Tütünden sonra en zararlısı 'Absest'

Genellikle inşaat sektöründe kullanılan ''asbest''e maruziyet ile yeraltı ve yerüstü sulardan yayılan, çevresel radyoaktiviteye en önemli kaynak olduğunu kabul edilen,..

Genellikle inşaat sektöründe kullanılan ''asbest''e maruziyet ile yeraltı ve yerüstü sulardan yayılan, çevresel radyoaktiviteye en önemli kaynak olduğunu kabul edilen doğal gaz türü ''radon'', akciğer kanserinde tütünden sonra en önemli etkenler olarak gösteriliyor.

Dünya üzerinde yaklaşık 125 milyon kişinin, iş yerlerinde maruz kaldığı ''asbest'', kansere yol açan çevresel faktörler içinde yerini alırken, iş yerinde maruz kalınan asbest ile ilişkili akciğer kanseri, mezotelyoma ve asbetosis hastalıklarından 107 bininin ölümle sonuçlandığı belirtiliyor.

Bilim insanları, radon maruziyetini, sigaradan sonra akciğer kanserinin ikinci önde gelen nedeni olarak gösteriyor. ABD'de, yıllık toplam 160 bini bulan akciğer kanseri ölümlerinden yaklaşık 21 bininin radon radyasyonu ile ilişkili olduğu ifade ediliyor.
Fiziksel aktivite, besleme alışkanlığı, sigara ve alkol tüketiminden kaçınılması ile kanserden korunulabileceğini ifade eden bilim insanları, çevresel faktörlere karşı da duyarlı olunması gerektiği uyarısında bulunuyor.

Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Başkanı Prof. Dr. Tezer Kutluk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, her yıl 12.7 milyondan fazla kişiye kanser tanısı konulduğunu ve 7.6 milyon kişinin bu hastalıktan dolayı yaşamını yitirdiğini söyledi.
Önlem alınmadığı takdirde 2030 yılında dünya üzerinde 26 milyon yeni kanser vakası olacağının ve 17 milyon kanser kaynaklı ölüm gerçekleşeceğinin öngörüldüğünü vurgulayan Kutluk, en büyük artışın düşük ve orta gelirli ülkelerde görüleceğini belirtti.
Kutluk, kanserin AIDS, sıtma ve verem gibi hastalıkların toplamından daha fazla insan ölümüne neden olduğunu vurgulayarak, kanserin yüzde 30-40 oranında önlenebildiğine ve var olan kanser vakalarının üçte birinin erken teşhis ve tedavi ile iyileştirilebildiğine dikkati çekti.

Kanserin, riski çok basit önlemlerle ciddi oranda azaltılabildiğini dile getiren Kutluk, '' Sigara ve pasif içicilikten uzak durma, alkol tüketimini sınırlandırma, aşırı güneşten kaçınma, düzenli fiziksel aktivite, sağlıklı beslenme, ideal vücut ağırlığını korumak, kansere neden olan enfeksiyonlara karşı korunma temel önlemler arasında yer alıyor'' diye konuştu.

-''CİĞERLERİNİZİ TEMİZ HAVA İLE DOLDURUN''-
Kutluk'un verdiği bilgiye göre, tütün kullanımı, kanserin önlenebilir en önde gelen sebebi olarak gösteriliyor.

Tütün, tüm akciğer kanserine bağlı ölümlerinin ise yüzde 80-90'ının, gelişmekte olan ülkelerde de tüm kanser ölümlerinin yaklaşık üçte birinin nedeni olarak dikkat çekiyor. Bunun yanında ağız, gırtlak, boğaz ve mide gibi kanserlerine de yol açıyor.
Alkol kullanımı ağız, boğaz, gırtlak, meme, barsak ve karaciğer kanseri riski artırıyor. Alkole bağlı kanser riski, tüketilen alkol miktarı ile paralel olarak artıyor. Günde yüz gram alkol tüketen bir kişi için (günde bir şişe şarap veya dört şişe bira) alkol kullanmayan bir insana göre kansere yakalanma riski 4-6 kat fazla oluyor.

-''FİZİKSEL OLARAK AKTİF OLUN, HAYDİ HAREKET EDİN''-

Küresel düzeyde meme ve kolon kanseri vakalarının yüzde 25'inin fiziksel hareketsizlikten kaynaklandığı kabul ediliyor ve düzenli fiziksel egzersiz yapmanın kanser riskini azalttığı vurgulanıyor.

Günde sadece 30 dakikalık fiziksel etkinliğin kanser riskini azaltmak için gerekli olduğu belirtiliyor. Okul çağındaki çocuklar ve gençler için ise günde en az 60 dakika fiziksel aktivitenin, fark edilir sağlık kazanımları için tavsiye ediliyor.

-HER GÜN TAZE SEBZE VE MEYVE YENİLMELİ-
Araştırmalar, beslenme ve bazı kanser türleri arasındaki bağlantıyı ortaya koyuyor. Çalışmalar günlük bir porsiyon (80-100 gram meyve ya da sebze) ağız kanseri riskini yüzde 20, mide kanseri riskini ise yüzde 30 azaltığını ortaya koyuyor.
İşlenmiş et, barsak kanseri riskini arttırırken, yüksek miktarda lif alımı (günde ortalama 27 gram) bu riski yüzde 20 oranında düşürüyor. Ayrıca, tuz ve salamura besinler de mide kanseri riskini artırıyor.

