Tek renk beslenmek kanserden korumaz

Belli renkteki besinleri tüketmeye yönelik beslenme programlarının çoğunun kandırmaca olduğunu anlatan Prof. Dr. Mustafa Özdoğan, "Resim, müzik ve dua tedavi sürecinde çok daha etkili oluyor" diyor

Memorial Antalya Onkoloji Merkezi Başkanı Prof. Dr. Mustafa Özdoğan; mistik yaklaşımlardan beslenme şekillerine kadar, kanser tedavilerinin iç yüzüyle ilgili bilgi verdi.

YAŞAM KALİTESİ ÖNEMLİ
Alternatif tıp hakkında ne düşünüyorsunuz?

Alternatif tıpçılar; modern tıbbı reddederek bir yere varamayacaklarını gördüler ve zaman içinde modern tıbba yöneldiler. Alternatif tıp içinde kanseri yok etmeye yönelik bir başarı varsa, artık o alternatif tıp olmaktan çıkmış ve modern tıp halini almıştır. Örneğin günümüzde kanser tedavisinde kullanılan en önemli ilaçlardan birisi olan taksanlar, porsuk ağacının kabuğundan elde edilir.

Müzik ve resim terapileri tedavide gerçekten etkili oluyor mu?
Nobel ödüllü bir bilim adamının çok güzel bir sözü var; "Yaşam kalitesi, yaşamın kendisinden de önemlidir." Hastaları uzun yaşatmaya çalışmanın yanında, yaşam kalitelerine de gerekli önem verilmelidir. Modern tıp ve alternatif tıbbın birlikteliği, birçok yöntemin tedavi sürecine dahil olmasını sağladı. Bugün akupunktur, hipnoterapi, masaj, aromaterapi ve sanatsal tedaviler, korku dolu kemoterapi ünitelerine farklı bir bakış açısı kazandırdı. Hastalar kemoterapi üniteleri için, "Oraya eğlenmeye geliyoruz" ifadesini kullanmaya başladı. Hastaların yaşam kaliteleri değişti. Bu son 20-30 yılın en büyük değişimi oldu. Alternatif tıp, alternatif olmaya devam edecektir. Ama her zaman modern tıp, alternatif olan tedavileri sorgulayacak ve onları bilimsel çalışmalarla aydınlatacaktır.
Kanser tedavisine yardımcı birçok besinden söz ediliyor. Bunların gerçeklik payı nedir?
Doğru beslenme, kanserden korur. Sağlıklı beslenme nettir; sebze ve meyve ağırlıklı, kırmızı etten fakir bir beslenme tarzı. Yok kırmızı ürünleri yemek, en yeşil olanları almak ya da daha sarı ürünleri bulup buluşturmak gibi komik inanışlardan kurtulmamız gerekir. Herkes, bu tür yanlış yönlendirmelerden kesinlikle kurtulmalıdır. Kanserli hastaların beslenmelerinde de formül bellidir.

YOGA İLE DAHA İYİ UYURLAR
Kanser hastaları yoga sonrası daha iyi uyur.
Dua yaşam kalitesini artırır.
Akupunktur, radyoterapi sonrası ağız kuruluğunu giderir.
Cinselliği elinden alınan kanser hastaları rehabilitasyonla yaşama döner.
Kanserdeki mucize, gelecekteki erken tanı yöntemleri olacaktır!

 

 

İLKOKULDAN İTİBAREN DİKKAT!
Doğru beslenme gerçekten kanserden koruyabilir mi?
Sağlıklı beslenme ve sigaranın bırakılması tüm kanserlerin üçte birini ortadan kaldırır. Ama koruyucu etki için çocukluk döneminden itibaren sağlıklı beslenmek gerekir. Doğru beslenme politikası, ilkokul çağından itibaren devlet politikası haline getirilmelidir çünkü çocuğa istediğiniz kadar sebze yedirin, okulda cipsle beslenmesine engel olamazsınız.

KANSERLİYE ÖZEL DİYET GEREKİR
Hastalarınıza neler yemeleri konusunda tavsiyelerde bulunur musunuz?

Hastalarıma yemek pişirme konusunda mutlaka tavsiyelerde bulunuyorum. Örneğin; çok yağlı ve ağır gıdalardan uzak durmalarını, ızgara ve haşlama türü yiyecekleri tercih etmelerini, beyaz unlu besinlerin tüketimi konusunda da dikkatli olmaları gerektiğini anlatıyorum. Ancak tüm beslenme önerilerinin onkoloji uzmanları tarafından verilmesi doğru değildir. Onlokogların beslenme uzmanları ile birlikte çalışmaları gerekir. Bugün artık kanser hastasının, hastalığına uygun bir diyet programı belirleniyor, hasta o program çerçevesinde takip ediliyor. Örneğin; meme kanseri hastasını ameliyattan sonra bekleyen tehlike, kilo kaybı değil, kilo alımıdır. Çünkü bazı ilaçlar, iştahın artmasına neden olabiliyor.

ÇARE MİSTİK ÖĞELERDE ARANMASIN
"Şunu yiyin, bunu için" gibi yaklaşımlar ne kadar doğru?

Keloğlan masallarına çok fazla düşkün bir toplumuz. Keloğlan, sihirli iksiri bulur ve hasta olan prensese içirir. Prenses iksiri içince; gözünü açar, iyileşir ve evlenirler. Bu çocukluğumuzdan gelen bir inanıştır. Çareyi hep mistik öğelerde ararız. Oysa ki gerçekte böyle değil. Özellikle kanser gibi önemli bir hastalıktan, mucize bir besin maddesi ile korunmak ya da kanseri beslenmeyle yok etmek mümkün değildir.

DOĞAL AMA ZARARLI OLABİLİR!
Hiç sihirli bir besin yok mu peki?

Hastalar, kanser olduklarını öğrendikleri zaman Anzer balı, propolis gibi birtakım ürünleri tüketerek hastalığın üstesinden geleceklerini düşünüyorlar. Oysa bu ürünlerin bazen hiç umulmayan, çok ciddi yan etkileri olabiliyor. O nedenle dikkatli olmak gerekiyor. Örneğin; üzüm çekirdeği doğadan gelmesine rağmen kemoterapi ilaçları ile etkileşim içine girebiliyor. Sağlıklı beslenen bir hastamızın eğer kilo kaybı yoksa bu tarz ek tedavilerden yararlanmıyoruz.
 

ESRA TÜZÜN

Manşetler

DUYURU-4