TTB ve sağlık örgütleri IŞİD terörüne dikkat çekti

Türk Tabipleri Birliği sağlık alanındaki emek ve meslek örgütleri ile birlikte Ortadoğu’da artan şiddet ve kanlı saldırılara dikkat çekmek ve itirazlarını dile getirmek amacıyla 20 Temmuz Pazar günü Şanlıurfa’nın Suruç ve Birecik ilçelerinde basın açıkla

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Bayazıt İlhan, Merkez Konseyi Üyeleri Filiz Ünal İncekara, İsmail Bulca, Hüseyin Demirdizen, Şeyhmus Gökalp ve Hande Arpat ile birlikte bölgedeki tabip odalarının başkan, yönetici ve üyelerinin yer aldığı heyet ziyaretlerine Suruç’tan başladı.

Suruç Kaymakamı Abdullah Çiftçi’yi makamında ziyaret eden TTB ve tabip odaları ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) temsilcileri bölgede yaşanan sorunlar, IŞİD saldırıları, yaralıların durumları, Kobani’de durum, insani yardım ve tıbbi yardım konusundaki gereksinimler konusunda bilgi alıp görüş alışverişinde bulundular.

Kobani’nin IŞİD tarafından daha fazla saldırıya uğraması durumunda yaşanabilecek çok ciddi insanlık sorunlarına, göçlere, bulaşıcı hastalıklar başta olmak üzere sağlık sorunlarına dikkat çekildi. Suriye’ye gönderilen yardımlar arasında yer alması gereken tıbbi malzemelere ilişkin bilgi alışverişinde bulunuldu. Bölge’deki gergin havayı aktaran Kaymakam Çiftçi, olası büyük bir göçün boyutlarının tam kestirilemediğini, bu nedenle hazırlıklı olunamadığını belirtti. Olası sağlık sorunları ve çözümler konusunda bilgi sunulan Kaymakam Çiftçi, bölgenin artabilecek sağlık hizmeti ihtiyacı durumunda yetersiz kalacağı bilgisini aktardı.

Arkasından ziyaret ve basın açıklaması için Birecik ilçesine geçildi. Suriye sınırında bulunan Ziyaret Köyü’nde kurulan çadırlara destek ziyareti gerçekleştiren sağlık çalışanları burada beyaz önlükleri, flamaları ve dövizleriyle birlikte ortak basın açıklamasını yaptılar.

Burada okunan basın açıklaması metni aşağıdadır.

Kamuoyuna saygılarımızla duyururuz.

Türk Tabipleri Birliği

Merkez Konseyi

20 Temmuz 2014

BASIN AÇIKLAMASI:

Sağlıkçılar Sesleniyor: Yaşam Hakkı En Temel Haktır, IŞİD Çetelerini Durdurun!

Uluslararası senaryolara konu olan Ortadoğu’da yaşananlar, özellikle de Suriye’deki iç savaş, çeşitli şekillerde Türkiye’yi de etkiliyor. Türkiye, savaştan kaçanların sığındığı başlıca ülke konumundadır ve yaklaşık bir milyon sığınmacıyı barındırıyor. Yaşanan bu drama son zamanlarda ne yazık ki yeni boyutlar ekleniyor.

İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları devam ediyor. Aralarında çocuk ve kadınların da olduğu yüzlerce ölü ve yaralı var. Üstelik İsrail saldırıları hastaneler, ambulanslar dahil sağlık tesislerini de hedef alıyor. Gazze’de can pazarı yaşanıyor. İnsanlar yaşamsal ihtiyaç maddelerine de sağlık hizmetlerine de erişemiyorlar.

IŞİD adı verilen örgüte bağlı çeteleler tüm Ortadoğu’yu insanlık dışı saldırılarla tehdit ediyor. Türkiye’nin Musul Konsolosluğu’na saldıran örgüt aralarında bebek, çocuk ve kadınların da bulunduğu 49 yurttaşımızı rehin alındı ve  halen durumlarına ilişkin haber alınamıyor. Irak’ta bu örgütün kanlı saldırıları devam ediyor. Üstelik en ürkütücüsü Irak’ta bulunan kimyasal silahların bu örgütün eline geçtiği ifade ediliyor.

