Tüp Bebek Tedavisi ile Dünyaya Gelen Bebekler Bazı Hastalıklara Daha mı Yatkın?

Yardımcı üreme teknikleri her geçen yıl gelişmekte ve başarı şansı giderek artmaktadır. Şimdiye kadar 6 milyon bebeğin tüp bebek (IVF) ile dünyaya geldiği tahmin edilmektedir.

Kadınların daha geç evlenmesi ve daha geç çocuk istemesi sonucu, son yıllarda yardımcı üreme tekniklerine (aşılama, tüp bebek) ihtiyaç artmıştır. Yardımcı üreme teknikleri her geçen yıl gelişmekte ve başarı şansı giderek artmaktadır. Şimdiye kadar 6 milyon bebeğin tüp bebek (IVF) ile dünyaya geldiği tahmin edilmektedir.

Son zamanlarda tüp bebek yöntemi ile dünyaya gelen bebeklerin bazı hastalıklara daha yatkın olabileceğinin bilim insanlarının dikkatini çekmeye başladığını belirten Doç. Dr. Deniz Ulaş konu ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Yardımcı üreme tekniklerinde bebek ve anne için en büyük riskin çoğul gebelik olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Deniz Ulaş, bu nedenle tüp bebek tedavisinde artık tek embriyo transferinin yapıldığını belirtti. Eskiden 3-4 embriyo transferi yapıldığını, günümüzde ise başarısız 2 tüp bebek tedavisi olan hastalar veya 38 yaş üstü kadınlara 2 embriyo transferi yapıldığını, bunun dışında kalan hastalara tek embriyo transferi yapıldığını açıkladı. Çünkü çoğul gebelik başlı başına hem anne hem de bebek için ciddi riskler oluşturuyor.

Çoğul gebeliğin riskleri:

1. Erken doğum

  Erken doğuma bağlı bebekte körlük, sağırlık, zeka geriliği, gelişme geriliği, akciğer problemleri ve ölüm görülebilir.

2. Düşük doğum ağırlığı

3. Gebelik şekeri

  Gebelik şekeri hem erken doğumu tetikleyebilir hem de bebekte doğuştan bazı sakatlıklara yol açabilir.

4. Gebeliğe bağlı hipertansiyon (Preeklampsi)

  Gebeliğe bağlı hipertansiyon erken doğuma, erken doğum da yukarıda sayılan prematürite komplikasyonlarına neden olabilir. Ayrıca preeklampsi durumunda bebeğin eşi erken ayrılabilir (dekolman plasenta). Dekolman plasenta da bebek ölümüne veya bebekte serebral palsiye (zihinsel, fiziksel gelişme geriliği) neden olabilir.

5. Doğum sonrası kanama

6. Sezaryen

Peki,tekil gebeliklerde durum nasıl? Yani tüp bebek tedavisi ile olan tekil gebeliklerle, doğal yollarla olan tekil gebeliklerin sağlığı arasında kısa ve uzun dönem sonuçları açısından fark var mı?

Tüp bebek gebeliklerinde erken doğum (<37 hafta) ve düşük doğum ağırlığı (<2500 gr) riskinin daha yüksek olduğunu belirten Doç. Dr. Deniz Ulaş Hızlı, tüp bebek tedavisi sırasında ne kadar çok ilaç kullanılırsa, yani östrodiol düzeyi ne kadar çok yükselirse bu risklerin de o kadar artacağını vurguladı.

Bu nedenle günümüzde suprafizyolojik östrojen düzeyi oluşturmamak için tüp bebek tedavisinde daha düşük doz ilaçlar kullanılmaktadır. Perinatal riskleri azaltmak için IVF tedavisinde ideali, 10-15 yumurtanın gelişmesi, yumurta sayısının 20’i geçmemesidir. Eğer 20 den fazla yumurta geliştiyse, hem gebelik şansını artırmak, hem OHSS’den korunmak, hem de perinatal riskleri azaltmak için; tüm yumurtaların dondurulup, diğer ay transferin yapılması önerilmektedir.

IVF bebeklerinin uzun dönem riskleri ile ilgili elimizde çok fazla data yok aslında, çünkü tüp bebek ile doğan ilk insan şu anda daha 41 yaşında. Yani uzun dönem sonuçlaren fazla 20-30 yaşına kadar olan dönemi kapsamaktadır. IVF tedavisinin, uzun dönemde çocukta bazı sağlık problemlerine yol açtığı ile ilgili spekülasyonlar olsa da, bununla ilgili kesin bilgi henüz yoktur.

