Türkiye, termal turizmde "rehabilitasyon üssü" olacak

Sağlık Bakanlığı, oluşturulacak "Termal Kür ve Rehabilitasyon Bölgeleri"ndeki termal tesislerde, kalp ameliyatı ya da protez operasyonu gibi uygulamalar sonrasında hastanın yeni yaşamına uyum göstermesini sağlayacak.

Sağlık Bakanlığı, günlük 700 bin yatak kapasitesine imkan tanıyan termal kaynaklarını sağlık hizmetinin verildiği "Termal Kür ve Rehabilitasyon Merkezleri" ile bu alanda dünyanın üssü olabilmek için harekete geçti.

Sağlık Bakanlığı Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürü Ömer Tontuş, AA muhabirine, Türkiye'nin sağlık turizmi açısından referans ülke haline gelebilmesi için yürütülen çalışmaların devam ettiğini söyledi.

Termal sağlık turizmi ile ilgili mevzuatın yetersiz olduğunun tespit edildiğini belirten Tontuş, "Mevzuat Komisyonu'nun hazırladığı termal kür ve rehabilitasyon bölgeleri dediğimiz 1 milyon metrekareden az olmayan alanlarda ve termal su kaynağı olan bölgelerde, organize sanayi bölgelerine benzer bir şekilde organize sağlık bölgelerinin yapılandırılması sağlanacak" dedi.

Bu alana ilişkin yeni mevzuat hazırlandığına değinen Tontuş, şu ifadeleri kullandı:

"Buralarda termal konaklama tesisleri yerine termal sağlık tesisleri diye isimlendirilen farklı konsepte işletmelerin açılması yönünde mevzuat hazırlandı ve söz konusu mevzuatın uygun olduğuna karar verildi. Buralar, aynı zamanda hastane ruhsatına da sahip olacak ancak cerrahi ameliyatlar yapılamayacak, klinikler bulunmayacak. Özellikle by-pass, kalp nakli, damar hastalıklarına ilişkin cerrahi operasyonlar sonrasında, hastanın hastaneden taburcu olduktan sonra, yeni hayatına uyum sağlayabilmesi için bir süre rehabilitasyon merkezinde kalması gerekiyor.

Örneğin, by-pass ameliyatı olan bir kişi, 2 gün yoğun bakımda ve 8 gün serviste kaldıktan sonra 10. gününde taburcu ediliyor. Bu hastaların, yeni damar, yeni kalp ameliyatı sonrasında yeni bir hayata alışmaları için yaklaşık bir ay rehabilitasyon merkezinde kalması gerekiyor. Termal sağlık tesisisin açılması ile bu imkanlar, Türkiye'de sağlanmış olacak. Türkiye, buraların hizmet vermeye başlamasıyla, özellikle Ortadoğu ve Doğu Avrupa'da referans ülke haline gelecek."

Tontuş, "termal tesisleri için gelecek üç yıl içinde toplam 40 bin yatak kapasitesine ulaşılmasının" öngörüldüğünü anlatarak, mevcut tesislerin şu an için önemli bir kısmının atıl durumda olduğunu, yapılacak çalışmalarla buraların sağlık turizmine kazandırılacağını bildirdi.

- "Türkiye, dünyanın önemli rehabilitasyon üslerinden birisi olabilir"

Ömer Tontuş, dünya genelinde olduğu gibi Türkiye'de yaşlı nüfusun her geçen gün arttığına dikkati çekerek, bu gruba giren kişilerin en sık kansere bağlı operasyon, diz, omuz ve kalça gibi eklem protezleri ameliyatları yaptırdığını söyledi.

Bu tür ameliyatlardan sonra hastalara bir süre rehabilitasyon sürecinin gerekli olduğunu vurgulayan Tontuş, "Kanser ameliyatları sonrasında, kişinin vücudunun uyum sağlayabilmesi için rehabilitasyon gerekiyor. Örneğin, bağırsağının bir kısmı alınan kişinin uyum sağlayabilmesi çin diyet programı ve rehabilitasyonu lazım" diye konuştu.

"Türkiye, bu tesisler açısından dünyanın önemli rehabilitasyon üslerinden birisi olacak" diyen Tontuş, şöyle devam etti:

"Türkiye'de yaklaşık bin 500 kullanılabilir termal kaynak var. Ülkemiz, Himalayalardan başlayıp Hırvatistan'a kadar giden bir fay hattı üzerindeki termal kaynaklarıyla Avrupa'nın en önemli termal merkezidir. Bu kaynakların tamamına yakını tesis yapılabilme özelliğine sahiptir. Oysa, Japonya gibi ülkelerde termal kaynaklar tesis yapılmasına uygun koşullara sahip değildir.

Türkiye'de yapılan araştırmalara göre, mevcut su debisi ile şu anda herhangi işlem yapılmadan çıkan ve doğaya salınan termal kaynaklarımız, günlük 700 bin yatak kapasitesini sağlayabiliyor. Dünyanın ihtiyacı yaklaşık bir milyon yatak kapasitesidir. Bu durumda Türkiye, termal tesislere bağlı rehabilitasyon hizmetlerinin önemli bir kısmını verebilecek durumda. Ancak şu ana kadar bununla ilgili bir hazırlık yapılmamıştı. Artık hazırlıklarımız tamam."

- "Yasal süreç başladı"

Tontuş, mevzuat komisyonu tarafından çalışmalar yürütüldüğüne dikkati çekerek, bu kapsamda ilk olarak termal kür ve rehabilitasyon bölgelerinin oluşturulacağını ve "Rehabilitasyon Amaçlı Kür Kliniği Konaklama Merkezleri (REHA-Klinik)" beş yıldızlı otellerde özellikle ameliyat, inme, felç, kronik ve nörolojik hastalıklar sonrası fiziksel aktivite gücünü kaybetmiş hastalara hizmet verilmesinin sağlanacağını bildirdi.

Bu otellerde, kalp hastaları için kardiyolojik rehabilitasyon, özellikle KOAH ve astımlılar için solunum rehabilitasyonu, obezite sorunu yaşayanlar için yeme alışkanlıkları rehabilitasyonu gibi alt başlıklarda hizmet verileceğini de vurgulayan Tontuş, otellerinin bağımsız bir bölümünde "Fizik Tedavi Rehabilitasyon Klinikleri'nin inşa edileceğini söyledi.

Tontuş, şunları kaydetti:

"Hastalar, rehabilitasyon hizmetlerini alırken aynı zamanda termal suyu kullanarak tamamen hekim kontrolünde tıbbi bakım altında tedavi edilecek.

Bu, Türkiye için bir ilk. Daha önce rehabilitasyon klinikleri denilen konaklama tesisi yapılmamıştı. Bunun, mevzuatı ile ilgili ön taslak, Sağlık Turizmi Koordinasyon Kurulu tarafından kabul edildi. Şu anda yasal süreci başladı."

Manşetler

DUYURU-4