Türkiye yaşlanıyor!

Türkiye’de yaşlanmanın masaya yatırıldığı “Akademik Geriatri 2010 Kongresi'nde çok önemli açıklamalar yapıldı.

Türkiye’de yaşlanmanın masaya yatırıldığı “Akademik Geriatri 2010 Kongresi “kapsamında düzenlen basın toplantısına konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. Servet Arıoğul, Doç. Dr. Mustafa Cankurtaran, Prof. Dr. Mehmet Akif Karan, Doç. Dr. Teslime Atlı ve Doç. Dr. Meltem Halil önemli açıklamalarda bulundular.

Akademik Geriatri 2010 Kongresi Başkanı Prof. Dr. Servet Arıoğul, yapılan araştırmalara göre toplumumuzda yaşlı nüfus oranının 2005 yılında yüzde 5.4 iken, 2010 yılında yüzde 7'e çıktığı bilgisini paylaşarak, “Bu rakamlar Türkiye'nin nüfusunun da dünyada yaşlı ülkeler arasına gireceğinin sinyallerini vermektedir” dedi. Ülkemizdeki yaşlılarda en sık görülen sağlık sorunlarının; hipertansiyon, şeker hastalığı, osteoporoz, kolesterol yüksekliği, Alzheimer hastalığı, depresyon, inme, kalp damar hastalıkları, idrar kaçırma, beslenme bozuklukları ve bası yaraları olduğunu belirten Sayın Arıoğul, “Türkiye’de şu an sadece 26 geriatri uzmanının bulunduğuna dikkat çekerek bu sayının yetersiz olduğunu, en az bin civarında geriatri uzmanına ihtiyaç duyulduğunu” söyledi.

Kongre Genel Sekreteri Doç. Dr. Mustafa Cankurtaran konuşmasında çarpıcı konulara değindi; Ülkemizde 500.000 civarında Alzheimer hastası olduğunu ancak bu hastalardan sadece 50.000 kadarına teşhis konulup tedavi altına alındığını bildiren Dr. Cankurtaran, diğer hastaların hastalıklarının farkında olmadıklarına dikkat çekti. Alzheimer daha sık 74 yaş üstü kişilerde, düşük eğitim seviyesinde görülüyor. Sudoku ve diğer bulmaca uğraşları, balık ve siyah üzüm çekirdeği hafızayı koruyor.

Doç. Dr. Mustafa Cankurtaran, ayrıca yaşlıların önemli sorunlarından uykusuzluğa da değinerek yaşlı kişilerin günde 5 saat gece uykusu almasının sağlıklı olduğunu vurguladı. Gece uyku uyuyamamaktan yakınan yaşlıların, gün içerisinde şekerleme diye tabir edilen 10-15 dakikalık uyku halinin 2.5 saat gece uykusundan çalmaları anlamına geldiğini ifade eden Dr. Cankurtaran, uykusuzluktan yakınan yaşlılara gece geç yatmaları ve uyku dışında kalan zamanı bir meşguliyetle geçirmelerini önerdiklerini söyledi.

Yaşlılarda depresyona da değinen Doç. Dr. Mustafa Cankurtaran, ekonomik kaygılar, kendi kendine yetememe hissinin depresyon nedenlerinden başlıcaları olduğunu ve bu durumunun ciddiye alınarak mutlaka uzmana gidilmesi gerektiğini belirtti. “Depresyon yaşlılarda daha çok görülmektedir” dedi.

Başka bir önemli konu olarak da besin destek ürünlerine değinen Dr. Cankurtaran, “yaşlılarda özel bir neden olmadıkça, genel sağlık durumları gerektirmedikçe besin destek ürünlerine ihtiyaç olmadığını, sadece eksikliği durumunda B12 ve D vitamini almalarının yeterli oluğunu” söyledi.

Hacettepe Üniversitesi'nden Doç. Dr. Teslime Atlı ise, ülkemizde yaşlanmanın tam olarak bilinmediğine dikkat çekti. İnsanın doğarken yaşlanmaya başladığını ifade eden Dr. Atlı, " İnsanın yaşlanması yaşadığı sürece devam eder. Ancak iki kişi aynı şekilde yaşlanmaz. Hatta aynı kişinin organları bile aynı anda yaşlanmaz" diye konuştu. Dr. Atlı, önce damar sisteminin yaşlanmaya başladığını da sözlerine ekledi.

Dr. Atlı, "Yaşlanma durdurulamaz ama yavaşlatılabilir. Yaşlanmanın hızını ve şeklini genetik belirliyor. “Bu nedenle ‘Ben nasıl yaşlanacağım?’ sorusunun yanıtını anneniz ve babanız şeklinde verebiliriz" dedi. Dr. Atlı, yaşlanmanın yavaşlatılabilmesi için genetik faktörler dışında kalan dış etkenlerin düzeltilmesi gerektiğini aktaran Dr. Atlı, "Sağlıklı beslenmeye özen gösterilmeli. Sigaradan uzak durulmalı. Kilo kontrol altında tutulmalı. Sebze ve meyve tüketimi arttırılmalı. Kemik üretiminden korunmak için tuz tüketimi azaltılmalı" dedi.

İstanbul Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Mehmet Akif Karan da toplum olarak huzur evlerinde yaşlılarımıza bakım konusunda isteksiz olduğumuzu oysa bazı yaşlı hastalarımızın mutlaka uygun bir yatılı kurumda bakım almaları gerektiğinin altını çizdi.

 

Manşetler

DUYURU-4