Trafik kazasında yaralanan kusurlu kişilerin tedavi giderlerinin trafik sigortasından karşılanmasının sigorta prensiplerine aykırı olduğunu belirten TSRŞB Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Kalkavan, trafik sigortasının etrafa verilen zararları teminat altına aldığını söyledi.
6111 sayılı Kanunun 59’uncu maddesi uyarınca, sigorta şirketlerince yazılan primlerin yüzde 15’ini geçmemek üzere Hazine Müsteşarlığı’nca belirlenen tutar, Sosyal Güvenlik Kurumu’na aktarılacak ve trafik kazalarından kaynaklanan yaralanmaların tedavisi bu toplanan paralardan karşılanacak. Kanunda yer alan yüzde 15 oranının uygulanabilecek azami oran olduğunu belirten TSRŞB Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Kalkavan, “Hazine Müsteşarlığı tarafından belirlenerek genelgeyle ilan edilen miktarlarda yapılacak aktarım sonucunda, toplam trafik priminin yüzde 8-9’u oranında bir tutarının SGK'ya aktarılmış olacağını tahmin ediyoruz. Ancak burada poliçe priminin belli bir oranı aktarıma tabi olmayacak, araç bazında belirlenen maktu bir tutar her poliçeden kuruma aktarılacaktır” dedi.
‘KUSURLU OLANIN TEDAVİSİ KARŞILANMAZ’
Yeni uygulamayla kusurlu ya da kusursuz, ehliyetli-ehliyetsiz herkese fondan ödeme yapılabilmesiyle ilgili görüşlerini sorduğumuz Kalkavan, kusurlu-kusursuz ile ehliyetli-ehliyetsiz kavramlarını birbirinden ayırt etmek gerektiğini söyledi. Kalkavan uygulamayla ilgili şunları kaydetti: “Kusurlu-kusursuz kişilerin trafik kazasından ileri gelen yaralanmalarının tedavi giderlerini sigortacılık prensipleri çerçevesinde karşılayabilirsiniz, ancak bunu bir sorumluluk sigortası olan trafik sigortasıyla değil, sağlık veya tedavi teminatı içeren ferdi kaza sigortasıyla yapabilirsiniz. Dolayısıyla trafik kazasında yaralanan kusurlu kişilerin tedavi masraflarının tazmin edilmesi sigortacılık genel prensiplerine uygun değildir diyemeyiz. Ancak trafik kazasında yaralanan kusurlu kişilerin tedavi giderlerini trafik sigortasından karşılamaya kalkarsanız, bu sigorta prensiplerine tamamen aykırıdır. Trafik sigortası kendinize verdiğiniz zararı değil, etrafa kusurlu olarak verdiğiniz zararları teminat altına alır. Bu durumun ağaca çarparak hasar gören aracınızı trafik sigortasından tamir ettirmeye teşebbüs etmenizden hiçbir farkı yoktur.”
Daha önce ehliyetsiz veya alkollü kişilerin üçüncü şahıslara verdiği zararlarda uygulamanın nasıl işlediğini anlatan Kalkavan, “Bu uygulamadan önce sigorta şirketi zarar gören üçüncü şahısların tedavilerini karşılıyor ve ehliyetsiz veya alkollü araç kullananlardan bu masrafları tahsil ediyordu. Bu uygulamayla kaza zabıtlarına ulaşım imkânı ortadan kalkacaksa, ehliyetsiz veya alkollü kullanım kanun yoluyla teşvik edilmiş olunacaktır ki bu durum sigortacılıkta yerleşmiş prensiplerle bağdaşmamaktadır” diye konuştu.
‘UYGULAMA TÜKETİCİYE İLAVE YÜK GETİRMEYECEK’
Uygulamanın sektöre bu yıl 250 milyon lira ilave yük getireceği tahminlerini doğru bulmadığını belirten Kalkavan, sektörün trafik kazalarının sebebiyet verdiği tedavi giderlerini karşılamayacağını söyledi. Kalkavan uygulamanın tüketicilere ilave bir yük getirmeyeceğini belirttiği açıklamasında şunları söyledi: “2010 yılında sektör 150 milyon lira tutarında tedavi giderini karşılamıştır, ki her sene bu belli bir oranda artmaktaydı. 2011 yılında da belli bir oranda tedavi giderlerinde artış olacağını göz önünde bulundurursak, ilave yükün 100 milyonun altında olacağını söyleyebilirim. Diğer taraftan, trafik sigortası kârlı bir ürün değil, 2010 yılının ilk altı ayında 183 milyon lira zarar etmişken, bu yılın ilk altı ayında bu zarar 205 milyon liraya yükselmiştir.
HEP SİGORTACI MI ÖDEYECEK?
Bu zarar, şubat ayından bu yana tedavi giderlerinin de şirketler tarafından ödenmediğini düşündüğümüzde daha önemli hale geliyor. 2010 yılında 587 milyon zarara katlanmak zorunda kalan sektör, bu yıl da aynı miktar bir zararı karşılamaya hazırlanıyor. Böyle bir uygulama yürürlüğe sokulmasaydı bile bu zarar miktarı, tüketicinin kullanımına bağlı olarak yansıtılması gereken miktarı açıklıyordur. Diğer bir deyişle, tüketiciler bugün itibariyle ödemeleri gereken primin oldukça altında bir primle poliçe almaktadırlar ve bu zararın ilelebet sigorta şirketleri tarafından finanse edilmesi mümkün değildir. Bu uygulamanın tüketiciye getireceği ilave yükün önemli olacağını düşünmüyorum, aktarılacak tutarın tamamı ilave bir yük niteliğinde değildir.”