Sağlık Bakanı Recep Akdağ, 11. Marka Konferansı'nda Excel İletişim Başkanı Figen İsbir ile birlikte kapalı alanlarda sigara içilmemesine yönelik ''dumansız hava sahası'' kampanyasına ilişkin Yavuz Oğhan'ın sorularını yanıtladı.
Siyasette iletişimin önemini öğrendiklerini belirten Akdağ, yine de birçok durumda bu işin profesyonelleriyle çalışılması gerektiğini, sigarayla ilgili kampanyayı da bu çerçevede profesyonel bir ekiple yürüttüklerini anlattı.
Kampanyada iletişim ekibiyle iyi bir diyalog kurduklarını ve birbirlerini anlamaya çalıştıklarını ifade eden Akdağ, kapalı alanlarda sigara içilmemesine yönelik kanun yapıldığında buna insanların sahip çıkmasını istediklerini vurguladı.
Türkiye'de genellikle ''kanun yapılır, ancak insanlar onu çiğner'' şeklinde bir yaklaşım olduğunun altını çizen Akdağ, ''Burada şunu düşündük; toplum bu işin arkasında durursa bu iş çözülür. Sigara içmeyenleri korumak istediğimizi anlatmalıyız. Türkiye'de yüzde 70 insan sigara içmiyordu. Sigara içenler sigara içmeyenlere zarar veriyordu. Pasif içicilerin içenlerden dolayı zarar görmemesi gerektiği algısını oluşturmayı hedefledik'' diye konuştu.
Sağlık Bakanı Akdağ, ''Bu işin siyasi maliyeti oldu mu? Bunu düşündünüz mü?'' sorusuna, ''Elbette oldu. Ama doğrusu bizi güçlü kılan Başbakan'ın kararlılığıdır. Siyasal kararlılık olmasa kampanyayla bu işler olmaz. Bana kampanyadan dolayı hiçbir sigara şirketi gelmedi. Ama ikram sektörü bize bu konuda çok geldi. Toplantılar yaptık'' dedi.
Sigarayla ilgili alınan karara uygun olarak denetimleri artıracaklarını ve başka kurallar koyacaklarını bildiren Akdağ, ''Türkiye, sağlık dönüşümünü başarıyla gerçekleştirirken şöyle bir noktayı yakaladık; az gelişmiş ülkelerin boğuştuğu birtakım sıkıntılarla artık biz boğuşmuyoruz. Şimdi kişilerin sağlıklı yaşamını teşvik edecek diğer alanlara yöneliyoruz. Sigara bunlardan ilkiydi. Bir de hijyen kampanyası var. Türkiye'de insanların artık yüzde 63'ü ellerini doğru ve düzenli olarak yıkıyor'' ifadesini kullandı.
Exel İletişim Başkanı Figen İsbir de kampanya için Sağlık Bakanlığının kendilerine iyi bir zemin ve çalışma ortamı sağladığını vurgulayarak, ''Sigara içenlere kızmadık. 'Sigara yasağı, sigara içerseniz şu kadar zarar görürsünüz' demedik. Bunun yerine 'dumansız hava sahası' diye bir kavram yarattık'' dedi.
Kampanyada her türlü iletişim kanalından yararlandıklarını belirten İsbir, pasif içiciler ile aktif içiciler arasında bir tartışma, gerilim çıkarmamaya özen gösterdiklerini, iki tarafın da birbirine zarar vermeyecek şekilde uzlaşmasını sağlamayı amaçladıklarını söyledi.
-''TÜRKİYE'DE SİGARA İÇMEK ZORLAŞTI''-
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, yaptıkları anketin sonuçlarına göre, kampanyadan sonra katılımcıların yüzde 93-95'inin olumlu tepki verdiğini, hatta sigara içenlerin bile yüzde 85'inden destek gördüklerini kaydetti.
Akdağ, şöyle konuştu:
''Bir de sigara içmek zorlaştı Türkiye'de. Eskiden ergen için sigaraya başlamak bayağı bir itibar meselesi sayılırdı. Bana zaman zaman soruyorlar, 'hiç sigara içtin mi?' diye. Babam 1970'li yıllarda, ben üniversiteye başladığımda parlamentodaydı. O zaman TBMM sigarası diye sigara vardı. Silahlı Kuvvetlerin biz askerlere tayinle beraber sigara dağıttığını da biliyoruz. O dönemde benim TBMM sigaralarından cebime koyup okula gittiğim oldu. Bir itibar meselesiydi. Şimdi biz Türkiye'de sigara içmeyi, artık çekinilecek, pek de hoş olmayan bir iş haline kanaatimce getirdik. İşte koca plazalarda, devletin resmi dairesinde çalışan insanlar sigara içeceği zaman dışarıya çıkıyorlar. Bir önceki Genelkurmay Başkanı ile bir iş için görüşmemiz olmuştu Genelkurmay'da, o zaman da o iyi bir içiciydi, Sayın Özkök. İnşallah bırakmıştır. O zaman konuştuk, kendisi dedi ki 'Vallahi ne yapacağız, bahçeye inip bahçede içeceğiz'...''
Bu işin tutmasındaki en önemli sebebin kampanya ile beraber ''Biz sigara içemeyenlerin hukukunu koruyacağız, buna kararlıyız, bundan geri adım da atmayız'' tavrı olduğunu vurgulayan Akdağ, ikisi yan yana gelince işin tuttuğunu belirtti.
-''ÜÇÜNCÜ KONUMUZ ŞİŞMANLIK''-
Türkiye'nin artık gelişmiş ülkelerin sorunlarını yaşayan, göğüsleyen ve onları çözmesi gereken bir ülke olduğunu ifade eden Akdağ, toplumun sağlığını korumak için üç ana konu olduğuna işaret ederek, ''Bunlardan biri sigaraydı. Çözdük diyemeyiz, ama çözüm yolundayız, başarılıyız. İkincisi hijyen dedik, el yıkama burada birincil önem taşıyor. Orada da ciddi bir mesafe aldık. Üçüncü konumuz şişmanlık ve hareketsizlik. Şişmanlıkla birlikte diyabet... Bugün halkımızın yüzde 13'ünde diyabet var. Bundan 10 sene önce yüzde 7'sinde vardı. Dolayısıyla bizim mutlaka hareketsizliğe ve şişmanlığa toplumda bir çözüm bulmamız lazım. Kanaatimce bu sigaradan daha da zor bir şey. Çünkü sigara zararlı dediğiniz zaman herkes algılıyor, ama şişmanlığın, hareketsizliğin insan sağlığına bu kadar olumsuz etkisi olduğunu genellikle henüz tam algılayabilmiş değiliz'' diye konuştu.