmaları ve hedefleri konusunda açıklamalarda bulunan Yeditepe Üniversitesi Hastanesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı’ndan Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Gülçin Kantarcı ve Yrd. Doç. Dr. Zehra Eren, hipertansiyon konusunda aydınlatıcı bilgiler de verdi.

Türkiye’de üç kişiden birinin hipertansiyon hastası olduğunu ancak farkındalık seviyesininin oldukça düşük olduğunu ifade eden Dr. Gülçin Kantarcı, “100 hipertansif hastadan sadece 20’si yeterli şekilde tedavi görüyor. Bu polikliniği hayata geçirmemizin en önemli nedeni bu oranı artırmak” dedi.

Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Polikliniği’ni hayata geçirme sebepleriniz nelerdir?
Türkiye’de yapılan toplum taramalarına göre hipertansiyon sokaktaki her üç kişiden birinin maruz kaldığı bir hastalık. Ancak bu hastaların sadece yüzde 20’si yeterli şekilde tedavi görüyor. Yani tedavisinde oldukça başarısız olunan bir hastalık. Biz de bu gerçekten yola çıkarak tedavi şansını artırmak için böyle bir poliklinik açmaya karar verdik.

Hedefleriniz neler?
Hedefimiz tüm hipertansif hastalara ulaşmak, onları bilinçlendirmek ve nedenlerine uygun şekilde tedavi etmenin yanı sıra hipertansiyon potansiyeli taşıyan kişileri koruyucu önlemler konusunda aydınlatmak. Doğru izlem, doğru tanı ve doğru tedavi ile yüzde 20’lik tedavi edilebilme oranını arttırmak istiyoruz.

Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Polikliniği’nin ayırt edici özellikleri nelerdir?
Hipertansiyon her yerde tedavi ediliyor ancak tedavi başarısı değerlendirilmiyor. Bizse tedavi takibini daha yakından yapıp, tedavinin başarısını artırmak istiyoruz. Halkı bilinçlendirmek, hastalığı önlemek için çalışmalar yapmak, taramalar yapmak, bir an evvel uygun tedaviye başlamak ve hipertansiyonun ileri vadede böbrek, kalp, göz gibi organlara zarar vermesini engellemek için tedavi sırasında ve sonrasında yakın takipte bulunmak hedeflerimiz arasında.

Hastalıkla ilgili bilgi vermek istersek öncelikle tansiyon nedir?
Kalpten pompalanan kanın vücudun her yerinde olan damarların duvarlarına çarpma gücüne tansiyon, bir diğer deyişle kan basıncı denir. Kalbin kasılması sırasında elde edilen çarpma gücü büyük tansiyon bir başka değişle sistolik tansiyon, kalbin gevşemesi sırasında damarlarda oluşan çarpma gücü de küçük tansiyon yani diyastolik tansiyondur.

Hipertansiyon nedir?
Büyük tansiyonun 120 mmHg, küçük tansiyonunda 80 mmHg’nın üzerinde olması durumudur.

Hipertansiyonun nedenleri nelerdir?
Hipertansiyon gelişiminde en etkili organ böbreklerdir. Böbreklerin tuz tutma mekanizmasında bir takım genetik farklılıklar sonucunda bazı bireylerde çevresel faktörler de bunu destekliyorsa hipertansiyon gelişir. Ayrıca böbreği ilgilendiren nefrit, kist, tümör, taş gibi rahatsızlıkların yanı sıra damarlardaki daralma veya böbrek üstü bezi hastalıkları da hipertansiyona neden olur. Her yüksek tansiyonu olan hastaya yapılacak idrar tahlili, kanda üre ve kreatinin tayini veya böbrek ultrasonografisi ile bu hastalıkların önemli bir kısmına teşhis konulabilir. Böbrekler aynı zamanda hipertansiyonun en önemli hedef organlarından dır.Esansiyel olarak adlandırdığımız, genetik kökenli yüksek tansiyonlu hastaları, eğer tedavi edilmezlerse, yüzde 15’i böbrek yetmezliğinden hayatını kaybeder.

Hipertansiyon ne tür şikâyetlere sebep olur?
Sıklıkla baş ağrısı -özellikle ense ağrısı şeklinde-, baş dönmesi, aşırı terleme, sık idrar yapma, gece idrar yapma, başta dolgunluk hissi, çarpıntı, burun kanması, nefes darlığı gibi şikayetlere sebep olur.