Aşırı kilo ve obezitenin (vücut kitle indeksi 25 ve üzeri) rahim, böbrek, yemek borusu, mide, kolon, meme kanserleri (Postmenopozal kadınlarda), prostat, safra kesesi ve pankreas kanserlerine yakalanma riskini artırıyor.

Ultraviyole ışınları (UV) sağlık için çok önemli bir yer tutuyor. Çünkü kalsiyum emilimi ve kemik büyümesi için gerekli olan D vitamini üretiminde önemli bir rol oynuyor. Ancak, UV ışınlarına aşırı maruz kalma (güneş ya da solaryum gibi yapay kaynaklardan) güneş yanığı, cildin çabuk yaşlanması ve deri kanserlerinin farklı tipleri ile yakından ilişkili olduğu gösteriliyor.
Solaryum ve aşırı güneşe maruziyetten kaçınılması gerekiyor.

-AŞI: KÜÇÜK GİRİŞİM-BÜYÜK ETKİ-
Kanser bulaşıcı olmamakla birlikte, doğrudan kansere neden olan ya da kanser riskini artıran enfeksiyonlar bulunuyor.

Kanserden olan ölümlerin gelişmekte olan ülkelerde yüzde 22'si, sanayileşmiş ülkelerde yüzde 6'sı kronik enfeksiyonlara bağlı gelişiyor. Örneğin, hepatit B veya C virüsü karaciğer kanseri, insan papilloma virüsü rahim ağzı kanseri ve Helikobakter pilori bakterisi ise mide kanseri riskini artırıyor.

-ASBEST MARUZİYETİ İLE KANBER İLİŞKİSİ-
Çeşitli çevresel faktörler insan sağlığı için ciddi bir risk oluşturabiliyor. Belli çevresel ve mesleksel kirleticilere maruz kalınmasının kansere yakalanma riskini artırdığını gösteren çok sayıda kanıt bulunuyor.

Çevresel faktörler içinde içme suyunun kirlenmesi önemli yer tutuyor.
Yaşamın sürdürülebilmesi için gerekli olan sudaki düşük kalite, insan sağlığı için büyük tehdit oluşturuyor. 2004 yılı verilerine göre, ishalli hastalıklar her yıl tek başına 1.8 milyon ölüm vakasından sorumlu tutuluyor. Çeşitli mikrobiyal, kimyasal ve radyolojik faktörler (radon gibi doğal radyonüklidler) su kalitesinin düşmesinde rol oynuyor.
Hava kirliliği de her yıl dünya çapında tahmini 3,1 milyon ölüm olayından sorumlu gösteriliyor. Hava kirletici etmenler ile solunum yolu enfeksiyonları, kalp damar hastalıkları, akciğer kanseri ve diğer başka hastalıklar arasında bağlantı bulunuyor.
Kimyasal maddeler içinde asbest maruziyeti, çoğunlukla çalışma ortamında bulunan asbest liflerinin solunması yoluyla gerçekleşiyor. Ama aynı zamanda asbest içeren binalarda ve evlerde, asbest fabrikalarınında asbestli havanın solunması ile de maruziyet oluyor. Bugün, dünya üzerinde yaklaşık 125 milyon kişi, iş yerlerinde asbeste maruz kalıyor.

Asbest solunması akciğer kanseri, mezotelyoma, gırtlak, yumurtalık kanserlerine ve asbestosis'e (akciğer fibrozis) neden oluyor.

2004 yılında, iş yerinde maruz kalınan asbest ile ilişkili akciğer kanseri, mezotelyoma ve asbetosis hastalıklarından 107 bini ölümle sonuçlandı. Bunun yanı sıra mesleki maruziyet dışında asbestle ilgili her yıl birkaç bin ölüm vakası gerçekleşiyor.

-''RADON, AKCİĞER KANSERİNİN İKİNCİ ÖNDE GELEN NEDENİ''-
Dioksin ve dioksin benzeri maddeleri, insanın gelişimsel ve nörogelişimsel, tiroid ve steroid hormonları ile üreme gibi pek çok vücut fonksiyonu üzerinde birtakım toksik etkilerine neden oluyor.

Iyonlaştırıcı radon radyasyonu hakkında da Prof. Dr. Kutluk'un verdiği bilgiye göre, radon, yeraltı ve yerüstü sulardan yayılan, çevresel radyoaktiviteye en önemli kaynak olduğunu kabul edilen bir doğal gaz türü.

Açık havada genellikle oldukça düşük konsantrasyonda bulunurken, evlerde daha yüksek düzeylere ulaşabiliyor. Radon maruziyeti, sigaradan sonra akciğer kanserinin ikinci önde gelen nedeni olarak gösteriliyor. ABD'de, yıllık toplam 160 bini bulan akciğer kanseri ölümlerinden yaklaşık 21 bini radon radyasyonu ile ilişkili olduğu belirtiliyor.

Manşetler

DUYURU-4