IVF bebeklerinin ilerleyen yaşlarda karşılaşabileceği iddia edilen olası riskler

1. Obezite

2. Tip 2 diyabet

3. Hipertansiyon

4. Kalp damar problemleri

5. Doğuştan anomaliler

6. Kanser

7. Psikomotor gelişme geriliği

8. Düşük okul başarısı

9. Otizm

10. Dikkat eksikliği-hiperaktivite sendromu

Bazı çalışmalarda tüp bebek ile olan bebeklerin hayatlarının ileriki dönemlerinde obezite, tip 2 diyabet, hipertansiyon ve kalp damar problemlerinin daha sık görüldüğü saptanmıştır. Ama bu bulgu tüm çalışmalarda gösterilememiştir.

Tüp bebek tedavisinin fetüs üzerine olası zararlarını araştıran bazı çalışmalarda ise tüp bebekle dünyaya gelen bebeklerde doğuştan kalp anomalileri, genital ve üriner sistem anomalileri, mide-barsak sistem anomalilerinin daha sık görüldüğü gösterilmiştir. Yaşamla bağdaşmayan anomali olması durumunda da kürtaj ile gebeliği sonlandırmak zorunda kalınabilir. Ama anne-baba yaşı, sperm ve yumurta kalitesi gibi faktörlerin de doğuştan sakatlıklara yol açabileceğini hepimiz biliyoruz. Bu faktörler göz önüne alınarak çalışmaların sonucu tekrar analiz edildiğinde, doğuştan anomaliler ile ıvf arasında bir ilişki saptanamamıştır. Anomaliler için esas risk faktörünün kötü sperm ve yumurta kalitesi olduğu saptanmıştır.

Genetik veya çevresel faktörler sonucu genlerde ortaya çıkan epigenetik değişikliklerin kansere yol açtığını artık biliyoruz. Tüp bebek tedavisinde özellikle de İCSİ’nin bebeğin genlerinde epigenetik değişikliklere, bunun da IVF bebeklerinde kanser riskini artırdığı iddia edildi. Özellikle lösemi, lenfoma, retinoblastoma, böbrek tümörlerinin IVF çocuklarında daha sık görüldüğü bazı çalışmalarda gösterildi. Benzer epigenetik değişikliklerin agibi genetik rahatsızlıklara neden olabileceği ortaya atıldı.

2019 yılında yayınlanan ve 25000 çocuk üzerinde yapılan büyük bir çalışmada, tüp bebek ile dünyaya gelen çocuklar 21 yaşına kadar takip edildiler. Çocukluk ve ergenlik çağı kanserleri (lösemi, lenfoma, retinoblastoma, böbrek tümörü)açısından doğal yolla doğan çocuklarla kıyaslandılar. Ve sonuçlar, tüp bebek yoluyla dünyaya gelen çocuklarla, doğal yolla dünyaya gelen çocuklar arasında kanser gelişimi açısından hiçbir fark olmadığını gösterdi.

Bu çalışmanın şimdiye kadar yapılmış en büyük çalışma olduğunu belirten Dr. Deniz Ulaş, bu verilere göre şu anda tüp bebek tedavisinin bebeklerde kansere yol açtığının söylenemeyeceğini vurguladı. 

Birkaç çalışmada IVF bebeklerinin psikomotor gelişiminin yaşıtlarına göre daha geri olduğu, okul başarısının daha düşük olduğu, otizmin ve dikkat eksikliği hiperaktivite sendromunun daha sık görüldüğü bildirilse de diğer çalışmalarla bu sonuçlar desteklenememiştir. 

Sonuç olarak; tüp bebek ile dünyaya gelen bebeklerde daha sık görüldüğü iddia edilen bazı rahatsızlıklar; tüp bebek tedavisinden mi kaynaklanıyor? Yoksa, esas tüp bebek yapma nedeni olan ileri anne-baba yaşı veya kötü sperm-yumurta kalitesinden mi kaynaklanıyor? Sorusunun cevabının şu an ki verilere göre netlik kazanamadığını belirten Doç. Dr. Deniz Ulaş, kesin bilgiye ancak vaka sayısı arttıkça ve ıvf çocuklarının yaşları büyüdükçe ulaşılabileceğini vurguladı.

Detaylı bilgi için : https://drdenizulas.com

Instagram : https://www.instagram.com/doc.dr.denizulas/

Manşetler

DUYURU-4