'Türkiye'nin cerrahi başarısı dünya standartlarının üzerinde'

SBÜ Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Mehmet Kaan Kırali: Türkiye'nin mitral kapak ameliyatlarındaki başarı oranı dünyayla kıyaslandığında hemen hemen başa baş seyretmektedir


SBÜ Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Mehmet Kaan Kırali: Türkiye'nin mitral kapak ameliyatlarındaki başarı oranı dünyayla kıyaslandığında hemen hemen başa baş seyretmektedir. Nitekim ülkemizin cerrahi başarısını bireysel olarak dünya standartlarının üzerinde kabul ediyoruz. Hastane altyapısı, teknolojik yeterlilik de buna eklendiği zaman başarı zaten kendiliğinden geliyor.

Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Mehmet Kaan Kırali, Türkiye'nin mitral kapak ameliyatlarındaki başarı oranının dünyayla kıyaslandığında başa baş seyrettiğini belirterek, "Nitekim ülkemizin cerrahi başarısını bireysel olarak dünya standartlarının üzerinde kabul ediyoruz. Hastane altyapısı, teknolojik yeterlilik de buna eklendiği zaman başarı zaten kendiliğinden geliyor." dedi.

Prof. Dr. Kırali, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de kalp kapağı hastalıklarının oldukça sık görüldüğünü ancak görülme sıklığının dünyada da arttığını ifade etti.

Kalp kapağı hastalıklarının çeşitli sebepleri olduğunu dile getiren Kırali, mitral ve aort kapaklara ilişkin bilgi verdi.

Kırali, bu kapakların kalbin sol tarafındaki kapakçıklar olduğu için genelde yüksek basınca karşı çalıştıklarını ve dejenerasyona daha müsait olduklarını aktararak, bu iki kapağın tedavisi ve tedavi yaklaşımlarını anlattı.

Mitral kapak hastalığında önemli olanın mitral kapağın bir tamire imkan verip vermediğinin ortaya konması olduğunu ifade eden Kırali, "Eğer kapağı oluşturan her iki yaprakçıktaki bozulma çok aşırı değilse ve buna bağlı tüm bileşenlerde ciddi bir anormallik yoksa tamir her zaman ön plandadır. Tamir iki türlü yapılır; ya kasıktan girerek balon yöntemiyle açılma yöntemi tercih edilebilir ya da açık kalp ameliyatıyla belirli tamir teknikleri uygulanarak kapak normal fonksiyona getirilmeye çalışılır." diye konuştu.

- "Önemli olan kalp kapağını tam tamir etmek"

Prof. Dr. Kırali, açık kalp cerrahisi uygulanacak hastaların yaşına, kondisyonuna, nispeten taleplerine yönelik iki türlü yaklaşımın tercih edildiğini belirterek, şu bilgileri verdi:

"Biri iman tahtasını keserek yaptığımız standart ameliyat yöntemidir ki dünyada en çok bu uygulanmaktadır. Diğeri de sağ kaburgalar arasından girdiğimiz ufak bir kesiyle kapakçığa ulaşarak yaptığımız tamir yöntemidir. Bunlara da minimal invaziv yaklaşım diyoruz. Tabii bunun kendine bağlı bazı riskleri ve zorlukları da var. Son 10 yılda robotik cerrahinin daha aktif kullanmasıyla mitral kapak tamir ameliyatlarında minimal girişimlerin ön plana çıkarılmaya çalışılmasıyla birlikte genel bir yaygınlaşmaya henüz ulaşmadı. Çünkü onun da kendisine bağlı bazı riskleri mevcut. Özellikle belli hasta gruplarında çok seçici davranan cerrahlar, hastalarına robot yöntemiyle bu tekniği uygulayabiliyor. Ancak ister standartla olsun, ister minimal girişimlerle olsun önemli olan kalp kapağını tam tamir etmek, yetersizliği veya darlığı ortadan kaldırmak, eğer tamir imkanı yoksa kapağı değiştirerek hasta için tam bir düzelme sağlamaktır."

