Teşhisi zor, tedavisi kolay 'çölyak hastalığı'

Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Feyzi Gökosmanoğlu, çölyak hastalığının bazı bireylerde yıllarca hiç belirti vermediğine veya çok hafif seyrettiğine dikkat çekerek, "Teşhisi zor ancak tedavisi kolay bir hastalıktır" dedi


Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Feyzi Gökosmanoğlu, çölyak hastalığının bazı bireylerde yıllarca hiç belirti vermediğine veya çok hafif seyrettiğine dikkat çekerek, "Teşhisi zor ancak tedavisi kolay bir hastalıktır" dedi.

Genel düşkünlük hali, zayıflık, kilo alamama, kısa boylu olma hali gibi durumlarla seyreden çölyak hastalığı konusunda, Medicana Samsun Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümünden Uzm. Dr. Feyzi Gökosmanoğlu bilgi verdi. Çölyak hastalığının bazı bireylerde yıllarca hiç belirti vermediğini veya çok hafif seyrettiğini ifade eden Dr. Feyzi Gökosmanoğlu, "Çölyaklı bir hasta olduğunu uzun süre fark etmeyebilir, hastalık her yaşta teşhis edilmekle birlikte teşhisi zor olan hastalıklardan biridir çünkü belirtiler çoğunlukla ilişkili diğer başka hastalıklarla karışır. Çölyak hastalığının bağırsaklarda besin emilimini sağlayan 'villus' adlı yapıların bozulmasına bağlı gelişir. Çölyak hastaları gluten adlı proteine karşı hassastırlar ve bağırsakta glutenli gıdalar gıda emiliminin bozulmasına neden olur, buna bağlı olarak da küçük çocuklarda ishal, karın şişkinliği, kilo alamama, vitamin eksiklikleri, büyüme gelişme geriliği belirtileri ile hastalık kendini gösterir. İleri ki yaşlarda da kansızlık, boy kısalığı, kemik zayıflığı, kemik erimesi, zayıflık, halsizlik, büyüme geriliği, ciltte kaşıntı, sık enfeksiyon geçirme ve karaciğer hastalığı gibi pek çok durum çölyak hastalığının belirtisi olarak karşımıza çıkmaktadır" diye konuştu.

"Çölyak Hastalığı ülkemizde sık görülüyor"

Dr. Gökosmanoğlu, Türkiye'de 250 bin ile 750 bin arasında çölyak hastası olduğunun tahmin edildiğini ancak bunların sadece yüzde 10'una tanı konulduğu söyledi. Gökosmanoğlu, 25 bin ile 75 bin arasında hastaya ise hala tanı alamadığını, bu hastalığın Türkiye'de sık görüldüğünü ancak vakaların yaklaşık yüzde 90'ının tanısının konulamadığını özellikle vurguladı.

"Tedavide ömür boyu gluten içeren gıdalardan uzak durulması gerekiyor"

Çölyak hastalığı tanısının çeşitli kan tahlilleri ve bağırsak biyopsisi ile yapıldığını belirten Dr. Gökosmanoğlu, "Tedavisinde ise hastaların ömür boyu gluten içeren gıdalardan uzak durmaları gerekmektedir. Çölyak hastalarının tüketmemesi gereken gluten pek çok gıdada yer almaktadır. Buğday, arpa, yulaf, çavdar unu, kepek, buğday nişastası, irmik, un ile yapılmış veya bunları içeren hemen ter türlü hamur işinde ve gıdalarda gluten olabilir. Mısır, pirinç, patates, darı, nohut, ayçiçeği, keten, susam, haşhaş ve kara buğday gibi alternatifler önerilmektedir. Kimileri bitkisel tedavi de araştırmaktadır ama şu an için çölyak hastaları için glutensiz diyet dışında bir şuanda alternatif tedavi seçeneği bulunmamaktadır" şeklinde konuştu.

Glutensiz diyete uymamanın, başka sağlık sorunlarına yol açabildiğine dikkat çeken Gökosmanoğlu, "Çölyak hastası glutensiz diyetine uymazsa rahatsız edici semptomları devam eder, ayrıca diyete uymayan hastalarda uzun vadede çeşitli sağlık sorunları; osteoporoz, kısırlık, düşük tehlikesi, depresyon, ince bağırsak kanseri, lenfoma ve yetersiz beslenmeye bağlı olarak kronik düşkünlük hali ortaya çıkabilmektedir. Çölyak hastaları, gluten içermez, ibaresi bulunan gıdaları tercih etmeli ve gıda alışverişinde mutlaka ambalajların 'içindekiler' kısmını kontrol edip gluten içermez ibaresi olan gıdaları almaları gerekmektedir" ifadeleri kullandı.

Manşetler

DUYURU-5
EBELİK YÖNETMELİĞİ
HASTANE KOORDİNASYON KURULU YÖNETMELİĞİ