Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinoloji Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. A. Kemal Topaloğlu ve ekibi, insanlarda ergenlik sürecinin başlamasını engelleyen bir gen bozukluğunu buldu. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinoloji Bilim Dalı’na ait bir laboratuvarda, klinik görevlilerinin yanı sıra doktora öğrencisi Leman Damla Kotan ve yüksek lisans öğrencisi Macide Burcu Kekil’le birlikte çalışmalarını sürdüren Prof. Dr. A. Kemal Topaloğlu, ergenlik sürecinin başlamasını engelleyen gen bozukluğunu saptadı.
Konuyla ilgili makale dünyanın en saygın tıp yayını olarak gösterilen ’The New England Journal of Medicine’ adlı dergide yayımlandı. Prof. Dr. Topaloğlu, “Yaşıtları gibi memesi belirginleşmeyen genç kızlar veya sakalı-bıyığı çıkmayan erkekler var. Dünyada her 10 bin kişiden birinde ergenlik sürecine girememe sorunu var. Buna gen bozukluğu neden oluyor. Buluşumuz sayesinde ergenlik sürecinin başlangıcıyla ilgili önemli bir adım atılmış oluyor” dedi.
'NASIL GELİŞTİĞİ ÖNEMLİ'
TÜBİTAK’tan alınan 320 bin liralık destekle çalıştıklarını anlatan Prof. Dr. Topaloğlu, çalışmasının cinsiyetle ilgili kanser türlerinin tedavisinde de önemli bir adım olabileceğini belirtti. Ergenlik süreci başlamayan kişilerin kendi cinslerine ait özellikleri kazanamadıklarını kaydeden Prof. Dr. A. Kemal Topaloğlu, “Bu kişi kız ise meme dokusu gelişmiyor, erkekse sakalı-bıyığı çıkmıyor, kasları gelişmiyor, boyları uzamıyor. Bu insanlar psikolojik olarak bu durumdan çok rahatsız oluyor. Akranları gibi olamıyorlar. Ergenlik süreci gelişmediği için doğal, tedavisiz şekilde çocuk sahibi olma yeteneği kazanamamış oluyorlar” diye konuştu.
“Ergenlik sürecine girmemeye neden olan sorumlu geni bulmaya çalışıyoruz. Üç yıl önce bu sistemde iki genin rolünü ortaya koymuştuk. Son zamanlardaki çalışmamızda ise KISS1 adlı bir gendeki bozukluk nedeniyle bazı insanlarda ergenlik sürecinin gelişmediğini saptadık. Buluş, ’İnsan vücudunda sistemler nasıl işliyor?’ sorusuna bir yanıt veriyor. Soruna neden olan bu genin kodladığı protein, kisspeptin adlı proteindir. Bu kisspeptin adlı molekülünün benzerleri üretilerek, hastalar için ilaç olarak kullanılabilir. Ergenlik süreci gelişmemiş kişilere, bu kisspeptin adlı protein verilerek ergenlik süreci geliştirilebilir.
Bu kisspeptinin tersi bir molekül üretilerek, erken ergenlik sürecine girmiş kişilerin tedavisinde ilaç olarak kullanılabilir. Doğum kontrol yöntemi olarak kullanılabilir. Bazı kanser türleri, özellikle kadınlarda meme, erkeklerde prostat kanserine karşı insanda cinsiyet hormonlarının üretimi durdurularak bu kanserlerin ilerlemesi yavaşlatılabilir. Ama bizim temel amacımız, insanda tam olarak nasıl olduğu anlaşılamayan ergenlik sürecinin nasıl geliştiği konusunu aydınlığa kavuşturmaktır.”
TÜBİTAK’TAN 320 BİN LİRA
Ergenlik süreciyle ilgili olarak bilimsel anlamda çalışan ABD’de Harvard Üniversitesi’nde ve Paris’te büyük bir grup olduğunu anlatan Prof. Dr. Topaloğlu şöyle devam etti: “Onlarla rekabet halindeyiz. TÜBİTAK’tan aldığımız maddi destek 320 bin lira. Dünya düzeyindeki araştırmaların biraz özveriyle ülkemizde de yapılabileceğini düşünüyorum. Ama çalışmalarımız daha büyük desteklerle sürerse, yanıtını aradığımız sorulara daha kısa sürede yanıtlar buluruz. Özellikle genç kuşaktan bilim insanlarını bilimsel üretim sürecine katılmaya çağırıyorum.”