Son günlerde yaşanan reçetesiz ilaç satışıyla ilgili olarak Tüm Eczacı İşverenler Sendikası Genel Başkanı Ecz. Nurten Saydan, eczacıların ilaç uzmanları olduğunu ve amacı dışında veya kötü amaç için kullanılan ilaçları zaten kontrollü olarak takip ederek verdiklerini söyleyerek, "Bizler “reçetesiz ilaç“ satmak istemiyoruz. Bizler sürekli ilaç kullanan ya da acil durumdaki vatandaşlarımızın ilaçlarını nasıl vereceğimize yönelik açıklama istiyoruz" diye konuştu.
Saydan konuyla ilgili açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Bu ülkenin eczacıları, meslek kanunlarını çok iyi biliyorlar. Ayrıca “ilaç “nedir çok iyi biliyoruz. Bizler akademik eğitim almış, diplomalarında “eczacı unvanı verilmiştir’’ yazılı olan, “eczaneleri” Sağlık Bakanlığı izin ve ruhsatı ile açılmış olan bir meslek mensubuyuz.
Bizler ilaç etkisi, yan etkisi, ilaç etkileşmesi, ilaç besin etkileşmesi konularında uzmanız. Bizler teşhis, tanı, tedavi yapmıyoruz. Hastalarımızın kullandıkları ilaçları vermek istiyoruz. Diyoruz ki; Kronik hastalarımızın SGK uygulamaları yüzünden ulaşamadığı, kaybettiği, kırdığı yani “ilaçları raporlu veya doktor kontrolünde, doktor tarafından önerilmiş ilaçlarını“ eczanelerimize gelip istediğinde nasıl vereceğiz? Bunu öğrenmek istiyoruz.
Gece nöbetlerimizde veya gündüz başı, dişi ağrıyan, ateşi yükselen hastalarımıza nasıl ilaç vereceğiz? Bu soruyu Türkiye'nin doktor sayısını, mesailerin 17:00 de bittiği aile hekimliklerini, sağlık kuruluşlarını göz önüne alarak soruyoruz? Ülkemizin asgari geçim standartlarını göz önünde bulundurarak soruyoruz; 7 gün 24 saat, bu ülkenin en ücra periferinde ilaç ve sağlık hizmeti vermeye çalışan 24 bin eczacı olarak sorumuz “vatandaşların ilaçlarını NASIL VERECEĞİZ?”
Bu ülkenin tek sağlık otoritesi, eğer vatandaşlarımız fazla ilaç kullanıyorsa bunun nedenini araştırır.
-Vatandaş neden hastalanıyor, yetersiz mi besleniyor, çevre koşullarından mı etkileniyor, hijyen koşullarını mı bilmiyor, en önemlisi “koruyucu sağlık tedbirlerini” yani hastalanmadan “sağlıklı kalabilmeyi” biliyor mu? Ülkemizde koruyucu tedavi yöntemleri sağlıklı çalışıyor mu?
TEİS olarak kurulduğumuz günden bu güne, ilköğretim sıralarında çocuklarımıza “ilaçların dozunda kullanılmazsa zehir olduğu, rastgele kullanılmaması gerektiği” öğretilmelidir diyoruz.
Aklımıza bir çırpıda gelen bu soruların cevabını tüm toplum olarak düşünelim. Ve soralım amaç “suiistimali” önlemek mi, yoksa vatandaşın ilacına ulaşmasını “engellemek midir”?
İLACININ NASIL VERİLECEĞİNE ÇÖZÜM İSTİYORUZ
Eğer konu suiistimal ise; Bizler ilaç uzmanlarıyız ayrıca amacı dışında veya kötü amaç için kullanılan ilaçları zaten kontrollü olarak reçete karşılığı veriyoruz. Bizler “reçetesiz ilaç“ satmak istemiyoruz. Bizler vatandaşlarımızın ilaçlarını nasıl vereceğimizin çözümünü istiyoruz. Ekim 2012 tarihinden beri İlaç Takip Sistemini tüm fonksiyonları ile çalıştırmayı başaramayan yetkililere soruyoruz;
İlacını kaybeden, kıran, doktor tarafından tavsiye edildiği halde SUT koşullarından dolayı ilaçlarına ulaşamayan hastalarımızın ilaçlarını verebilelim. Medula sisteminde vatandaşların aldıkları ilaçları görebiliyoruz, kontrol ederek ilaçlarını verebilmeliyiz. Yoksa, çocuğunun veya annesinin ilaçlarını “eczanelerimizde bulunduğu halde veremediğimiz vatandaş tarafından darp edilebiliriz. Lütfen kendinizi hasta yakını olarak düşünün, gece yarısı nöbetçi eczane, ”eczanesinde olmasına rağmen ilaçlarınızı vermiyor“ ne yapardınız? Ülkemizde doktora şiddet malum, pek yakında sırf bu yüzden “eczacıya şiddet” başlayabilir. Yetkililer unutmasınlar, kimse sabah kalkıp veya gece yarısı aklına esip, zevk için gidip ilaç alayım demez. Ama ilaca ihtiyacı olan vatandaş, mutlaka ilaçlarını temin etmek zorundadır.
YASALAR GÜNÜN KOŞULLLARINA UYGUN HALE GETİRİLMELİ
Çünkü ilaç, yerine ikame edilecek alternatifi bulunmayan bir üründür. Eğer bu durum devam edecek olur, 60-70 yıllık yasalar günün koşullarına uygun hale getirilmezse; bunun sıkıntısını vatandaşlarımız çekecektir. Bir sağlık kurumuna ulaşabilme imkanı varsa, ilaç fiyatından daha fazla bir muayene ücreti ödeyerek ilacını alacak. Eğer ilacı alması gereken süre içinde doktora ulaşma imkanı yoksa bu hastanın ne yapacağını iyi düşünmeliyiz. Amaç; vatandaşların bilinçsiz ilaç kullanmasını engellemek ise bu uygulanan yol “yanlış” ve hiç “bilimsel” bir yol değildir.