Kırali, "Günümüzde mitral kapağa yönelik daha değişik tamir teknikleri de teknolojik gelişmeye bağlı olarak ortaya konulmaya başlandı. Sonuç olarak mitral kapak tamiri veya değiştirilmesinde en iyi sonucu veren yöntem açık kalp ameliyatı yöntemidir. Kapak ameliyatı başarılı şekilde gerçekleştirildiğinde hastalar erkenden uyandırılıp solunum cihazından ayrılabilmekte, ertesi gün ayağa kalkıp yürüyebilmekte, erkenden taburcu edilip normal hayatlarına daha hızlı dönebilmektedir. Problem olmadığı zaman hasta 5-7 gün içinde taburcu edilebiliyor." şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Kırali, mitral kapağın başarılı tamirinin ardından yüzde 95 başarılı olunduğunun söylenebileceğini ancak kapak değişimi olduğu zaman bu oranın yüzde 100 seviyelerinde bulunduğunu aktardı.

Önceliklerinin kapağın tamiri olduğunu, kapağı değiştirmek için biyolojik veya mekanik kapak takma yöntemleri kullanıldığında bu protezlere bağlı bazı risklerin söz konusu olabileceğini dile getiren Kırali, bunları bertaraf etmek için de çeşitli tedavi yöntemlerine başvurduklarını söyledi.

- "Biyolojik kapakların zaman içinde bozulması söz konusu"

Biyolojik kapakların zaman içinde bozulmasının ve ikinci ameliyatın gündeme gelmesinin söz konusu olabileceğini ifade eden Kırali, bu nedenle genel olarak genç hastalarda mekanik, ileri yaşlarda biyolojik kapakları tercih etiklerini kaydetti.

Prof. Dr. Kırali, özellikle doğum düşünen genç kadınlarda, ileri yaşlarda veya genel durumu bozuk olan hastalarda eğer uygunsa yine tamir yönteminin ön planda tutulduğunu aktararak, şunları kaydetti:

"Ülkemizde mitral kapak ameliyatları başarıyla yapılmakta. Koşuyolu tabii ki ülkemizin bu alanda da öncü sağlık kuruluşlarından. Hastanemizde mitral kapağa yönelik her türlü cerrahi girişim başarıyla yapılmakta ve yüksek volümde bu ameliyatlar gerçekleştirilmektedir. Türkiye'nin mitral kapak ameliyatlarındaki başarı oranı dünyayla kıyaslandığında hemen hemen başa baş seyretmektedir. Nitekim ülkemizin cerrahi başarısını bireysel olarak dünya standartlarının üzerinde kabul ediyoruz. Hastane altyapısı, teknolojik yeterlilik de buna eklendiği zaman başarı zaten kendiliğinden geliyor.

Tabii ki mitral kapak ameliyatı olmak için İstanbul'da Koşuyolu'na kadar gelmek gerekiyor mu? Hayır, gerekmiyor. Ülkemizdeki hemen hemen tüm kalp cerrahisi merkezlerinde mitral kapak işlemleri yapılıyor ancak bazı özellikli işlemlerde daha deneyimli merkezlere ihtiyaç olabiliyor. O yüzden hastaların buraya yönlendirilmesi en doğru yol olarak ortaya çıkıyor. Ama basit bir mitral kapak ameliyatı içinde herhangi bir hastamızın ülkemizin en doğusundan en batısına gelmesine veya en güneyinden İstanbul'a kadar zahmet etmesine de gerek yok. Oralara yapılan merkezlerde de aynı ameliyatlar başarıyla gerçekleştirilebiliyor."

Prof. Dr. Mehmet Kaan Kırali, Türkiye'deki tüm kalp cerrahisi merkezlerinin Sağlık Bakanlığı tarafından denetim altında tutulduğunu, bu merkezlerde çalışan hekimlerin becerilerinin yeterli düzeyde olduğunu belirterek, "Zaten ameliyatı aksi takdirde gerçekleştiremezler. Açık kalp cerrahisi yapılan tüm merkezlerdeki arkadaşlarımız bu ameliyatları rahatlıkla başarabilecek durumdadırlar. Ama özel bir işlem olarak gördüğümüz tamir işlemleri, ikinci bir ameliyat veya takılan kapakta bir kaçak olması gibi bazı özel durumlarda hastanemiz gibi büyük merkezlere yönlendirilmesinde tabii ki faydalar var." ifadelerini kullandı.

Manşetler

DUYURU-4