Hipertansiyon hangi organlara zarar verir?
Hipertansiyon kalp ve böbrek yetmezliği için önemli bir risk faktörüdür. Beyin kanaması veya inme, hipertansiyonun yarattığı ciddi organ hasarlarındandır. Hipertansiyon ayrıca göz dibindeki damarlara da zarar vererek görme kaybına neden olabilir. Uzun süreli devam eden kontrolsüz hipertansiyon böbrek yetmezliği ile sonuçlanabilir. Böbrek hastalığı olanlarda hipertansiyon kontrol altına alınamazsa böbrek yetmezliği gelişir ve hipertansiyon mevcut böbrek yetmezliğini ağırlaştırabilir.

Korunma yolları nelerdir?
Çocukluk çağından itibaren tuz tüketimi az olmalıdır. Hipertansiyonun önlenmesinde ve tedavisinde diyet çok önemlidir. Bol miktarda taze sebze ve meyve, az yağlı süt, yoğurt ve peynir, tahıl ve liften zengin yiyecekler, çok az miktarda doymamış yağ, kuru fasulye, bezelye ve mercimek, kuruyemiş, yağsız et ve kümes hayvanları ve haftada en az iki kez balık tüketilmelidir. İdeal kilonun üzerinde olmak da hipertansiyon için risk faktörüdür. Özellikle merkezi şişmanlık dediğimiz, bel çevresinin genişlemesine neden olan şişmanlık türünde hipertansiyon ve diyabet riski artar. Sigara içiciliği hipertansiyona yol açar, içiliyorsa hipertansiyonun önlenmesinde ve tedavisinde en önemli adım sigaranın bırakılmasıdır. Ağrı kesici ilaçların yoğun kullanımı da hem böbrek hastalığı gelişmesine hem de hipertansiyonun ilerlemesine neden olabilir.

Hipertansiyon ve tuz kullanımı arasındaki ilişki nedir?
Tuz alımı ile hipertansiyon arasındaki ilişki yapılan çalışmalar ile kesinleşmiştir. Fazla tuz tüketen toplumlarda hipertansiyona daha sık rastlanır. Yapılan bir araştırmada Türk toplumunun günde ortalama 17 gram tuz tükettiği belirlenmiştir. Her düzeydeki hipertansiyonda tuz kısıtlanmasının büyük ve küçük kan basıncını düşürmede büyük katkısı vardır.

Hipertansiyonlu hastalarda günlük alınması önerilen tuz miktarı 6,5 gram civarındadır. Ancak unutulmaması gereken bir nokta bu miktarın sadece sonradan ilave edilen miktar olmadığı, “gizli tuz kaynakları” olarak tanımlanan gıdalarla hastanın farkında olmadan aldığı tuz miktarının da hesaba katılması gerekmektedir. Bu gıdalar genellikle konserve türü besinler, işlenmiş ve dondurulmuş gıdalardır. Hipertansif hastalar özellikle hazır gıda türündeki bu gıdaların tuz kaynağı olabileceğini unutmamalıdırlar: Fast food türü hazır gıdalar, patates cipsi, hazır çorbalar, bisküvi ve pastalar, sosis, turşu, zeytin, hazır soslar, kuruyemişler ve ekmeğin tuz içeriğinin yüksek olduğu bilinmektedir; bunlardan kaçınılmalıdır.

Hipertansiyonun tedavisi nasıldır?
Tedavi nedene yönelik yapılmalıdır. Hipertansiyonu olan kişinin ailesinde hipertansiyon öyküsü olup olmadığı sorgulanmalıdır. Ardından idrar tahlili, böbrek fonksiyonları ile ilgili kan testleri, kalp ekokardiografisi, tiroid hormonları, böbrek üstü bezinin aşırı çalıştığını düşündüren bulgular tespit edilirse hormon testleri gibi tetkikler yapıldıktan sonra uygun tedavi planlanır. Planlanan tedavinin yeterliliği hastanın ev ölçümleri veya gereğinde 24 saatlik tansiyon ölçümü yapılarak takip edilir. Ev ölçümleri içinde özellikle koldan manşonu olan elektronik cihazlar daha uygundur.

Hipertansiyonda tedavi hedefleri ne olmalıdır?
Organ hasarını en aza indirmek, bunun için kan basıncını hedef değerler içinde tutmaktır. Büyük tansiyon için hedef 120 mmHg’nın altı iken, küçük tansiyoniçin hedef 80 mmHg’nın altıdır. Eskiden kabul edilen 140/ 90 mmHg’lık değerler artık hipertansiyon olarak kabul edilmektedir.
 

Manşetler

DUYURU-4