Son yıllarda göbek çevresi ölçümüyle gündemden hiç düşmeyen şişmanlık sorunu, diyabet ve kalp damar hastalıklarına yol açması nedeniyle de önemle vurgulanan bir öncelik olmayı sürdürüyor. Araştırmalar erkekte bel çevresinde 102 santimetreyi, kadında ise 88 santimetreyi geçenler için tehlike sinyallarinin çaldığını söylese de, son yıllarda yapılan çalışmalar erkeklerde bu sınırı 94 santimetreye, kadınlarda ise 80 santimetreye kadar indiriyor.
Acıbadem Fulya Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Rüştü Serter, “Metabolik Sendrom” olarak adlandırılan, içinde kalp damar hastalığı, diyabet, yüksek tansiyon, kan yağları yüksekliği, gizli şeker gibi sağlık sorunlarını barındıran riskler demetinde en önemli ölçümün bel çevresindeki kalınlık olduğunu vurguluyor. Türkiye’de erkeklerde 94, kadınlarda 80 santimetrelik bel çevresi dikkate alındığında her 2 erkekten birinin şişman olmasına karşın, her 3 kadından ikisinin şişman olduğunun ortaya çıktığını söylüyor. Bu ölçüme göre erkeklerde şişmanlık oranı yüzde 45, kadınlarda ise yüzde 73 gibi dramatik oranlara ulaşıyor.
“Metabolik Sendrom” adı verilen riskler demetinin bir hastalık olarak tanımlanmasının gerekçesini insanların büyük kısmının diyabet, kalp damar hastası olması ve bu hastalıklardan hayatlarını kaybetmeleri olarak açıklayan Doç. Dr. Rüştü Serter, şunları söylüyor:
“Diyabet ve kalp damar hastalıklarını önlemek için risk önleyici tedaviler uyguluyoruz. Eğer kişide metabolik sendrom varsa kalp damar hastalığı ve diyabet riskinin ortaya çıkma riski 3-4 kat artıyor. Bu riski azaltmak için bel çevresi ölçümü ve gerekirse vücuttaki yağ oranının tesbitiyle işe başlamak ve mevcut ise kolesterol düzeyinde, kan basıncında yükselme, şeker metabolizmasındaki bozukluklara karşı önlem almak gerekiyor.”
İNSÜLİN DİRENCİ HASTALIKLARI DAVET EDİYOR
İnsülin direnci ve buna bağlı yükselen kan şekeri damar kalitesini bozuyor, kişide damar sertliği gelişiyor, uzun vadede kalp damar hastalığına yol açıyor. Abdominal Obezite olarak adlandırılan karın çevresi şişmanlığı ve buna bağlı gelişen insülin direnci, metabolik sendromun merkezindeki esas bozukluk. Diğer yandan ise insülin direnci kilo vermeyi zorlaştırmaktadır. İnsülin direnci sorununu aşmak için yaşam tarzı değişikliği yapmak gerekiyor. Sağlıklı beslenmeyi ve düzenli egzersizi ömür boyu yaşamın bir parçası haline getirmek önem taşıyor. Bu yöntemleri belli süre uygulayıp bıkıp yarıda bırakmak kısır döngüye ve tedavide başarısızlığa neden oluyor.