"Tüp bebekle ilgili gelişmeler nereye varacak?" sorusunun artık yeni bir yanıtı var: "Hapla tüp bebek tedavisi." Yöntemin uygulanması için anne adayının düzenli adet görmesi yetiyor. Böylece klasik tüp bebek tedavisindeki enjeksiyon uygulaması ve bebek sahibi olmak isteyen çiftlerin maddi ve psikolojik yıkımları ortadan kalkıyor.
Tüp bebek, ilgi ve rağbetin gündemden düşmediği ve tüm gelişmelerin dikkatle izlendiği bir alan. Çocuk sahibi olmak isteyen çiftler için her gün bir yenisinin eklendiği son gelişmeler, özellikle anne adaylarına önemli avantajlar sunuyor. Bu gelişmelerden bir tanesinin de anne adayına uygulanan ve enjeksiyon tedavisini ortadan kaldıran, "Haplı tüp bebek tedavisi" olduğu belirtiyor.Türkiye'de kısa süre önce uygulanmaya başlanan yöntem, bir yandan az ilaç kullanımı sağlarken, diğer yandan da anne adaylarını ilaç tedavisinin yan etkilerinden koruyup tedavi maliyetlerini düşürüyor. Dr. Hakan Özörnek, pek çok çiftin son dönemde bu yöntemle tedavi olmaya başladığını ve artık yumurta sayısının değil, kalitesinin önem taşıdığının anlaşıldığını söylüyor. Hapla tüp bebek tedavisinin düzenli adet gören her kadına uygulanabildiğini belirten Özörnek, " Japonya ve Kore'de tüp bebek hastalarının neredeyse yarısının bu yöntemi tercih ettiğini belirtiyor. Özörnek'e göre, bu yöntem kendilerine enjeksiyon uygulanan ve iğne olmaktan çekinen kadınların duydukları korkudan kurtulmalarının yolunu açıyor.
SEÇİMİ DOĞA YAPIYOR
Tüp bebek tedavisinde daha önceki amacın, birden fazla yumurta üretip daha çok yumurta döllemek olduğuna, hapla tüp bebek tedavisinin ise bu anlayışı yok ettiğine dikkat çeken Özörnek, "Kadınlar her adet döneminde bir yumurta üretiyor ve yumurtluyor. Klasik tüp bebek tedavisindeki amaç ise birden fazla yumurta üreterek daha fazla yumurtayı döllemek"diyor. Bunun için kullanılan ilaçlar hem yan etki bakımından hem de enjeksiyon tedavisinin beraberinde getirdiği sorunlar yüzünden hastalarda bazı rahatsızlıklara neden olabiliyor. Hapla Tüp Bebek yönteminde ise kadınların normal adet dönemlerinde oluşacak olan yumurtaları basit bir hap tedavisi ile destekleniyor ve bir anlamda doğanın seçtiği yumurtaya tüp bebek işlemi uygulanıyor. Burada önemli olanın yumurtanın ilaç zoruyla değil tamamen doğal olarak seçilmesi olduğu belirtiliyor. Ancak bu yöntemin uygulanabilmesi için anne adayının yumurta rezervinin iyi durumda olması gerekiyor.
YAN ETKİLER ORTADAN KALKIYOR
Hapla tüp bebek tedavisi, özellikle anne adayları için çok sayıda avantaj içeriyor. Dr. Hakan Özörnek, yöntemin en olumlu yönünün karında şişlik, ağrı ve bulantı gibi yan etkilerin görülmemesi olduğunu belirtiyor. Hormon değerleri aşırı artmadığı için tedavi sürecinde kan testine gerek olmuyor. Sadece hap ve burun spreyi formunda ilaçlar kullanıldığı için yöntem sıfır enjeksiyonla, acısız ve stressiz olarak gerçekleşiyor. Dr. Özörnek, yumurta toplama işleminin 5 dakika sürdüğünü ve çok hafif anestezi kullanıldığı için hastaların operasyondan 15 dakika sonra taburcu edildiklerini belirtiyor.
ÇOĞUL GEBELİK RİSKİ YOK
Hapla tüp bebek tedavisini klasik tüp bebek tedavisinden ayıran bir başka özelliğin ise çoğul gebelik riskine yol açmaması olduğuna dikkat çekiliyor.
HAP ALIMINA ADETİN 2. GÜNÜ BAŞLANIYOR
Söz konusu hap, temelde meme kanseri tedavisinde kullanılmasına karşın kadınlarda yumurta geliştirici etkisinden de yararlanıldığı belirtiliyor. Dr. Hakan Özörnek, uygulamada herhangi bir yan etki görülmediğini, yöntemin ailesinde meme kanseri bulunan ve hormon değerlerinin yükselmesinden korkan kadınlar için de ideal bir çözüm olduğunu söylüyor. Hap alımına, adetin 2. veya 3. günü başlanıyor ve 5 gün süreyle günde 2 tane kullanılıyor. Bu süre ve dozajın, yumurta gelişimi için yeterli olduğunu söyleyen Özörnek, normal adet döngüsünde bir veya iki yumurta geliştiğini ve tüp bebek tedavisinin bu yumurtalarla yapıldığını söylüyor. Yumurta çatlatma iğnesi yerine ise özel bir burun spreyi uygulamasından yararlanılıyor ve böylece normalde yaklaşık 25 civarında iğneyle gerçekleştirilen tüp bebek tedavisi hiç iğne kullanmadan ve kan almadan tamamlanıyor.
Ceyda Erenoğlu / Gazete Habertürk