Türkiye'de 40 Yaş Altı Meme Kanseri Daha Fazla!

KadıköyŞifa Ataşehir Hastanesi Meme Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Münire Kayahan, meme kanserinin görülme sıklığı, teşhisi ve tedavisi hakkında bilgi veriyor!

40 yaştan itibaren yılda 1 kez mamografi yapılmalı!

Kadınlarda meme kanseri görülme sıklığı her geçen gün artmaktadır. Çalışmalar her 8 kadından birinde hayatının bir evresinde meme kanseri gelişeceğini göstermektedir. Ancak rutin muayeneler sayesinde meme kanserini erken aşamada teşhis ve tedavi etmek mümkün.

Kansere yakalanma riski yaşla artar. Ancak Türkiye gibi genç nüfusun yoğun olduğu ülkelerde 40 yaş altı meme kanseri batı toplumlarından daha fazladır. Bu nedenle 30 yaş üstü her kadına ayda bir kez kendi kendine meme muayenesi yapması ve senede bir meme cerrahı tarafından muayene önerilmektedir. Kendi kendine meme muayenesi için en uygun dönem regl başladıktan sonraki 5.-7. günlerdir. Ayna karşısında meme cildinde ya da meme başında çekinti, kabarıklık, kızarıklık gibi değişiklikler olup olmadığı araştırılmalı ve ardından elle meme ve koltuk altlarında kitle aranmalıdır.

Tarama mamografisi 40 yaşından itibaren senede bir kez yapılmalıdır, 38 yaşında referans amaçlı bir kez çekim önerilmektedir. Özel risk faktörleri varlığında mamografi yaşı daha erkene çekilebilir, mamografi dışı yöntemler taramaya eklenebilir ya da mamografi yerine başka yöntemlerden yararlanılabilir.

Ailesel meme kanseri, kanser vakalarının yaklaşık %10'undan sorumludur. Genetik testlerle kanser geliştirme riski olan kadınlar tespit edilip cerrahi ya da medikal tedavilerle kanser gelişimi önlenebilmektedir. Diğer meme kanseri vakalarında ise, çok fazla değiştirilme imkanı bulunmayan kişisel ve çevresel faktörler rol oynamaktadır.

Meme kanseri, 40 - 59 yaş grubundaki kadınlarda kansere bağlı ölümlerin ana nedenidir. Ancak kanser taramalarında mamografinin yaygın kullanımı ile 50 yaş üstü kadınlarda meme kanserinden ölümlerde %35 azalma sağlanmıştır. Elli yaş altı kadınlarda ölüm oranındaki azalma daha fazladır. Bu durum senede bir çekilecek mamografi ile hem kanserin çok erken evrede yakalanabilmesine hem de öncü lezyonların tespit edilip kanserleşmeden çıkartılmasına bağlanmaktadır.

Çoğu vakada lezyonun kendisinin çıkartılması yeterlidir, bazı özel durumlarda memenin alınması gerekebilir. Koltuk altındaki lenf düğümleri ameliyat esnasında özel bir yöntemle değerlendirilir ve gerekmedikçe lenf düğümleri temizlenmez. Sonrasında hastalığın tekrarlamasını önlemek için kemoterapi, radyoterapi ve hormonoterapi gibi ek tedaviler uygulanabilir. Sağ kalım çok iyidir.

Hamilelik ve emzirme döneminde de meme kanseri ortaya çıkabilir!

Çalışmalarda 30 yaş altında gebe kalmanın ve emzirmenin meme kanserine karşı koruyucu olduğu gösterilmiştir. Ancak bu, gebelikte ve emzirme döneminde meme kanseri görülmez, demek değildir. Memede var olan ufak bir lezyon hormonların etkisi ile gebelikte hızla büyüyebilir ve çoğu zaman süt ile dolu irileşmiş memede fark edilmeyebilir. Bu durum gebelikte meme kanserinin ilerlemiş aşamalarda tespit edilmesine yol açar. Dolayısıyla gebelik ve emzirme döneminde kendi kendine meme muayenesi ve doktor takipleri aksatılmamalıdır. Ultrasonografi gebe ve emziren kadınlarda güvenle kullanılabilir ve lezyonlar bu dönemde de erken tespit ve tedavi edilebilir.

Erkek meme kanserinde son yıllarda % 25 artış tespit edildi!

Meme kanserinin 100 erkekten birinde, ortalama 65 yaşta, görüldüğü bilinmektedir. Ancak son yıllarda erkek meme kanseri görülme oranlarında %25 artış tespit edilmiştir. Geç başvuru nedeniyle genellikle ilerlemiş halde tespit edilmektedir. Bu nedenle erkeklerin de kendi kendine meme muayenesini öğrenmesi ve memede ya da koltuk altında bir sertlik fark etmeleri durumunda mutlaka cerrahi uzmanı tarafından değerlendirilmeleri önerilmektedir.

Unutulmamalıdır ki, meme kanseri erken tanı ile tedavi edilebilen bir hastalıktır. Sağ kalım çok iyidir. Erken tanıda önemli olan ise kendi kendine meme muayenesi ve meme cerrahı kontrollerinin aksatılmaması, istenen radyolojik tetkiklerin yapılmasıdır.

Manşetler

DUYURU-4