Suriye’nin kuzeyinde, Rojova’da Türkiye sınırına çok yakın olan, şu anda bulunduğumuz Suruç’un tam karşısında, Kobane bölgesi 2 Temmuz’dan beri IŞİD’in kuşatması ve saldırıları altında. Nüfusu son göçlerle birlikte 400.000’i bulan bölge daha önce de defalarca IŞİD tarafından saldırılara uğradı. Kobane’de gıda, ilaç başta olmak üzere pek çok eksiklik yaşanıyor. Su kaynakları IŞİD çetelerinin kontrolü altında. Toplam 10-15 adet doktorun hizmet verdiği bir hastanesi bulunan bölgeden yaralılar Suruç üzerinden Türkiye’ye getiriliyor. Getirilen yaralıların bir kısmında kurşun yarası olmaması, kimyasal silah kullanıldığı iddialarını güçlendiriyor. Yaşanan bu olağan dışı durum karşısında Suruç’taki sağlık hizmetlerinin de yetersiz kaldığı görünüyor.

Bu saldırıların sürmesi halinde yaralı sayısının artması söz konusudur. Ayrıca çatışmalardan kaçan insanların kitlesel olarak Türkiye’ye sığınması olasıdır. Bu durumda yerinden edilme ile birlikte ortaya çıkacak sorunların yanında savaş koşulları nedeniyle koruyucu sağlık hizmetinden (aşılama başta olmak üzere) yoksunluğun ağır sonuçları söz konusu olabilir. Kısaca bölge pek çok halk sağlığı sorununa gebedir. Ayrıca bu bölgedeki sağlık hizmetlerinin gerek insangücü gerekse altyapı olarak bu yükü karşılayamayacak kapasitede olduğu da göz ardı edilmemelidir.

Özetle, biz sağlık emek örgütleri olarak bu bölgede yaşanan durumdan endişeliyiz. Saldırılarla insanların yaralandığı ve öldüğü, insanların yerinden edildiği, kimyasal silahların kullanıldığı kuvvetle muhtemel bu ortamı derhal müdahale edilmesi gereken olağan dışı bir durum olarak tanımlıyoruz.

Konu acil olarak uluslararası kamuoyunun gündemine taşınmalı ve Gazze’deki savaş sonlandırılmalıdır. IŞİD çetelerinin saldırıları durdurulmalı, Kobane başta olmak üzere bölgedeki insanların tıbbi malzeme de dahil temel ihtiyaçlarının karşılanması yönünde gerekli adımlar atılmalıdır. Türkiye’deki ilgili kurumlar bu bölgede  sığınmacıların barınma, beslenme ve sağlık hizmeti ihtiyaçlarını karşılayacak biçimde organizasyonlarını hızlıca yapmalıdırlar.

Sağlık mesleğini icra edenler olarak her zaman savaşın karşısında durduk, savaşın yaydığı kötülüğe karşı insanları koruma ödevi üstlendik. Gelinen noktada Türkiye’nin güney sınırında, bölgede yaşananlara sessiz  kalmamız olası değildir. Bu bölgeden Tüm Türkiye’ye ve Dünya’ya sesleniyoruz:

Bu vahşeti durdurun, saldırıların ve ölümlerin önüne geçin, insanların temel yaşamsal ihtiyaçlarının karşılanması için seferber olun.

Türk Tabipleri Birliği (TTB)

Türk Dişhekimleri Birliği ( TDB)

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası ( SES)

Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası ( DEV-SAĞLIK İŞ)

Türk Hemşireler Derneği ( THD)

Türk Psikologlar Derneği

Türk Medikal Radyoteknoloji Derneği (TMRT DER)

Tüm Radyoloji Teknisyenleri/Teknikerleri Derneği ( TÜMRAD -DER)

Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği (SHUD)

 

Türk Tabipler Birliği

Manşetler

DUYURU-4