Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. H. Göknur Tekin, günümüzde insan hayatını tehdit eden en önemli hastalık grubunun başında kalp-damar hastalıklarının geldiğini belirterek, "Türkiye'de yılda 300 bin kişi kalp krizi geçiyor ve bunların üçte biri hayatını kaybediyor. Bazı yaşam tarzı değişiklikleri ile bu ölümlerin birçoğu önlenebilir" dedi.
Başkent Üniversitesi Adana Dr. Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Merkezi Çukurova Poliklinikleri Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. H. Göknur Tekin, yaptığı açıklamada, genetik faktörler, ilerleyen yaş, sigara, diyabet, yüksek tansiyon, kolesterol, stres, obezite ve hareketsizliğin kalp-damar hastalıklarının oluşmasında önemli etkenlerden bazıları olduğunu, çevre ve hava kirliliği gibi etkenlerin de kardiyovasküler hastalık gelişimine katkıda bulunduğunu söyledi.
Tekin, kalp-damar hastalıklarında toplumun bilinçlenmesi gerektiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Buradaki en temel nokta, kalp hastalıklarının bir kader olmadığının bilinmesidir. Halkımızda şöyle bir kanı var, 'Bizde genetik yatkınlık var, ne yapsak fayda etmez' bu tamamen yanlıştır. Kalp hastalıkları birçok etkenin bir araya gelmesi ile ortaya çıkan bir rahatsızlıktır. Hiçbir zaman tek bir sebep bunun nedeni değildir. Genetik faktörler ise bu kadar çok sebepten sadece bir tanesidir ve etkisi tek başına çok fazla değildir. Bizim hayatımızda yapacağımız birkaç değişiklik ile birçok risk faktörünü engelleyebiliriz. Dünya Sağlık Örgütü uygun yaşam tarzı değişiklikleri ile kardiyovasküler ölümlerin dörtte üçünün önlenebileceğini belirtmektedir. Hiçbir ilaç, ameliyat stent, balon ya da anjiyo bir kişinin yaşam tarzındaki yaptığı değişikliklerinin yerini tutmaz. Yaşam tarzı değişiklikleri ile risk faktörlerinin düzeltilmesi her şeyden önemlidir."
"Türkiye'de koroner arter hastalığı sıklığı Avrupa'ya göre daha fazla"
Avrupa'daki ülkelere göre kalp rahatsızlarının görülmesinde Türkiye'nin çok önde olduğunu söyleyen Prof. Dr. Tekin, "Uzun ve sağlıklı bir yaşam için kalp sağlığının korunması büyük önem taşıyor. Yaşam tarzınızda yapacağınız küçük değişikliklerle hem kalp hem de genel sağlığınızı korumanız mümkün. Bunların başında doğru beslenmek geliyor. Sebze, meyve, tam tahıllı, lifli gıdalardan zengin beslenmek, haftanın iki günü balık tüketmek kalp damar hastalıkları oluşmasını engelleyecek en önemli faktörlerden birisidir. Trans yağlardan uzak durulmalı, mümkünse işlenmiş gıdalar hiç tüketilmemeli. Bunun yanında mümkün olduğunca un, şeker, tuz ve işlenmiş gıdalardan tüketmekten kaçınmak gerekiyor " diye konuştu.
"Hareketsiz yaşam kalp krizine zemin hazırlıyor"
Toplumun günümüzde teknolojinin sunduğu otomobil, yürüyen merdiven ve asansör gibi imkanlar nedeniyle gün geçtikçe daha az hareket ettiğini sözlerine ekleyen Tekin, "Oysa fiziksel aktivite azlığı ve fizik kondisyon yetersizliği kalp damar hastalıklarının oluşumunda önemli bir risk faktörüdür. Asansör yerine merdiven kullanılmalı, yakın yerlere araba ile gitmek yerine yürüyüş tercih edilmelidir. Kalp sağlığınız için haftanın en az 5 günü 30-45 dakika egzersiz yapmaya özen gösterilmesi gerekiyor. Bunun yanında stres ve depresyon kalp damar hastalıklarının oluşma riskini artırıyor. Günümüzde sigara önlenebilir ölüm sebepleri içinde ilk sırayı almaktadır. Kesinlikle sigarayı bırakmak gerekiyor hatta pasif içici bile olmamak gerekiyor. Bu konuda kişilerin çok daha dikkatli olması gerekiyor" şeklinde konuştu.